He evet Mayıs zaten bütün Teomanlar o. Hayır o olsa bile yinede aklına koyduğun şeyi yapman gerek. Onunla Selin'i ayırman ve senin onunla çıkman gerek. Rüzgar'ın hayatımda yeri bile yokken ben neden onun için üzülüp arkadaşı diye intikamımı almayayım ki?
Sınıfa girdiğimde herkes geçen sene ki yerine oturmuş yazın yaptıkları hakkında konuşuyordu. Sadece bir kişi eski yerine oturmamış kendi kendine telefonunda oyun oynuyordu. Uzay.
"Selam." Dedim telefonunun tuş kilidini kapatırken. "Ya Mayıs rekor kırıyordum ya!" diye söylendi kendi kendine ama pek kulak asmadım. "Neden arkaya oturmadın da buraya orta sıraya oturdun?"
"Çünkü yazın başında bize bir konuşma yapmıştın hatırlıyor musun? Hani yeni bir başlangıç falan?" Ah evet bir de yeni bir başlangıç saçmalığı yapmıştım. Hayır neyime yeni bir başlangıç yapacaksam. Gözlerimi devirdim ve "Ama bu sıramıza oturamayacağımız anlamına gelmiyor." Dedim. Güldü ve yanağımdan bir makas aldı.
"Sızlanmayı bırak da geç duvar kenarına." Dedi yanındaki sırayı gösterirken. Dudaklarımı büzdüm, omuz silkip yerime geçtim. Yapabileceğim bir şey yoktu. Uzaydı o. Bir şey desem bile lafı söyler beni sustururdu. Oturduğumda zil çaldı ve okul resmi olarak başladı.
Bu sene bu okulda ki son senemizdi. Seneye annemlerin istediği bir üniversitede onların istediği bir bölümü okuyacaktım. En azından bana lisemi seçme şansı vermişlerdi. Bende onların bana karşı gelmelerine rağmen güzel sanatlar lisesine gitmeyi seçmiştim ve seçimimden hala mutluyum. Çizimlerimi daha da geliştirmiştim. Tamam belki üniversiteden sonra şirketi bize bırakacak olabilirler ve çizimlerim belki o iş için yararlı olmayacak ama en azından istediğim bir bölüm okuyordum. Ben, Poyraz ve Uzay görsel sanatlar bölümündeydik. Lavinya ve Dolunay müzik, Oğuzhan ise spor bölümündeydi. Herkes kendi bölümünde mutlu mesut geçiniyordu.
Mutlu mesut demişken... Geçen seneki olayların olmaması için kendime çeki düzen vermiştim. En önemlisi kendime sataşanlara karşılık vermeyeceğim konusunda söz vermiştim. Ama bu sözü Selin'i görünce bozmuştum. Ah hadi ama kim olsa bozardı. Şimdi tekrardan kendime söz veriyorum geçen seneki olaylar tekrarlanmayacak ama belli bir çizgim var o geçilirse geri düzeltilmeyecek şeyler olabilir.
Olayları üstünden anlatacak olursak şöyle anlatabilirim. Önüne gelen herkese yavşayan Sena geleneğini bozmayıp Uzay'a da yavşadı. Uzay ona yüz vermeyince de ortaya benim Uzay'la çıktığım ile alakalı bir yalan attı. Sonrasında da iyice bana sataşmaya başladı. İlk başlarda ses etmiyordum ama en sonunda dayanamayıp bende sataşmalarına cevap vermeye başladım. İkinci dönemin başlarında Sena, Büşra ve bir kaç arkadaşı tuvalette sigara içmek için toplanmışlardı. Bende atölyeden çıktığım için ellerimi yıkamak amaçlı tuvalete gitmiştim. Yanlarından geçiyordum Senada sigarasını yakmak için çakmağını bilerek bana yakın tutarak çaktı ve hiç beklemediği bir şey oldu.
Belime kadar uzanan kızıl saçlarım bir anda tutuştu ve sırtımın yarısına kadar yandılar. Saçlarımı söndürdükten sonra ona dönüp "Seni öyle bir boka batıracağım ki, kurtarmam için ayaklarıma kapanacaksın. Yalvarıp benden özür dileyeceksin ama çok geç olacak." Demiştim. Ve gerçekten de dediğimi yapmıştım. Onu öyle bir şeyin içine sokmuştum ki bana yalvarmıştı ayaklarıma kapanmıştı hatta bana ona her şeyi yaptırabileceğimi söylemişti. Bana yaptığına karşılık ondan şikayetçi olmadım çünkü bu bütün planlarımı bozabilirdi. Sadece disiplin cezası almıştı ve bende saçlarımı kestirmek zorunda kalmıştım.
Zilin inatla çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp Uzay'a baktım. "Yine neden daldın?" Diye sordu. Başımı salladım ve "Hiç." Dedim. Çünkü artık yaşadıklarımız bir hiçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Güneşi
Teen FictionGüneş artık batıyordu, daha ne kadar dibe batacağını düşünürken gökyüzündeki yıldızlar birer birer görünmeye başlamışlar. Hissedebiliyordu, artık koca gökyüzünde tek değildi.