Eminle Sergen'e de sakinleştirici yapılmıştı. Ömer kafayı yemek üzereydi. Sadece bir köşede ağlayıp dua ediyordu.
Yıldız'ı zorla eve götürmüşlerdi. Kamer daha küçüktü. Hastane onun için uygun bir ortam değildi.
Yıldız'ın yanıda Zehra ve Ecem vardı. İlerliyen saatlerde Yeşim'i de eve yollamışlardı.
Derya, Tuğba ile ilgileniyordu. Tuğba'nın ailesi de perişan haldeydiler. Daha yiğenlerini görmek nasip olmadan onu yoğun bakımda bekliyorlardı.
Günler geçmişti ama hastanedeki kalabalık değişmemişti. Nöbetleşe eve gidip biraz dinlenip duş alıp geliyorlardıç sadece Emin, Sergen ve Tuğba hiç ayrılmamıştı hastaneden.
Ömer de sadece bir kere gitmişti. 2 saat içinde geri dönmüştü.
Doktorlar hala hamileliğin devam etmesini şaşkınlıkla karşılıyordu.
Hergün doktor gelip açıklama yapıyordu. Doktor geliceği zaman Sergen ve Emin ordan uzaklaşıyordu çünkü korkuyorlardı kötü bir haber gelicek diye.
Doktor geldiğinde Ömer ve Onur hemen yanına gitti.
"Zümra'yı odaya çıkarıcağız. Durumu daha iyi" dedi
"Peki doktor, bebek nasıl?" dedi Ömer.
20 yıl önce
"Kızım gidiyor ve engel olmuyorsun" diye bağıdı Tuğba
"Ya ama artık yeter! O benimde kızım. Abimde sen de şunu yapmayı bırakın. Ben hiç yokmuşum gibi davranmayı bırkaın. İleride kızımızı bir yoğun bakım ünitesinde ölüm kalım mücadelesi verirken izlemeye dayanabilir misin yada mezarını ziyaret etmeye? Biz bu acılara dayanmayız. Kızımın çok güzel bir hayatı olucak ve bizden uzak olmasına alışıp, dayanıcağız"dedi Sergen
"Kızım senin umrunda bile değil" dedi Tuğba.
"O benim kızım! Tuğba kızından ayrılmak nasıl bir duygu? Aynılarını yaşıyorum ben. O benim canımdan öte canım diye gözümden bile sakınıyorum" dedi Sergen
"Ama güzel bir hayatı olucak dime?" dedi Tuğba. Sergen'e çıkışını kendisi de o an boş bulmuştu.
"Olucak." diyip birbirlerine sarıldılar. Sergen kafasını Tuğba'nın dizlerine koyup kızı için ağladı.
Odanın kapası açıldı. Emin girdi içeri.
"Sergen, babam bekliyor" dedi
"Emin, sen vicdanlı birisin. Yapma yalvarırım. Bebeğimi ayırma benden. Hem sen gidersen baban beni şu yeryüzünden siler " dedi Tuğba
"Tuğba bizim elimizden gelen bir şey yok. Babam izin vermez zaten" dedi Emin.
"Pardon burda kararları o verir" dedi Tuğba iğrelti ile.
Sergen göz yaşlarını silip abisi ile babasının yanına gitti.
"Bu bebeği ne yapıyoruz? Karar verildi mi?" dedi babası.
"Bu değil. O benim kızım" dedi Sergen.
"Kızınmış!" dedi babası alayla güldü.
"Ben bakarım kızıma" dedi Sergen.
"Sen kendine bakamıyorsun daha. Yurt dışında bir aileye verelim. Kızı'da farklı ülkeye götürelim. Bir yerde gider söyler olanaları başımız yanar" dedi babası.
"Baba izin ver Sergen kızını kendi büyütsün" dedi Emin.
"Hayır, asla olmaz." dedi babası.
"Baba bunu neden yapıyorsun? Al canımı kurtulayım" dedi Sergen
"Emin sen kız için uygun bir aile bulursun" dedi Babası
"Baba senin hiç mi vicdanın yok? O senin torunun. Sarp, Zehra gibi bir torunun." dedi Sergen.
"Benim torunum herhangi biri ilen olan ilişkiden doğamaz" dedi babası
"Tamam istemiyorsan ben büyütmem. Abim Amerika'ya gitmiycek mi iş için? O bakıp büyütür. Bende burda Tuğba'yı oylarım kimse ile bu konuyu paylaşmaz. Başımızda yanmaz" dedi
"Emin yapabilir misin?" dedi Babası
"Baba yaparım ama Sergen onun babası. Sergen senin oğlun. Bu acıyı neden yaşatıyorsun ona? " dedi Emin. Aslında çok kızgındı kardeşine ama evladından ayırmakta çoktu.
"Hayır olmaz. Sergen isterse sık sık ziyarete gelir" dedi babası."Baba bu çok ağır." dedi Emin son bir ümitle
"Eğer Sergen bir yanlışın daha olursa kızının yüzünü göremezdin" dedi babaları
"Bak Sergen. Kızın tehlike diye güvenle yaşıyabilceği bir yere gidicek. Eğer Orayada bela getirirsen ben göstermem asla kızın yerini" dedi Emin.
"Yapar mıyım ben öyle şey?" dedi Sergen.
"Kıza bir isim takılacaksa söyleyin. Kulağına okuyacağım" dedi babaları
"Zümra olsun" dedi Sergen.
Bebeği getirdiler. Sergen çocuklar gibi heyecanlıdı. Kızına ismi takıldı.
"Bu gece benle kalsa?" dedi Sergen
"Sadece bu gece. Yarın Emin bebeği Çatalca taraflarında bir köy evinde götürür. Amerika'daki iş halledene kadar kız orda büyür" dedi babaları.
O gece Sergen kızı ile uydu. Ondan kopması çok daha zor olucaktı.
"Herşey senin için meleğim, Zümra'm" dedi Babası Zümra'ya
"Canım kızım, bir tanem, belkide bu ilk ve son sana seslenişim" dedi Sergen boğazları düğümleniyordu. Tek kızının yanıda rahatça ağlıyabildi. Sanki anlıyacakmış gibi ona anlattı içindekileri.
Birkaç ay önce
Sergen'i ve Emin'i sadece üçü konuşamaya ikna etmişti. Bugün Zümra'sız 3.günü olmak üzereydi. Aklındaki şeyi utanarak yapıcaktı.
"Ne konuşucan?" dedi Ssrgen.
"Eğer bizi ayırırsanız Zümra öğrenemediği son gerçeği öğrenir" dedi Ömer.
"Neymiş o" dedi Emin
"Gerçek babasının Sergen abi olması" dedi
"Sen bizi tehtid mi ediyorsun? Söyle istersen" dedi Emin.
"Hayır söylüyemez. Zümra senden hala güç alıyor. Çaktırmasa da öyle. Hem beni öğrenirse tüm bağımız kopar. Onu görmem hayal olur" dedi Sergen.
Uzun bir konuşma sınunda Emin istemiye istemiye kabul etti Ömer'in teklifini. Kızı daha çok üzülmesin diye susmalıydı ve kardeşine destek olmalıydı köstek değil
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümra -BAŞLANGIÇ
Novela Juvenilİlk gözünü açtığın andan itibaren birilerine güvenerek başlarsın hayata. İlk elini tuttuğun kişi hep yanında olucak zannedersin. Büyürken yakınlarına tutuna tutuna ayakta kalırsın. Bir şekilde birilene güvenir, sırtımızı yaslar ve onlara inanırız. İ...