21

1.1K 43 0
                                    

Sabah beni Ömer aldı evimden. İlayda ile beraber bizi okula bıraktı. İlayda alışık olduğumun aksine sessizdi.

"İyi misin?" dedim

"İki bileğim sargılı. Sanki herkes bana bakıyor gibi." dedi

"Hayır sen böyle kafanda kuruyorsun. Kimse senin bileğini görmüyor ki baksa ne olucak? Umurumuzda değiller. Bu bizim hayatımız" dedim.

"Deniz nerde?" dedi

"Bilmem. Siz o gün ne konuştunuz?" dedim

"Bana çok ulaşmaya çalışmış. Sana ve abime yaşananlardan ötürü soramamış. Beni sevdiğini söyledi." dedi

"Peki sen?" dedim

"Ben zaten seviyorum." dedi

Bu kadar kesin konuşunca gülümsedim. Sınıfa girdiğim an tüm bakışlar cidden İlayda'yı buldu. Kim nasıl öğrenmişti bu konuyu?

İlayda ağlamak üzereydi. Gözleri bileğindeki sargılara gitti.

Birden arkamızdan Deniz geldi. İlayda'nın elini tuttu. Hızla amfiye girdiler.

"Günaydın güzelim" dedi Deniz ona.

"Günaydın" dedi İlayda.

O an İlayda'nın kapıdan kaçıp gideceği an elinden tutup amfiye sokmuştu onu.

"Herkes bize bakıyor" dedi İlayda

"Evet dün abin biraz bağırdı bana. Sonra birkaç kişi konuşmamızı dinlemiş. Olayı biliyorlar. Sorun değil bence. Onlar ancak bize uzaktan bakarlar" dedi Deniz.

"Deniz çok teşekkür ederim" dedi İlayda

"lütfen duymamış olayım" dedi Deniz

Ders sırasında konuşmadık. Dersten sonra Ömer bizi almaya geldi. Deniz'de arkamızadan araba ile geliyordu.

Havalimanına vardığımızda Melisa'yı aradım. Tarif ettiği yere doğru gitmeye başaldık.

Kay'i görmüştüm. O boyla görmemem pek mümkün değildi zaten. Koşarak sarıldım ona.

Sonra Ella ile sarıldık ve en son Melisa kalmıştı.

"Ben seni çok özledim! Çok fazla" diyerek boynuma atladı.

Melisaları İlaydalar ile tanıştırdım. İngilizce konusunda en çok sorun yaşıyan armızda İlayda ama onun da genel olarak iyi bir ingilizcesi var.

Amerika'daki özlediğim insanlara kavuşmuştum. Cidden mutlu olmuştum.

Ella gezmeyi benim gibi çok severdi. Akşama kadar o ve benim ısrarlarımla gezdik. İlayda iyi gibiydi. O yorulursa durucaktık.

"Zümra ben acıktım." dedi İlayda

"Tamam bebeğim. Ömer kebapçıya gidelim" dedim

"Kebapı başka güne bırakalım. Burda çok meşhur bir pideci var." dedi Ömer.

"İyi öyle yapalım o zaman." dedim

Dediği yere gittik. Kay benim yanıma oturdu. Ömer bir tık bozuldu buna. Melisalar Ömer ile sevgili olduğumuzu bilmiyordu. Yoksa Kay gelip dibime oturmazdı.

Kay'in esprili ve neşeli halini özlemiştim. Bizim ordaki evimize taşınan yeni kişilerle hiç anlaşamıyorlarmış. Ben Kay'i dinlerken gözüm arada Ömer'e kayıyordu. Sürekli gözğ bizdeydi.

"Arkadşaların bunlar baya biliyor kültürümüzü, yemekelerimizi falan." dedi Deniz

"Evet sağ olsun Zümra hep Türk yemekleri yedirtti. Ben kendim yerdim ama onalara hiç tanıtmamıştım. Şimdi baya seviyorlar." dedi Melisa.

"Evet biraz Türkçe'de öğrettim" dedim gülümsüyerek.

Yemekte Kay'la karşılıklı oturduk. Yemek boyu muhabbet ettik.

Akşam olunca onları otellerine bırakıp evlerimize dağıldık.

"Saat kaç farkında mısın? Telefonun da kapalıydı!" dedi babam

Neden bu kadar sinirlenmişti? Biliyordu kimlerle olduğumu zaten

"Baba Melisaları gezdirdik. İlayda falan da vardı. Moreli düzelsin diye o da geldi." dedim

"Telefonunun neden kapalı?" dedi

"Sabahtan beri haliyle şarjı bitti. Melisa'nın numarası vardı sizde. Onu arasaydınız" dedim

"Bir kere izin veriyoruz diye abartmana gerken yoktu." dedi babam

"Ya of nefes almak istiyorum! Yeter artık" diyip odama çıktım.

Telefonumu şarja koyup duşa girdim. Duştan sonra telefonumu aldım.

Ömer

Burda ortalık karışmış. Annem dayanamamış ve şey demiş senin annene "Emin kızınla beraber gelmiş Türkiye'ye". Ama senin olduğunu söylememiş. Bence anlamış olabilir.

Ben

Ömer yalvarırım benim için tut anneni ve onu. Arkadaşlarım sadece birkaç günlüğüne geldi. Biraz onlarla kafamı dinlemek istiyorum.

Ömer

Elimden geleni yapıcağım.

Babamdaki öfkeyi anlamıştım. Beni bulmasından korkmuştu.

Zümra -BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin