Ömer'in yatağında uyudum yine. Onun kokusu ile. Ben uyurken o da ders çalıştı.
Sonra yemek yedik beraber.
"Sizi sarılırken görünce o kadar mutlu oldum ki anlatamam" dedi
"Benim için çok zordu" dedim
"Artık ağlamak yok. İlayda'da bir çıksın hastaneden hep güleriz" dedi
"Inşallah" dedim
"Zümra bence bugün babanla konuş. Neden bu konuda korkaklık yapıyorsun anlıyamıyorum"dedi
" Konuşmayı denerim"dedim
"Deneme, yap! Lütfen artık herkes birbirinden bir şeyler gizlerse olmaz" dedi
"Kolay değil, hiç kolay değil" dedim
"Cesur olucaksın, bunu yapmak zorundasın" dedi
Haklıydı. Yapmalıydım hemde en kısa zamanda.
Saat geç olmuştu. Artık eve gitsem iyi olucaktı.
"Ömer beni eve bırak sen ordan hastaneye geç" dedim.
"Keşke hep yanımda olsan." dedi
Annemin gözleri, kokusu ve sarılışı aklımdan çıkmıyordu.
Beni sokağın başında bırakıp gitti Ömer. Marketten alışveriş yapıp eve gittim. Mutfağa bıraktım eşyaları. Bahçede babam, Onur amcam ve Sergen amcam oturuyordu.
Mutfaktaki kapıyı açıp Allah afettsin onları dinledim
"Amerika'dan dönmeniz hiç iyi olmadı" dedi Sergen amcam.
"Sonusuza kadar saklamam daha mı iyiydi?" dedi babam
"Ben artık yeğenimin yüzüne bakmaya çekiniyorum." dedi Onur amcam
"Ama analamdı dime Tuğba" dedi babam
"Yok akrabamızın kızı sanıyor sadece. Bu arada söylemeyi unuttum Zümra eline dikiş attım. Çiviyle bir kaza yaşamış" dedi
"Of canı çok yandı mı?" dedi babam
"Acıyordu ama azaldı demişti. Dikiş atarkende pek etkilenmedi" dedi amcam.
"Şimdi baya baya anne kız birbirlerini gördüler, sarıldılar, konuştular ve biz hala bu yalanı nasıl devam ettirceğimizi tartışıyoruz. Söyliyelim gitsin işte." dedi Onur amcam.
"Nasıl açıklıycağız? Başka bir yalanla mı?" dedi babam
"Hayır hiç yalansız" dedi Sergen amcam.
"Ne demek bu?" dedi babam birden sinirlendi
"Abi sen babasın. En iyi sen tanırsın. Sen tek başına büyüttün onu. Benim yüzümden annesinden ayrı kaldığını, annesini maddeye benim alıştırdığımı, başımızı belaya soktuğumuzu bilsin." dedi Sergen amcam
Daha fazla dinlememeliydim. Her öğrendiğim gerçek daha fazla çöküyordu üstüme.
Hızla odama çıktım. Odamdaki camdan onlara bakıyordum arada. Kapı çalınca içeri Yıldız abla girdi.
" Yarın sabah halana gidiceğiz. Ne giyeceğine bakalım. Sana kalsa kahvaltılara pijama ile geliceksin" dedi Yıldız abla.
"Gelmiyceğim ben" dedim
"Olmaz ya! Yarın herkese kardeşinin haberini vericeğiz. Artık karnımı saklıyamıyorum. Sende benim yanımda olmalısın" dedi
"Yıldız abla yarın İlayda eve çıkabilir. Onun yanında olsam, alınır mısın?" dedim
"Sevinçimde herkes yanımda olur. Sen git arkadaşının acısında yanında ol." dedi
"Sen çok iyi birisin. Arada gıcık olan ama çok iyi bir ablasın" dedim ona sarılarak.
"Deme şöyle şeyler ağlarım" dedi
"Yıldız abla sen hiç annem hakkında bir şeyler biliyor musun?" dedim
"Yani, nasıl desem bilemiyorum. Senin annen diye birkaç şey tabiki biliyorum ama ayrıntılı bilemem. Sen ne biliyorsan o kadar. Sonuçta baban eski bir meselesini bana anlatması etik değil" dedi
"Haklısın" dedim
"İlayda nasıl?" dedi
"Fiziksel olarak iyiye gidiyor ama piskolojik olarak daha kimse kestiremiyor. Aşırı sakin. Psikiyatri ile her gün konuşuyor." dedim
"Sizde gidin psikiyatriye. Ona nasıl davranmanız gerektiğini öğrenmelisiniz." dedi
"Evet, düşünüyoruz bizde öyle. Ömer ve ailesi görüşüyor zaten" dedim
"Sende aksatma. Hadi" dedi
Sonra biraz dolap düzenime söylendi. Ardından dolapımdaki eşyaların koyu renk olmasına, sonra ağladığımda çirkin olduğumu söyleyip gitti. Yıldız abladan yine forumunda işte.
Uyumadan önce Melisa ile telefonda konuştuk. Melisa benim Amerika'da ki Türk arkadaşımdı ve ondan müjdeli haber aldım. Haftaya buraya geliyormuş. Hemde yanında Ella ve Kay'la beraber!
Çok özlemiştim. Bana bu çok iyi gelicekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra -BAŞLANGIÇ
Novela Juvenilİlk gözünü açtığın andan itibaren birilerine güvenerek başlarsın hayata. İlk elini tuttuğun kişi hep yanında olucak zannedersin. Büyürken yakınlarına tutuna tutuna ayakta kalırsın. Bir şekilde birilene güvenir, sırtımızı yaslar ve onlara inanırız. İ...