Bölüm 1

508 28 5
                                    

Yaz tatilinin son demlerini yaşıyorduk ve ben kesinlikle yazın bitmesini istemiyordum. İstanbul'dan ve binalar ile çevrili caddelerden yeterince sıkılmıştım. Basık sokaklar okula giderken bazen nefes aldırmıyordu bana. Burası, tam olarak bu yeşillik ve her sabah esen rüzgarın getirdiği deniz kokusuyla uyanmak benim için paha biçilemezdi. Kitabımı, çizim defterimi, iPodumu ve kalemlerimi çantama attım ve "Ben çıkıyorum." diye bağırıp cevap gelmesi için bekledim. Bana gelen tek cevap gazetenin çevriliş sesiydi.

Şu yazlıkta bu tavırla bana yaklaşan bir babayla  kalmak zaten can sıkıcıyken bir de Dolunay'ın beni satıp İstanbul'a geri dönmesi... Çekilir şey değildi. 

Yazın başında bulduğum koruluğun yolunu tutarken annemi düşündüm. İstanbul'da kalıp işleri halletmesi gerektiğini söylemişti. Her ne kadar halinden memnun görünse de içten içe üzülüyor ve yanımızda olmayı o kadar çok istiyordu ki. Her şeyi yapan oydu ama iltifatı alan kişi babamdıÇok merak ediyorum bir kere başını kaldırıp o dosyalardan birine göz atmış mıydı? Cevabını çok net biliyordum, tabi ki de elini bile sürmemişti. 

Koyu yeşil eteğimin havalanmasıyla düşüncelerimde sıyrılıp önüm de duran arabaya baktım. Arabanın camı açıldı ve flaş patladı. Daha ne olduğunu anlayamadan araba gaza bastı ve çekip gitti. Biri fotoğrafımı çekmişti. Gerçekten dünyanın en garip hissiydi, neden biri benim fotoğrafımı çekmek istesin ki? 

Belkide seni çekmiyordu Bayan Ego.

Sana fikrini sorduğumu sanmıyorum salak iç ses.

Gözlerimi devirip yoluma devam ettim. iç sesimle olan kavgalarda çoğunlukla o kazanırdı. Gerçekleri birbir yüzüme vurur daha da sessiz kalmamı sağlardı. 

Koruluğa geleli daha beş dakika olmuştu. Etraf her zamanki gibi sessizdi. Buraya gelen tek kişi bendim. Tabi iki hafta önce Dolunay buradayken onunda benimle bir iki kere gelmesi haricinde. Dolunay kuzenimdi aynı yaştaydık ve ne zaman yardıma ihtiyacım olsa yada üzgün olsam hep yanımdaydı. Mutlu zamanları saymıyorum bile. Bazen düşünmüyor değilim bana tek değer veren insan sadece o mu? diye. Aslında uzaktan bakıldığında kocaman bir arkadaş grubuyduk ama bütün sırlarımı en ince ayrıntısına kadar bilen sadece Lavinya ve Dolunaydı. 

Çizim için uygun bir manzara arıyordum. Evet yazın bile ödev vermişlerdi. Herkese değil sadece bana. Neymiş efendim geleceğim içinmiş. Geleceği bahane ediyorlardı, asıl amaçları kafamı olan şeylere takmayıp rahat bir son sınıf geçirmem için uğraşıyorlardı. He birde okullar arası resim yarışmalarında bizim okulun galip gelmesini istemeleri...

Derin bir nefes aldım ve düşüncelerden arındım. Hafifçe esen rüzgar bebek saçlarımı oynattığın hissedebiliyordum. Bu minik hareketler içimin kıpırdanmasına neden olduğunda artık çizim yapma isteğimin kalmadığını fark ettim. Belkide azcık kitap okumalıydım? Başka karakterlerin, başka hayatların arasında günümü geçirmek daha mantıklı geliyordu. Evet kesinlikle öyle yapacaktım...

"Mayıs mı o ne biçim isim ahahahhahahah." 

"Ama bence komik değil."

"Mart nisan Mayıs ahahahaa."

Ağlamayacaktım hayır bu şakaları doğduğumdan beri duruyordum. Ama neden bu seferkine bu kadar alınmıştım? Belkide bana iki dakika önce sakız aldığı için onun gözünde önemliyim diye düşünmüş olduğumdandır. 8 yaşında olabilirdim ama kime değer verip kime değer vermemem gerektiğini biliyordum. Ki değer vermem gereken kişiler arasında kesinlikle Berk yoktu.

"Hey!"

Neden hala gülüyordu? Neden benimle dalga geçiyordu? Ben ona ne yapmıştım?

"Mayıs! İyi misin?"

Acaba onun yüzünden artık insanlarla tanışırken ismimi söylemekten hoşlanmadığımı biliyor muydu? Tabi ki de hayır.

İki elin omuzlarımı sarsmasıyla ve "Sana diyorum! Uyansana!" bağırışlarıyla sıçrayarak uyandım. Derin derin nefesler alarak yaşadığım şoku üstümden atmaya çalıştım. Bir su şişesi görüş alanımın içine girince kafamı kaldırdım ve kimin verdiğine baktım.

Dünyada ki en masum ve korkmuş ifadeyle bana bakarak "İyi misin? Sen ağlıyordun ve susmam gerektiğiyle alakalı bağırıp duruyordun. Sana... Sana şey seslendim ama yinede uyanmadın. İyi misin?". Bense sadece elimde ağzı açık su şişesiyle boş boş ona bakıyordum. Tepki vermemiş olmam onu biraz daha da gerdi. 

"Birini arama mı ister misin? İyi görünmüyorsun." Yavaşça kafamı sağa ve sola salladım. Kimseyi arayamazdı. Kimi arayacaktı babamı mı? Yavaşça ayağı kalktım ve eteğimi düzelttim. Beni dikkatlice izliyordu, her hareketimi gözleriyle takip ediyordu. 

"İyiyim." Dedim gözlerimi devirerek. Yeni tanıdığı birine bu kadar sahiplenici davranması başkası için gayet hoş hissettirse de, benim için şu anda dünyanın en saçma şeyiydi. 

"Hayret konuşabiliyormuş hanımefendi." Gerçekten mi? İlk konuşmadan trip mi atacaktı. Kimsin sen? Arkadaşım?

Belkide onu görmezden gelirsem önünde sonunda kararını değiştirip giderdi. "Saat kaç?" Üstümdeki çimenleri temizlemeye başladım. 

"Bir şey değil sonuçta ölümüne ağlarken seni kurtardım ya." Dedi gözleriyle beni döverek. O karamel gözlerinden ateş fışkırdığını bir an için hayal ettim ve hayalime hafifçe gülümsedim.

"Teşekkürler her neyse saat kaç?" acaba saçlarımda böcek dolaşmış mıydı? Kesin dolanmıştı, sonuçta çimde yattım. Eve gidince yıkan Mayıs. Unutma.

"Saat 8'e 20 var." telefonunu cebine koydu.

Cidden mi o kadar saat boyunca uyumuş muydum? Güneş batmak üzereydi. Üstelik yemeğe de geç kalmıştım. Ahh daha nasıl berbat olabilirdi bugün diye düşünürken "Akşama işin var mı?" Sorusu düşüncelerimi rüzgar gibi dağıtıp geçti. 

Ona bir şans ver Mayıs. Değişmek istiyordun.

İçimdeki sesi görmezden gelerek "Daha adını bilmiyorum. Daha benim adımı bilmiyorsun." Dedim kollarımı göğsümün üstünde kavuştururken. Benim kısmının üzerine bastırarak söylediğimde önce biraz kaşları çatıldı. Sanki onun adını bilmediğim için biraz üzülmüş gibiydi ama sonrasında kaşları sabitleşti ve boş bir bakışla yüzümü inceledi.

"Çizimlerinin altında adın yazıyor Mayıs." dedi. Çizim defterimi mi karıştırmıştı? Cidden mi? Hani gerçekten mi? O çizimleri anneme bile göstermiyordum ve tanımadığım bir çocuk gelip defterimi karıştırmıştı. 

"Adım Rüzgar." dedi elini uzatıp. 

Akşam GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin