Bölüm 29

320 27 0
                                    


YAMAÇ DAN

Hatamın bedelini ödüyordum. Arık'ı öldürmemin suçunu Nehirin canını yakarak kesmişlerdi. Ben buna hazır değildim. Nehirsiz kalmaya hazır değildim. Biz buraya mutlu olmaya gelmiştik. Mutluluğun sonu gene hüsran olmuştu. Nehiri kucağıma hızla alıp arabaya yerleştirdim. Elim kan içinde kalmıştı. Akan burnumu silmek için elimin tersini kullandım fakat yüzüme kan bulaştı. Nehirin kanı... araba durduğunda hızla inip sedye diye bağırdım. Doktorlar, hemşireler yanımıza gelip Nehiri sedyeye yatırdılar. Arada dürtüp neyi olduğunu soruyorlardı. Konuşamadım, konuşacak mecalim yoktu. Hemşire yüzümdeki kanı görünce korkuyla doktora seslendi. Nehiri hastanenin içine götürüyorlardı.

" iyiyim" titreyen elimle giden sedyeyi gösterdim.

" Onun kanı, Nehirin kanı, karımın kanı" gözümün karardığını hissediyordum. Erkek adam güçlü olmak zorundaydı değil mi? Kendimi en güçsüz anımdan da güçsüz hissediyordum.

" Sedye" yere doğru yalpaladığımda koluma girdiler. Hemşire inatla sedye diye bağırıyordu. Ben ilgilenecek biri değildim, haketmiyordum.

Sedyeye yatırdılar. Başım ciddi anlamda dönüyordu. Her an her yere kusabilirdim.

" İyi olsun. Ona bir şey olmasın. Benim yüzümden" gözüm kapanmadan önce tek diyebildiklerim bunlar olmuştu.
*************

Gözlerim açılırken beyaz ışık gözüme vurdu. Elimle ışığı engellemeye çalıştım. O an hemşireyi gördüm. Nehir, onu görmeliydim.

" Karım nasıl, oğlum nasıl" hemşirenin kolunu tutmuştum. Hemşire kolunu çekti.

" Ameliyathanede beyefendi" yatakta dikelip kolumdaki iğneleri çıkarttım. Hemşire ne kadar durun desede onu dinlemedim. Odadan çıkıp görevlinin yanına gittim. Ondan Nehirin bulunduğu katı öğrenip koşarak oraya doğru gittim.

Kata geldiğimde herkes buradaydı. Kimden öğrendiklerini anlamasam da buradalardı işte.

Elimden kayıp gidişini izlemiştim. Ne yapabilmiştim, o adam Nehiri bıçakladığında ne yapabilmiştim. Nehir oğlumuza iyi bak derken, gözlerini kapatırken ne yapabilmiştim... tek yapabildiğim onu kendime çekip bağırarak, çığlık ata ata ağlamak olmuştu. Canımdan can giderken sadece izlemiştim. Hastane koridorunda öylece gelecek en ufak bir haberi beklerden de canım yanıyordu. Herkes buradaydı, tanıdığım tanımadığım herkes yanıma gelmişti. Ben ise sadece Nehir ve oğlumuzu istiyordum. Hayal kurmuştuk, onun adı Umut olacaktı. Bize umut olmuştu, şimdi de olacaktı. Annesinin Umutu olacaktı. Boğazım düğüm düğüm haldeydi. Kendimi suçluyordum, Arık'ı öldürmeseydim belki böyle olmayacaktı. Bir kez daha benim yüzümden hayatlar mahvoluyordu.

" Amca?" Karaca yanıma gelirken kafamı kaldırdım. Duvar kenarına çökmüş öylece gelecek en ufak bir güzel haberi bekliyordum.

" Karacam" koluma girip ayağa kaldırdı. Beni düzgünce bekleme yerine oturtturdu.

" Amca kendini toparlaman gerekiyor. İçeriden ne haber gelirse gelsin Nehirin sana ihtiyacı var" bakışlarımı gözlerine sabitledim.

" Oğlumuza bir şey olursa ben Nehire ne derim Karaca. Ya da Nehir ölürse ileride Umuta ne derim. Benim yüzümden başlarına bir şey gelmesine katlanamam" Karacanın gözleri dolmuştu.

" Umut mu? Umut mu koyacaktınız adını amca" başımı salladım. Herkes fazlasıyla duygusaldı.

Saatler geçmiyor gibiydi. Nehir ameliyata gireli üç saatten fazla olmuştu. Kimse çıkıp da bir şey demiyordu. İçimdeki o kötü his hiç gitmeyecek gibiydi. Onu kaybetmek, onları kaybetmek istemiyordum. Ses geldiğinde hızla ayağa kalktım. İçeriden doktor çıkmış bize doğru geliyordu.

NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin