Bölüm 43(Hissizlik)

466 43 48
                                    


Merhaba arkadaşlar

Hayirli ramazanlar diliyorum herkese...

Güzel bir bölümle yine karşınızdayım...

Hatalarımı mazur görün hızlı yazdığım bir bölüm oldu.

Keyifli okumalar....

********************************

Hiç farkettiniz mi? Hayatımız bazı boşlukları doldurmayla yada eksikleri tamamlamayla geçiyor hep. Sanki büyük bir bulmacanın içindeyiz ve her gün önümüze ne geleceğinden habersiz bir şekilde devam ediyoruz hayatımıza. Ne kadar da tuhaf değil mi?

Şu an elimde yaptığım iş bile hayatımı anlatan bir kesit gibiydi. Elimde bir çok küçük parçalarla proje yarışmasındaki çizimimin modelini yapıyordum. Bazen oluyor hiç sorunsuz yaptığım maketin aynını bazen hiç bir şekilde yapamıyordum. Tıpkı istediklerimiz olmazken bazen de hemen olması gibi.

"Hadi ama delirtiyorsun beni."
Sitem ettiğim parçayı özenle tekrar yerine yapıştırdım.
Becerdiğimi görünce de kendimi kutlamayı unutmadım tabiki
"Aferin sana."

Bir aferinde arkamdan geldi. Sonra adımlayıp yanıma geldi ve masama ballı süt ve kurabiyeler bıraktı. Tıpkı annem gibi.

Elimdeki parçayı özenle yerine yerleştirip dönen sandalyemle yana doğru döndüm ve ona baktım o ise hazırladığım maketleri inceliyordu.

"Eh iyi durumda. Şirinlerin evine benzemiş."
Elini uzatıp birini almaya çalışırken eline vurdum. İşaret parmağımı kaldırıp ona doğru salladım.

"Daha kurumadılar sakın dokunma. Hem ne demek eh iyi, gayette süper oldular."

"Bence daha iyi olabilirlerdi."

Resmen moralimi bozmaya çalışıyordu. Gece gece sinirlerimi oynatmak istiyordu.

"Neresini beğenmediniz bay ukala"

Koray güldü. "Kızım kendini izdivaya çektin kaç gündür. Bazen nefes alıyor musun diye bakmaya geliyorum. Hep buradasın. O kadar zamana bu çıkması... Umduğum gibi olmamış."

Gözlerimi kısıp cevap verdim.

"Umduğun ne acaba. Hem sen ne anlarsın projeden ve maketten. Sen git insanlara teşhis koymaya devam et."

Kendini beğenmiş bir edayla
"Onda çok iyiyimdir işte. Bir hasta kapıdan girerken neyi olduğunu anlarım. Sen ve Melisa yüzünden harcanıyorum buralarda."

Hırçın çıkan bir ses tonuyla;
"Yanımızda kal mı dedik sana. Kendin parasini az bulup redettin bütün teklifleri."dedim.

Yüzünü buruşturdu hemen.
"Yatmadan da çekilmiyorsun ha. Şu sütünü iç kurabiyelerini ye. Yat uyu. Böyle devam edersen yarışmaya gidecek bir projen kalmayacak. Onu bizzat ellerimle parçalayacağım. "

Yapardı. O boşa konuşmazdı.
Geri vites atma zamanı gelmişti ve hemen suratıma bir şirinlik ekleyerek hızlıca konuştum.
"Tamam. Hem bitti zaten. İki gün sonrada teslim ediyorum ya ondan bu kadar titiz calışmam."

Tekrar projeme baktı.

"Bu bir tatil köyü mü?" Diye sordu.

"Aynen öyle."

"Bu tatil köyünde tatil yapmak için sabırsızlanıyorum."

Bu korayca beğendim demekti. Gülümseyerek cevapladım

"Beğendin değil mi? Ama sırf bana inat olsun diye söylemiyorsun."

Ellerini saçlarına daldırıp aşağı yukarı getirip dağıttı.

ALACALI AŞK (Wattys 2019) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin