" Beni neden buraya getirttin?" Elime bir sandalye alıp Efsunun önüne koydum. Üzerine oturup dik bir şekilde bakmaya başladım." Sen neden benim peşimdeydin?" Hafif bir şekilde gülümseyip kafasını öne eğdi.
" Cevabını bildiğin soruları soruyorsun Nehir" sandalyeye iyice yayıldım.
" Belki de yaptığın karaktersizliği bir de senden dinlemek istiyorumdur. Hmmm nereden başlasak acaba" Efsun gergin bir şekilde yerinden kıpırdandı.
" Bu yaptığından Yamaçın haberi var mı? Öğrenince işler daha kötü olacak gibi" gülümseyip elimi karnıma koydum.
" Biliyor musun sırf senin için bana ' Baba olmaya hazır değilim ' dediği o gün bendeki söz hakkını kaybetti. Yani ne derse desin umurumda değil. Bundan sonra benim devrim başlıyor Efsun" donmuş gözlerle bana bakıyordu.
" Ama bence birazdan kıyamet kopacak orası belli. Söylesene onunla zorla mı evlendin. Mecbur mu bıraktın onu" Sen ne saçmalıyorsun dememe kalmadan arkadan öksürük sesi geldi. Yamaç kızgın bir şekilde bana bakıyordu. Bir elini göğsüne koymuştu. Yaraları çok acıyor olmalıydı.
" Onu gerçekten de bu yaralı halinle buraya gelecek kadar mı sevdin? Bizim bebeğimizin de sende böyle bir değeri var mıydı? Yoksa sadece bir piyon muyum" gözümden yaş akmasın diye zorlarken arkamı döndüm. Buradan çekip gitmek istiyordum. O sırada Yamaç bir anda kendisine çekti. O anın etkisiyle göğsüne çarptım. Sıkı bir şekilde gözünü kapattı. Canı yanmış olmalıydı.
" Sen ne yaptığını zannediyorsun" kendimi ondan uzaklaştırdım.
" Nehir saçmaladığının farkında mısın? İnsan kaçırmak ne demek. Üstelik bu kişi Efsun. Gerçekten amacın ne" gülmeye başladım.
" Ben yapınca sorun oluyor değil mi? Sevgilin sana anlattı mı mesela benimle nasıl tanıştığını. Bence anlatmadı ha Efsun anlattın mı" Efsuna sinirle bakıyordum.
" Söylesene ona, ben spor yaparken parka gelip beninle arkadaş olduğunu. Ya da söylesene ilk sana hamile olduğumu söylediğimi" Yamaç şaşkın bir şekilde Efsuna bakıyordu.
" Efsun bu doğru mu? " artık göz yaşlarımı engelleyemiyordum. Elimle gözümü ovuşturup derin bir nefes aldım.
" Bana inanmak yerine ona mı soruyorsun? Yalan derse ne olacak. Ben mi haksız olacağım. Onun yanında mı olacaksın gene" Efsuna döndüm.
" Beni yaptığın onca şeyle yıkamadın fakat bu, bu beni paramparça etti.Teşekkür ederim. Kimseye güvenmemem gerektiğini öğrendim" Yamaç bana doğru adım attı. Elimle durdurdum onu. Sesim çok fazla titriyordu.
" Asıl teşekkür etmem gereken kişi senmişsin aslında. Bana rüyalara inanmamam gerektiğini öğrettin" daha fazla konuşacak gücüm yoktu. Arkama dönüp oradan uzaklaştım. Her seferinde paramparça ediyorlardı kalbimi. Telefonumu çıkarttım. Rehberde gezinirken gözüm Arık Böke Erdenet'e kaydı. Söylemişti o değil mi? Seni hak etmiyor demişti.
Peki ben ne demiştim. Onu seviyorum ha çıldıracaktım. Ara tuşuna basıp birkaç saniye bekledim. Daha sonra direkt kapattım. Onu aramalı mıydım bilmiyorum. Ellerimi başımın üstüne koyup nefes almaya çalıştım. Uzaklaşmam gerekiyordu. Nefes almaya çalışırken telefonum titredi. Arayan kişi Arıktı. Telefonu açtım.
" Beni aramışsın" bir süre cevap vermedim. Ne demem gerekiyordu bilmiyordum.
" Nehir orada mısın? Bir şey mi oldu"
" Beni alır mısın? Konum atacağım" telefon direkt yüzüme kapandı. Bana iyi gelmesi gereken kişi Yamaçken, her anımda yanımda olan kişi o olmuyordu. Bana ' yaralarımızı beraber saracağız ' demişti. Fakat şu an bir başkasının yaralarını sarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)
Fiksi RemajaDeli hastanesi onlar için ruhlarını birleştirdikleri bir kapıydı. Birbirinin tıpatıp aynısı olan bu iki ruh zamanla bir meyve verdi. Meyve kimisi için bir hatadan ibaret olsa da , kimisi için de ruhunu yeşertmek için bir şanstı. " HAMİLEYİM " Yamaç...