Günlerdir ortada yoktum. Yamaç sürekli telefonla arıyordu fakat açmıyordum. Ona kısa bir mesaj ile bebeği aldırdığımı söylemiştim fakat içim içimi yiyordu. Elimi karnıma götürüp onunla konuşmaya başladım." Özür dilerim bebeğim. Seni babandan ayırmak istemezdim" telefonum bir kez daha çalarken bu sefer sinirle açtım.
" Ne var ya ne var. Zırt pırt arıyorsun" telefondan bir süre ses gelmedi. Telefonu kulağımdan uzaklaştırdığımda Karaca yazısını gördüm.
" Seni Yamaç sandım kusura bakma. Sürekli arayıp duruyor" kısık da olsa gülme sesi geldi.
" Söyledin mi ona aldırdığını" derin bir iç çektim.
" Evet mesaj ile söyledim. Aynı zamanda Efsunla mutlu olun ben yokum dedim" Karaca çok fazla konuşmuyordu.
" Karaca sen iyi misin? Neler oluyor orada. Beni buraya gönderdin ama" bu sefer de Karaca iç çekti.
" Bir şey olduğu yok. Aliçoya Efsunu takip ettiriyorum işte. Daha hiç Amcam Efsunun yanına gelmedi. Hakanda bulamadı onu. Arıyoruz işte, bulmaya çalışacağız" çok şaşırmıştım. Kaşım istemsiz olarak havaya kalktı.
" Sen şimdi Yamaçın kayıp olduğunu mu söylüyorsun. İyide o kaybolmaz ki. Sadece kaybolmuş gibi yapar" tam Karaca konuşacakken kapı çaldı.
" Karaca ben seni sonra arayacağım. Kapı çalıyor şimdi"
" İyide senin yerini bizden başka bilen yok. Kim gelmiş olabilir" bilmiyorum diyip telefonu kapattım. Kapıya doğru yaklaşıp hemen açmadım.
" Kim o" ses gelmiyordu.
" Kim o" bir kez daha ses gelmeyince sinirle kapıyı açtım. Karşımda bir anda Yamaçı gördüm. Bana çok sinirli bakıyordu. Kapıyı üzerine kapatmaya çalıştım fakat ayağıyla engel oldu.
" Senin ne işin var burada" üzerime doğru yürümeye başladı. Ayağı ile kapıyı çarptı.
" Doğru mu. Aldırdın mı onu" karnıma doğru bakıyordu. İyice gerildiğimi hissettim.
" Bu seni ilgilendirmez. Gitsene diğer çocuğunun annesine" elini yumruk yaptı. Sakin olmaya çalışıyordu.
" Nehir bana kelime oyunu yapma. Söyle aldırdın mı!" Güldüm.
" Evet desem ne yapacaksın. Bu kadar mı önemliydi bebeğim senin için. O kadına gidecek kadar mı" ne diyeceğini bilemedi.
" Nehir saçmalama. Bana cevap vermiyorsun söyle artık. Ona dokunmadım de. Aldırmış olamazsın, aldıramazsın" tam aldırmadım diyecektim ki aklıma Karaca geldi. Onu inandırmam gerekiyordu.
" Aldırdım Yamaç. Sen bebeğimi haketmiyorsun. Şimdi git buradan. Git Efsuna mutlu ol. İğrençliğinizde mutlu olun"duvara sert bir yumruk oldu.
" Ulan sen sırf bu yüzden mi aldırdın. Sen bebeği aldırınca kendini haklı olarak mı gördün. Sen hiç iğrenleşmedin mi Nehir!" Gözlerim istemsiz olarak dolmaya başladı.
" Benimle bu şekilde konuşmaya hakkın yok. Sen kendi yaptıklarını ne zaman unuttun. Şimdi karşıma geçip iğrençsin diyemezsin. Ya sen bana yaralarımızı beraber saralım derken Efsunla beraberdin. Şimdi o hamile. Ya sen benim tek başıma bu yükü nasıl kaldırabileceğimi düşünürsün" Yamaç sinirden kuduruyor gibiydi.
" Sana yalnız olduğunu kim söyledi! Ben burada neyim ya neyim. Sen bana sormadan nasıl aldırırsın onu" sinirinden kudururken bir anda kapıyı çarpıp çıktı. O an öylece yerimde kalakaldım.
Yere çöküp ağlamaya başladım. Elimi karnıma bastırdım. Sürekli özür dileyip duruyordum. Kendimden çok bebeğime kötülük yapıyordum. Sırf Yamaça sinir olduğum için ve de intikam almak istediğim için söylemiştim bu yalanı. Ağlaya ağlaya Karacayı aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)
أدب المراهقينDeli hastanesi onlar için ruhlarını birleştirdikleri bir kapıydı. Birbirinin tıpatıp aynısı olan bu iki ruh zamanla bir meyve verdi. Meyve kimisi için bir hatadan ibaret olsa da , kimisi için de ruhunu yeşertmek için bir şanstı. " HAMİLEYİM " Yamaç...