Bu bölüm değerli okuyucumuz kalbim9415 ithaf edilmiştir
...Sevgili okur,
Benim'le buraya kadar geldiğin için çok mutluyum. Bu arkadaşın yaşamında kendi parçalarınızı toplamanızı çok istiyorum. Umarım başarılı oluruz.
Çok kıymetlisiniz keyifli okumalar diliyorum... Hadi kitaba geçelim...***
Sevgili günlük,
Bugün nasılsın? Umarım iyisindir çünkü seninle artık bir bağımız var ve senin iyi olmanı isteyecek sorumluluğa sahip olmalıyım.
Biliyor musun sevgili günlük, insanlar bağ kurdukları insanlarla gönül sorumluluğunu yerine yeterince getirmiyorlar. Oysa bir kere bağ kurdun mu o gönülün iyi olması için her zaman çaba göstermelisindir.
Çok merak ediyorum, acaba konuşabiliyor olsaydın bana, "Senin hiç arkadaşın yok mu? Neden bana anlatıyor ve her şeyinle benimle birliktesin?" gibi sorular sorarmıydın diye çok merak ediyorum.
Evet her şeyimle seninleyim ve her şeyimi bir dosta anlatmaktan ziyade sana anlatıyorum. İçimi sana döküyorum. Bu arkadaşım, dostum olmadığı anlamına gelmez sevgili günlük!
Bilmiyorum! Belki de bu anlama geliyordur. Belki de gerçek bir dosta olan inancımı kaybetmişimdir. Oysa konuşabilen, dertlerimi dinleyen, benimle bunları tartışıp bana yol gösteren bir dosta daha çok ihtiyacım vardır.
Yanlış anlama, senin yerin ayrı bende. Bu saatten sonra seni başka hiç bir dosta değişmem. Sen benim hazinem, benim dünyadan sıyrılıp sığındığım mağaramsın. Sen benim, iki yüzlü olan dostluklardan, önceliklerinden sırası asla bana gelmeyenlerden, ne yaparsam yapayım yaranamadıklarımdan ve sen benim yaralarıma ne olursa olsun yukardan bakıp aşağılayanlardan kurtaran bir sığınaksın.
Sen benim en yakın dostumsun!
Şimdi de dost dediklerim var. Daha doğrusu ben onların dostuyum galiba. Yani bir dost nasıl olması gerekiyorsa öyleyim ama onlar bana öyle mi tam bilmiyorum.
Hani efendimiz demiş ya doslarınızın yaptıkları yanlışlara 70 tane bahane arayın diye. Ya da böyle bir şeydi. Ben hep 70 bahane arayan bir insanım. Şimdi beni dost olarak görmeyenler de ilk bahanede beni silip atanlar. Kalanlarsa henüz yanlış yapmadıklarım.
Anlayacağın onlar benim değil de ben onların dostuyum şimdilik.
Yanlış yaptığımda giderler mi bilmiyorum. O yüzden de bunu tam olarak bilmediğim için senleyim. Yani seni biliyorum. Sen yanlış yapsam da gitmezsin. Gitmezsin değil mi sevgili günlük! Gitme sevgili günlük. Yeterince yara var bundan. Birine daha yer bulmak benim için zor olur. Bak söz bir yer bulursam sen de bunu yapmak istersen kendim göstereceğim, o zaman yaralarsın rahatça. Saçmaladım değil mi? Tamam tamam kızma... Gerçi kızdın mı onu da bilmiyorum ama kızdıysan bile kızma sen bana. Ben iyisi konuma döneyim...
Dostluk diyorduk değil mi?
Çok dostum oldu demem yanlış olur belki ama yeterince dostum oldu benim. Hatta hayatımın hiç bir döneminde dostsuz kalmadım bile diyebilirim fakat hep şöyle bir sorun oldu sevgili günlük. Onlar için yaptıklarımı benim görevimmiş gibi görmeye başlayanlara karşı yaptıklarımı bıraktığımda, suçlandım.
Nasıl mı?
Mesela biri ne zaman isterse yanında biterdim. Bahane üretmezdim. Kendimden evvel onu düşünürdüm. Sıra bana geldiğinde bir karşılık alamazdım. Olurda bir çözüm bulamazsam ve o beni yanında isteyenin yanına gidemediğimde bir de bakardım ki artık öyle bir dost kalmamış. Beni çoktan silip atmış.Tamam, diyeceksin ki onlar dost değilmiş. Onlar dost olsalardı böyle olmazdı. Tamam ama bunları yaşamasaydım ve sana da bunları anlatmasaydım sen de bunların dost olmadığını bilemezdin. Değil mi?
![](https://img.wattpad.com/cover/259177202-288-k869127.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Günlük ve Ben
General FictionHangi hayatın rengi bir başkasının gökkuşağını kirletebilirdi ki? Yalanlar, yaralar, keder ve birazcık mutluluktan ibaret ruh ve onu taşıyan ceset! Kim kaldırabilirdi ki yere aşık olanı? *** Hayatın kendi içinden, tüm problemlerden ve arayışlardan...