Bölüm 14

208 19 4
                                    

Asansörün önünde sessizce duruyorduk. Ben Poyraz'a odaklanmışken Rüzgar'ın yüzümü dikkatle incelediğini hissedebiliyordum. Yavaşça gözlerimi Poyrazdan ayırıp Rüzgar'a baktım. Anlayamadığım bir şekilde bana bakıyordu. Neden gerildiğimizi anlayamıyordum. Genel olarak olan şeyleri anlayamadığım gibi.

Gerginliği hissetmiş gibi "Ben annemlere haber vereyim." Dedi Dolunay. 

Yanımda kıpırdandı, arkasını döndü ve koridorda kayboldu. Önümde sanki yaramazlık yapmış ilkokul çocukları vardı. Tek sıra halinde önümde duruyorlardı. 

"Mayıs böyle bizi karşında dikecek misin yoksa şuradaki koltuklara oturtacak mısın? Çünkü biraz daha ayakta durursam beni yerden döner bıçağıyla kazımanız gerekecek ve başım çatlıyor." Teoman kapüşonun altındaki kıvrımlı saçlarını karıştırdı. Kafamı sallayıp kolumla onları koltuklara yönelttim. Yürürken yavaşlayıp Poyraz'a yanaştım. 

"Selam." Dedim. Direk karşıya odaklanmıştı. İlk başta dediğimi duymadığını sandım ama sonrasında kolunu sırtımın üst kısmına sardı ve  "Selam." Dedi. Garip hissetmiştim. Asıl konuya giriş yapmak istiyordum. "Rüzgarlarla beraber miydin?" Diye sorduğumda kısa bir süre için bana baktı ve tekrardan koridora çevirdi gözlerini. Yavaşça kafasını olumlu anlamda salladı. Genelde olduğundan daha dalgındı ve neden Rüzgarlar ile birlikteydi. Ceviz kadar aklım var onu da karıştırdınız, çok teşekkürler.

Koridorun köşesinden annem, Dolunay ve Deniz teyze çıktığında sırtıma hafifçe vurup o tarafa doğru yürümeye başladı. Demek ki annemler için gelmişti. Koltuğa Teoman ve Rüzgar'ın arasına oturdum. Annem ve Poyraz'ı izlemeye başladım. 

Dolunay arkasına kısa süreli bakışlar atarak yanımıza geldi ve kendini tekli koltuklardan birine attı. Gözlerimi tekrar annem, Poyraz ve Deniz teyzeye çevirdim. Annem anlayışlı bir biçimce kafasını salladı Poyraz bir şey anlatırken. Bir elini onun omzuna koydu ve gülümsedi.

"Poyraz kardeşim falan değil Mayıs." Dedi Rüzgar el parmaklarını açmaya çalışırken. Parmakları geriliyor muydu yoksa bana mı öyle geliyordu? Derin bir nefes verdi ve parmaklarını açma işlemine daha çok yoğunlaştı. Kaşlarımın hafifçe çatıldığını hissedebiliyordum. Bugün bir garipti.

Ve tabi ki Poyraz'ın onun kardeşi olmadığını biliyordum. Kaç kere evlerine gitmiştim, ailesiyle tanışmıştım ve Poyrazların evinde bir tane daha erkek çocuğunun fotoğrafını gördüğümü sanmıyordum. Cevap vermedim ve annemleri izlemeye devam ettim. Acaba ne konuşuyorlardı?

Annem Poyraz'ı toplantı odasına yöneltti ve bizim tarafa doğru yürümeye başladı. Topuklu ayakkabısının kısa topukları mat beyaz fayanslarda insanı sinir eden sesler çıkartıyordu. Sinir sesin yanı sıra o kadar zarif ve yavaş geliyordu ki...

Annem yanımıza geldiğinde Rüzgar hemen ayağı kalktı. Görgü kuralları. Tam annemin sevdiği konu belki de Rüzgar'ı sırf şu anda ayağa kalktığı için evlatlık edinebilirdi. 

"Merhaba efendim. Daha önce karşılaşmıştık ama tanışmamıştık adım Rüzgar.

Adım Rüzgar repliğini nereden hatırlıyordum acaba? Sanırım insanlara kendini tanıtmasıyla alakalı sorunları var... Ama gerçi bana karşı normaldi. Normal mi kimi kandırıyorum onunla tanışmamdan kısa bir süre sonra beni yiyebileceğini söylemiştim.

"Ah merhaba Rüzgar. Ben Mayıs'ın annesi Canan-" ah hadi canım anlamadı zaten. "Bende diyorum seni bir yerden gözüm ısırıyor." Dedi annem gülümseyerek.

Kendimi şu anda camdan atmadığım için şanslılar. O kadar saçma bir ortamdayım, o kadar kaçmak istiyorum ki...

Aralarında muhabbet etmeye başlamışlardı bile. Gözlerimi devirdim ve etrafıma bakındım. Görüş açıma uyuyan bir Teoman girince sadece baktım. Kapüşonu suratının yarısını kapamıştı ama başını geriye attığı için açık kalan ağzını kapatamamıştı. Görüntüsü o kadar komikti ki kendi kendime gülmeye başladım. Sanırım annemler susup bize dönüp baksa rezil olacağını bilmiyordu. Ayağımla, ayağını uyanması için dürttüm. Milim kıpırdamadı. 

Akşam GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin