KOR GERÇEK
ÖZLEMLE VE AŞKLA YİNE VE YENİDEN MERHABA!
ÖZLEŞTİK DEĞİL Mİ?
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN.
KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYKDuygular da yaş alır.
Zamanla yaşlanır. Yaşla ıslanır, parçalanır.Yaşlanmasını beklediğim bir diğer şey duyduğum acıydı. Ölüm farkındalıktı. Farklıydı. İnsan cenaze diye adlandırılır, yaşayan sağ kaldırdı.
Ölüme alışmak zorlarken yaşamak daha zordu. Duygularınla savaşmak katlanılmazdı. Olduğum konumda iradeyi elimde tutmam imkansızdı.
Kendimi geçmişten çok anda tutmaya çalışıyordum ama geçmişin kanı andaydı. Her andı. Yakacaktı.
Düşünmek iki ucu kancalı urgandı. Kancanın birini beynime saplamış, urganı sıkıştırıyordu. Zihnim mahşer yeriyken dilim, hislerimi anlatmam için lal oluyordu.
Soykan'ı düşünmek ağzımı ve burnumu kanla dolduruyordu. Yanımda duruyordu ama geçmiş ve yaşananları kalbim unutamıyordu.
Başka bir zaman mıydı bizim anımız yoksa o anın varlığı imkansız mıydı?
Bilmiyordum.
Böyle yaşanır mıydı?
Bilmiyordum.
Yaşıyor muydum?
Bilmiyordum.
Düşünme, dedi içimdeki yorgun ses. Düşüncelerin beni tükecek, o zaman yok olup gideceksin diye de devam etti. İçim de olmasa nasıl devam edebilirdim ki?
Tüm bunları yok etmek adına oturduğum koltukta dikleştim. Filmli cama vuran yansımasından onu izledim. Soykan'ı...
Onu gördüğümde gece yaşadığım duygular tenimin altından taşıyordu. Nefesi boynumdaydı mesela. Kirli sakalları değdiği yeri gerçekten yakıyordu. Yangını devam ediyordu. Tenime değen teninin kıvılcımı duruyordu. Tenin tenle teması çok farklıydı. Ondan böyle bahsetmek bambaşkaydı. Ruhuma batıyordu.
Soykan'ın çalan telefonuyla uyanmıştık. Bir şeyler atıştırmış sonrasında spor salonuna inmiştik. Yumruklarımı güçlendiriyor, bedenimi dinç hale getiriyordu. Eğitim tamamlandığında sırayla duş almış, sonrasında yola çıkmıştık.
Soykan'ı arayan Yağmur'du. Bizi yemeğe davet etmişti. Teşekkür edebileceği farklı bir seçeneği olmadığını belirtmiş ve ısrar etmişti. Yağmur'un ki teşekkürden çok minnetti ve ben bunu istemiyordum. Olanlar olması gerekenlerdi ki sonuca ulaşmıştık. Kim olursa olsun yine olsa yine yapardım.
"Gitmesek olmaz mıydı? Çok geriliyorum böyle ortamlarda."
Bu isteksizliğimi evden çıkmadan önce de defalarca dile getirmiştim. Her seferinde reddedilmiş üstüne azar bile yemiştim. Ben olsam, ben de aynısını yaparmışım. Sorun yemeğe çağırması değildi. Sorun insanlardı. Aras'ın veya Uygar'ın olduğu bir topluluk olsa gerilmezdim ancak Taha son olaydan sonra beni geriyordu. Ona küsmem veya mesafeli kalmam gerekmezdi. Benim için mesafemi geri çekeceğim bir konumda değildi ancak mümkünse aynı ortamda olmak istemiyordum. Olduğumuz mesafede kalmak en mantıklı olandı. Mesela bu olaydan önce birlikte yemek yemiyorduk. Şimdi yememize de gerek yoktu.
"Kaç kere söyledim ama. Sikmişim Taha'yı, Yağmur için gidiyoruz." Söylediklerime karşılığı bu olurken zaman kaybetmeden cevap verdim. "Taha için gidiyoruz, demedim zaten. Genel olarak gitmek istemiyorum. Geriliyorum. Neden anlamak istemiyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELÂL
Mystery / ThrillerKanla kazıdığın kelebek dövmesinin üzerini çizdir. Noktalı virgülle değiştir. Bu, devam edecek gibi değil ama bitmedi, demektir. Kanatları kanlı kelebek yandı. Küllerinden yeniden yaratıldı. Tekrarlanan doğumla gerçekleşen bir başlangıçtı. Üzerinde...