Bölüm 6

911 41 9
                                    


Ay Karanlık...

Gerçeklerin er yada geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır...

Bunu bildiğimiz halde saklamaya devam eden biz değil miyiz? Sanki ortaya çıkmayacakmış gibi davranan. Ortaya çıktığında ise mahvolan. Tüm bunlar olurken neden engel olmuyoruz. Sonuçlarını bildiğimiz halde o günü bekliyoruz. Sonunda gene mahvolan taraf oluyoruz. Ayağa kalkamayacak kadar yıkılıyoruz. Biri elimizden tutsun diye bekliyoruz. Kimi zaman inatla beklediğimiz kişi gelmez. Aksine düşünmediklerimiz yanımızda olur. Bize kapılarını kapatırlar.

Ya dinlemek? O neden bu kadar zor. Bir olay yaşanırken neden sorgulamadan yargılarız? Karşıdaki kişinin yıkılacağını bildiğimiz halde. Çünkü en kolayı buydu. Yargısız infaz yapmak... gözlerim aralanırken kulaklarım 3 el silah sesi ile doldu. Selim sesin geldiği yöne üzgün bir şekilde bakıyordu. Yerimden kıpırdandığımda bana döndü.

" indir beni" inmeye çalışırken kollarını iyice sardı.

" Daha yeni bayıldın. İndiremem. Gene bayılacaksın" onu umursamadım. Zor da olsa kucağından inip Yamaca doğru koşmaya başladım. İlk baş cumali ile göz göze geldik bana çok dik bakıyordu.

" Sen naptın. Bırak o silahı! Beni de mi vuracaksın. Ya sen onu vurunca eline ne geçti. Kardeşin o senin ya kardeşin" beni takmayarak elindeki silahı yere attı.

" Bundan sonra benim hiçbir şeyim" arkasını dönüp eve girdi. Sultan hanıma döndüm.

" Lütfen yardım edin. Onu hastaneye yetiştirelim. Ambulans gelene kadar bekleyemeyiz" beni dinlemedi bile. Son çare olarak Salihe döndüm. Belki bir umut bana yardım edebilirdi.

" Bari sen yardım et. Ölmesini mi istiyorsunuz" Salih hızla yanıma gelip Yamacı kucağına aldı.

" Benimle gel" Boynumdaki şalı çekti bir anda. Elime tutuşturdu.

" arabaya bindiğimizde bunu Yamacın yaralarına sar" ona tamam dedim.  Hemen arka koltuğa oturdum.Yamacı  da arka koltuğa kucağıma yatırdı. Ön koltuğa bindi hızla. Son hızla hastaneye gidiyorduk. O an nefesimin kesildiğini hissettim. Arkalı önlü araçlar önümüzü çevirdi. İçlerinden bir sürü silahlı adam indi. Salih bana döndü. Elime silah tutuşturdu.

" Sakın arabadan çıkma Nehir. Yamaca göz kulak ol. Eğer biri kapıyı açarsa ne yapman gerektiğini biliyorsun" bunu dedikten sonra arabadan indi. Elimde silahla ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Boş bir şekilde kapıya doğru tuttum. Bir ara Yamaç gözlerini açar gibi oldu.

" Efsun" sanki tüm dünya durmuştu o an. Sevdiğim adam kucağımda baygın yatarken sevdiği kadını sayıklıyordu. Salih arabaya binerken akmak üzere olan göz yaşlarımı sildim.

" Tamam sorun kalmadı. Bizim çocuklar halletti" araba hastanenin önünde dururken hızla kapım açıldı. Hışımla Yamacı kucağımdan aldılar. Dikkatli bir şekilde sedyeye yatırdılar. Yamaç hızla ameliyathaneye götürülken öylece kalakaldım. Salih çoktan peşinden gitmişti bile. Telefonum tirtir titrerken elime aldım. Efsun arıyordu.

" Ne istiyorsun"  bir süre ses gelmedi. Sonra konuşmaya başladı.

" Yamaca ulaşamıyorum. Nerede olduğunu biliyor musun? En son seni kurtarmak için yanımdan ayrılmıştı" hafif bir kahkaha attım.

" Sen bu yüzsüzlükle beni nasıl arayabiliyorsun? Yetmedi mi tüm yaptıkların. Amacın ne Efsun. Neden rahat bırakmıyorsun " hafif bir öksürük sesi geldi.

" Nehir yerini öğrenmem lazım çok acil, lütfen" sevdiğim adam onu sayıklarken aralarında kalmaya niyetim yoktu.

" Koçova hastanesinde. Merak etme bundan sonra aranızda engel olmayacağım. İstediğiniz gibi yaşayabilirsiniz. Yamaç uyandığında da söylersin. Artık bebeğimle gram bir bağı yok" telefonu yüzüne kapattım. Burada daha fazla duracak gücüm yoktu. Hastanenin önüne gelen taksiye bindim direkt. Kendi evime, hastaneme gitmeliydim.

NEHYAM✨ ( TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin