Bölüm 57 (Beni Aşka İnandır)

343 21 314
                                    

Keyifli okumalar....

***********************************

"Ne aşkı oğlum. Ben o çocuktan ne hoşlanıyorum ne de aşığım."

Duyduklarımla kapıdaki gözlerim onunla buluştu. Dediklerini duyduğumu biliyordu.

Çocuk mu? Ben mi? Hoşlanmıyor muydu? Aşık değil miydi?

Benim camdan anı kumbaram yere düştü o dakika. Ve gözlerim yeri buldu. Dağılmış anılarımı baktım tek tek. Öyle bir dağılmıştı ki nasıl toparlayacağımı bilemedim. Hem toplanmaya da mecalim yoktu.

Ve kalbimdeki bu sonu olmayan defter kapandı büyük bir gürültüyle. İrkildim gürültüsüyle. Sonra bakışlarım kalktı yerden. Onur da kaldı.

Sana katil derken ne kadar da doğru söylemişim.

Başımı dikleştirip elimdeki dosyayı kaldırıp gösterdim.

"Acil istediğiniz dosyayı getirdim." Diyerek masaya bıraktım ve odadan çıktım.

ONURDAN

"Aferim oğlum. Bir işin içine de s*çma be. Bir defa da batırma."diyerek Berenden sonra gitti Erdinç.

Hay ben böyle şansın içine..... Önümdeki koltuğa ellerimi yasladım. Derin derin nefesler aldım. İstesem olmazdı. 
Gözlerimi kapattım. Ne vardı bu kadar inkar edecek. Seviyorsun işte. Ölüyorsun ya. Ne diye inkar ediyorsun. Hem de Beren'e çocuk mu demiştim. Koltuğa yumruğunu geçirdim.

O an aklıma gelen gerçekle yerimden dikleştim.
Ee hala neden buradayım ki ben. Beren'e her şeyi yanlış anladığını söylemeliyim. Hem de hemen.

Koşar adım çıktım odamdan. Masasındaydı eşyalarını topluyordu. Oysa ben çoktan gitmiş olduğunu düşünmüştüm.

Kapıdan gürültüyle çıkmamı bile tepki gösterip başını kaldırıp bana bakmadı.

Onun bu mahzun hali beni öyle yaralıyor, kalbimi yakıyordu.

Üzerini paltosunu giyerken
"Beni bekle."dedim.

Bunu yapamayacağını iyi biliyordum. Odama girdiğim dakika gidecekti. Bunu bildiğinden hızlıca hareket ettim. Gerekli malzemelerini alıp ceketimi ve paltomu kolumun üzerine atıp çıktım odadan. En azından şirketten çıkmadan yakalayabilirdim.   Kapıdan çıktığımda beni beklediğini görmek beni şaşırttı.

Şaşkınlıkla ona bakarak ceketimi giydim.

Tek kelime etmeden önden yürüyerek asansörün düğmesine bastı.

Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü?

Resmen afalladım. Ve ben bu duyguyu  hiç sevmedim.
Asansöre bindiğimizde hemen kapının yanındaki yerini aldı.

Nasıl başlayacaktım. Ne diyecektim. Ben kafamda milyon tane tez oluşturdum ama bir sonuca ulaşamadan asansör zemin kata ulaştı. Duran asansörden ilk çıkan oydu.

Öyle bir yürüyüşü vardı ki sanki hiç bir şey duymamış gibiydi.

Önden yürüyordu. Sürgülü kapıya ulaştı ve kapı açıldı. Dışarı çıktık. Merdivenlere adım atmadan.

"Beren."dedim. Durup bana baktı.
Her şeyi yapıyordu ama tek kelime konuşmuyordu benimle.

"Konuşalım. Az önce duydukların hakkında"dedim.

Yan tarafa baktı. Sonra bana döndü.
"Fazla zamanım yok. Taksi bekliyor."
O dakika şirketin önündeki taksiyi gördüm.

Kaşlarım çatıldı.
"Bak durum duyduğun gibi değil esasında. Bunu hemen halletmeliyiz. Seni ben bırakırım."

ALACALI AŞK (Wattys 2019) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin