Bölüm 17

520 31 13
                                    


Gözlerimi açmak çok zor geliyordu. Sanki saatlerce uyumuş gibi hissediyordum kendimi. Gözümü açtığımda olanları hatırlamaya çalıştım. Arık en son benden özür dilemişti. Sahi o neden özür dilemişti. Beynimi iyice zorlayınca olan her şey birer birer geri geldi. Bir anda içimi korku kaplamıştı. Yerimden kıpırdanmaya çalıştığımda istemsiz olarak ah dedim. Her yerim fazlasıyla ağrıyordu. Etrafa baktığım zaman otel odasında olduğumu farkettim. Ayağa kalkıp biraz yürümek istedim. O anda kalbim çok hızlı atmaya başladı. Efsunu gördüm, yerde öylece yatıyordu. Hızla yanına koşup nabzını kontrol ettim. Nabız aldığımda içim çok rahatlamıştı.

" Efsun iyi misin" birkaç defa seslendim. Uyuyor gibiydi. Kucağıma alıp taşıyamazdım fakat yavaş bir şekilde sürükleyebilirdim. Ellerinden tutup halı olan kısıma sürükledim. En azından soğukta durmuş olmayacaktı.

" Efsun beni duyuyor musun" yerinde kıpırdanıyordu fakat gözlerini açmıyordu. Bir şeyler söylemeye başladı.

" Neredeyim" mırıldanıyor ama gözlerini açmıyordu. Onu öylece bırakıp odanın içinde volta atmaya başladım. Baya baya kaçırılmıştık. Kapının önüne geçip sert bir şekilde tekme attım. Bir yandan da yumrukluyordum.

" Çıkarın bizi buradan. Siz kim oluyorsunuzda bizi kaçırıyorsunuz. Hey size diyorum açın kapıyı hemen" kimse beni duymuyor gibiydi. Kapıyı da açmaya niyetleri yoktu zaten.

" Nehir" Efsunun senini duyduğumda hızla arkamı döndüm. O anda kafasını tutarak ayağa kalkmaya çalışıyordu. Yanına yaklaşıp koluna girdim. Ayağa kaldırtıp koltuğa oturttum.

" İyi misin" iyice gözlerini açtığında kafasını aşağı yukarı salladı.

" Evet iyiyim. Biz buraya nasıl geldik. En son hatırladığım şey evimde oturuyor oluşumdu. Gerisi yok, hatırlamıyorum" hala daha tam ayılmış değildi.

" Yamaçın düşmanları kaçırdı. Beni de sahildeyken yakaladılar" kafasını salladı.

" Biz böyle burada böylece bekleyecek miyiz" kafasını önüne eğdi. İkimizde ne konuşacağımızı nasıl davranacağımızı bilmiyorduk. Belki de ilk adımı benim atmam gerekiyordu.

" Efsun buradan kurtuluncaya kadar yaşadığımız her şeyi unutalım. En azından bir süreliğine. Birbirimize yardımcı olmamız gerekiyor" kafasını salladı.

" Haklısın, buradan kurtulmamız gerek" onu onaylarken bende koltuğa oturdum. O sırada bir anda kapı açıldı. İçeri Arık ve Kulkan girdi. İkisine de sinirle bakıyordum.

" Ne diye geldiniz. Yoksa eserinizi görüp eğlenmeye mi!" Arık yüzüme bakmayı reddediyordu. Kulkan gülmeye başladı.

" Aslına bakarsan haklısın. Eserimizi görmeye geldik. E nasılsınız. Konuşacak konu buldunuz mu, mesela Yamaç hakkında" sinirlerime hakim olamıyordum.

" Yamaçı sormak için mi buraya geldiniz" Kulkan deli gibi gülüyordu.

" Yamaçın ne halde olacağını görmek için buraya geldik. Şimdi sizin o narin saçlarınızdan biraz alacağım. Bana zorluk çıkarmadan yanıma gelin" bir anda cebinden küçük bir bıçak çıkardı.

" Yoksa bir anda yanlışlıkla yanlış bir yerinize gelebilir. Mazallah karnınız gibi" Efsun korku dolu gözlerle bakarken benden önce davrandı.

" Lanet olsun, kes" Kulkanın yanına gidip saçını kesmesini bekledi. Kulkan Efsunun saçını kestikten sonra bana doğru yürümeye başladı. O anda Arık önüne geçti.

" Bırak, ben keserim" Kulkan gülerek bıçağı Arık'a bıraktı. Arık yanıma yaklaşıp kulağıma eğildi.

" Seni buradan kurtaracağım" sadece Arık'ın duyabileceği şekilde güldüm.

" Kurtarmak yerine hiç kaçırmasaydın?" Konuşmadı. Saçımı eline alıp ufak bir tutam kesti. Arkasını dönüp Kulkana uzattı.

" Sen git, ben onları gözetleyeceğim" Kulkan yanımızdan ayrılırken Arık yanımızda kaldı. Onu takmayarak koltuğa oturdum. Efsun da yanıma oturdu. Arık öylece ayakta kalmıştı.

" Niye gitmedin. Senin gözetlemene ihtiyacımız yok" Efsun sinirle Arık'a bakıyordu. Birbirlerinden hoşlanmadıkları çok belliydi.

" Senin için değil. Nehir için burdayım. Senin gül yüzüne meraklı değilim merak etme" Efsun şaşkınlıkla Arık'a bakıyordu.

" Senin Nehirle ne alakan var" bir yandan da bakışları beni bulmuştu. İkimizden de cevap bekliyor gibiydi. O ne kadar ağzımızdan çıkacak kelimeleri merak etse de gerçek apaçık ortadaydı.

" Ah Efsun. Sen ki sırf bir erkek için babaanneni öldürmüş insansın. Anlamamış olamazsın. Salağa yatma bence" Arık bugün fazlasıyla Efsuna laf sokuyordu fakat dediği bir şey ilgimi çok çekmişti. Efsuna döndüm.

" Sen Yamaç için Babaanneni mi öldürdün? Sen nasıl bir ruh hastasısın. Bunu nasıl yaparsın" Efsunun gözleri dolmuştu fazlasıyla.

" Ben bunu yapmasaydım o bebeğimi ve Yamaçı öldürecekti. Zorunda kaldım. Ayrıca Yamaç da benim için aynısını yapardı" tebessüm ettim. Ne demem gerektiğini bilmiyordum.

" Şu konuya gelirsek de, Arık benden hoşlanıyormuş. Bu kadar bunun ilerisi yok. Olamaz da zaten" Arık'ın yüzü düşmüştü görebiliyordum.

" Olmamasını isteyen sensin Nehir. Bana şans bile vermedin. Her seferinde başkasından hamileyim kozunu kullandın. Sana defalarca o bebeğe babalık yapabilirim dedim" koltuktan kalkıp önüne dikildim. İşaret parmağımı gözüne doğru salladım.

" Gerizekalı madem seviyordun ne diye kaçırdın. Senin sevmekten anlayışın bu mu? Sonra ne diyorsun kurtacağım mı. Sana bir tavsiye. Madem kurtaracaksın o zaman bu işe hiç kalkışma!" Üzerimi düzeltip koltuğa geri oturdum.

" Şimdi kardeşinin yanına git" Arık sinirle kapıyı çarpıp çıktı. Efsun ile göz göze gelirken tek umudum Yamaçın bizi buradan kurtarmasıydı.

YAMAÇ DAN

Kahvede sinirden yerimde duramıyordum. Cengizin dediği adrese gitmiş elim boş dönmüştüm. Üstelik beni kandırmıştı. Onu da bıraktığı nottan öğrenmiştim.

Bu işin bu kadar kolay çözüleceğine inanmıyordun değil mi Yamaç Koçovalı ahahaha yakında sana hediye göndereceğim. Beklemede kal!!!

Benimle oyun oynuyordu. Çileden çıkarmaya çalışıyordu. O sırada yanıma biri geldi.

" Yamaç sana getirmişler bunu. Adamların verdi "

kafamı kaldırdığımda eski arkadaşım olan Muratı gördüm. Kendisine bile yoğunlaşamadan elindeki paket dikkatimi çekti. Ondan aldıktan sonra içini açtım. İki tane kutu çıktı.  Kutuların ikisini de açıp önüme koydum. Birinde sarı saç diğerinde ise siyah saç vardı. Efsun ve Nehirin saçlarını bana göndermişti Cengiz. Bir de not bırakmıştı.

Bu sadece başlangıç Yamaç. Bu savaşı sen başlattın fakat bitiren ben olacağım. Şimdi bu saçlara iyice bak. Yakında hemde çok yakında bu iki kadından birini seçeceksin. Diğeri ise.... neyse hadi sürpriz olsun orası da

Kağıdı buruşturup duvara fırlattım. Ne olursa olsun onları kurtarmalıydım.



Selam arkadaşlar yeni bölüm geldi. Vote ve yorum atmayı unutmayın, iyi okumalar❤️

İNSTAGRAM: sudeceltik8

NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin