《42》'DUY İSTEDİM'

33K 1.7K 2.1K
                                    

SELAAAAM!

BU SEFER ÖZLEŞTİK

BU BÖLÜME OLAN YORUMLARINIZI O KADAR MERAK EDİYORUM Kİİİ

OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Soğuk bir akşamüstünde
kaybettim sanmıştım her şeyi. Buz
tutmuş kalbinin yansıması mıydı
elleri? Isınmıştım.
Yanılmamışımdır belki.

Ruhuma kadar battığım bir bedenden kurtulmayı istemiyordum. Bu kumarsa kazanıyor muydum, iflas bayrağını mı çekmiştim? Bilmiyordum. Öğreniyordum.

Nefeslerim düzene girmiş, rahatlayan bedenim göğsüne serilmişti. Şimdi bacaklarım bacaklarının arasında beynimin sesini bastırmayı deniyordum.

Sözleri vardı şimdi zihnimde. Yalnızca zihnimde de değildi. Kalbimdeydi, ruhumdaydı. Ve gerçekliğine hepsi iknaydı.

Bunu kabullenmek için mücadele ediyordum. Bir bütünün iki parçasıydık biz. Öyle söylemişti. Bir bütünde ayrı iki baş değildik. Bütünün kendisiydik.

Bunları düşünürken araba yavaşlamaya başlamıştı. Geldiğimizi düşünerek toparlanmaya karar verdim. Hızla harekete geçtiğimde doğrulmak adına ellerimi Soykan'ın bacaklarına dayamak istedim. Avuçlarımı bastırıp güç almak istemiştim ki elime gelen sertliğin ne olduğunu anlayamadan Soykan hızla bedenimi yanına bıraktı.
Derin inlemesi kulağıma ulaştığında ani hamlesiyle anında gözlerini buldu gözlerim.

"Ne oldu?"

Soykan sert bir şekilde yutkunmuş, oturuşunu dikleştirerek çatık kaşlarının ardından gözlerimi esir almıştı. Ne olduğunu anlayamıyordum. Elime bir sertlik gelmişti ancak bir kemiğin olabileceği yerdeydi, elim. Neden bu hale geldiğini çözemiyordum.

"Avucunu nereye bastırdığının farkında mısın?"

Sert bakışları önüne düştüğünde pantolonundan belirginleşen kısmı görerek dudaklarımı birbirine bastırdım. İyi de onun orada ne işi vardı? O kadar yakın da değildi ki ellerim. Ne diyeceğimi bilemeyerek hemen savunmaya geçtim.

"Kemik sandım."

Mahçup bir ifadeyle bakıyordum gözlerine. Bu kadar zorlandığını düşünmemiştim. Sertleştiğini de... Araba tamamen durmuştu şimdi. Soykan sözlerim üzerine bana yaklaşmaya başlamış, yüzündeki ima dolu gülüşle kulağıma fısıldamıştı.

"Kemik sanman hoşuma gitti."

Kurduğu cümleyle hızla ellerim omuzunu buldu. Sert bir şekilde uzaklaştırmak adına ittim, zorluk çıkarmadan bedenini koltuğa yasladı. Başı geriye düşmüş, aşağı yukarı hareket eden adem elmasıyla derin nefesler almıştı. Yüzündeki keyifli ifade de oradaydı. Kaybolmamıştı.

"Şu kafanın içinde neler olduğunu o kadar merak ediyorum ki. Ama şu an konumuz bu değil. Ne yapacağız? Benden istediğin ne, bizi neler bekliyor? Bir planın var mı?" Konuyu ve ortamı dağıtmak adına peş peşe sıraladım cümlelerimi. Merak da ediyordum aynı zamanda.

MELÂLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin