Bölüm 31

322 20 10
                                    



Ne kadar çok şey yaşamıştık. Kah ağlamış kah gülmüştük. En çok da bir sürü yara almıştık. Belki fiziken değildi fakat ruhen çok yıpranmıştık. Bir çok kez çekip gitmek istemiştim. Bana değer vermeyen biriyle aynı ortamda bulunmak yapıma aykırıydı. Belki de sevmesini istediğim için kalmıştım, öyle de oldu. Efsun hayatımıza bomba gibi düştükten sonra bir şekilde Yamaç bana aşık oldu. Canımı çok yaktı. İliklerime kadar acıyı hissettim. En yakınım dediğim kişi vurdu arkamdan, beni seven birini Yamaç öldürdü. Belki de yaşadığımız onca şey hayata karşı beklentimin olmamasını sağladı. Şu an tek düşündüğüm bebeğimi kucağıma alıp onu koklamaktı. Biliyordum, onun kokusu tüm acılarımın üzerine su serpecekti.

Arabayla Koçovalı malikanesine doğru gidiyorduk. Yamaça tamam dedikten sonra bir anda ayağa kalkmış apar topar gitmemiz gerektiğini söylemişti. Belli ki daha önceden kafasında planlamıştı bazı şeyleri, belki de rastgele oldu bilmiyorum. Bir anda elimin üzerinde sıcaklık hissedince irkildim. Yamaç elimin üzerine elini koymuştu. Yavaşça elimi geri çektim. Bozulsada çaktırmadı.

" Ne düşünüyorsun?"

Düşündükçe kafayı yediğimi hissediyordum. Düşünmek belki de en büyük hataydı. Kafamın estiğini yapmak, ne olursa olsun düşünmeden yaşamak  istiyordum.  Yamaça döndüm, gözlerinin içine bakıp yolu izlemeye devam ettim.

" Her şeyi. Yaşadığımız şeyleri, yaşanacakları, geçmişi geleceği. Kafam çok karışık Yamaç. Ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilmiyorum artık. Senin yapmak istediklerin de korkutuyor" göz bebekleri büyümüştü. İrisleri iyice siyahlaşıyordu.

" Herkesin kararına kimse karışamaz Nehir" yüzümü ekşittim.

" Bırak şu palavraları. Neymiş herkesin kararına kimse karışamazmış. O iş öyle olmuyor. Senin gittiğin o yol bana dokunuyorsa ben çok güzel karışırım. Benim hayatıma dokunmayacaksın o zaman Yamaç Koçovalı" derin bir nefes alıp verdi.

" Nehir biz bunları halletmemiş miydik?" Ona döndüm, gülümsedim.

" Halletmedik. Ben sadece sana zaman verdim. Gidiyoruz işte daha ne istiyorsun. Yani yolda inip kaçmamı istiyorsan orası ayrı konu" gözleri pörtledi bir anda.

" Hayır hayır ben bir şey istemiyorum. Sağ salim şu eve gidelim bana yeter" gülüyordum, gülüyorduk. Bir kavga daha son bulmuştu işte.

Elleri ile direksiyonu sıkı bir şekilde kavramış vaziyette yolu izliyordu.Bense sadece ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Artık hiçbir şey umrumda değildi tek düşündüğüm şey bebeğimdi. Nasıl bir hayat yaşayacağımızı bilmesemde Yamaçın arkasındaydım ben ve o biz demektik. Yaşadığımız onca şeyden sonra bunun da üstesinden gelebileceğimizi biliyordum. Aklından geçenleri şu an çok merak ediyordum. Düşüncelere dalmış bir şekilde sadece yolu izliyordu belki de artık hiçbir şeyi umursamanın vakti gelmişti. Bir anda arabayı sağa çekti, ben ne olduğunu anlamadan ellerimi tuttu gözlerimin içine baktı.

" Yamaç neden sağa çektin ne oluyor" gözlerinin içi gülümsüyordu.

" Biliyor musun sen haklısın" çok şaşırmıştım.

" Neden diyorsun bunu şimdi" saçımı kulağımın arkasına ittirdi. Çenemi çene hizasına getirdi. Dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Alnını alnıma dayadı. Nefesini duyabiliyordum. Kalbi sanki kalbimde atıyordu. Ben bu adamı seviyordum.

" Bizden daha önemli hiçbir şey yok Nehir. Sen haklısın, her şeyden çekilmenin vakti geldi fakat bunu şimdi yapamam. Onları bu şekilde yüz üstü bırakamam, olmaz" alnımı çektim. Yanağını okşuyordum.

NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin