Bölüm 54(Yanımda,Yakınımda)

317 17 52
                                    

Merhaba canlar;

Bu arada şunu belirtmek istiyorum bölümün içinde bir şarkı var. Medyaya koymak istemedim. Bazen hikayede sorun yaratabildiği için. Not düştüm kime ait olduğunu hangi şarkı olduğunu  orada açıp dinlemenizi tavsiye ederim.

Bundan sonra bölümleri iki yada üç haftaya yayınlamaya çalışacağım.

Merakla bekleyin....

Keyifli okumalar....

**************************************

Şu an sadece tedirginlik hissediyorum. Hemde çok....
Öncesinde bir ismim yok diye,Onur'un beni kabul etmemesinden incinirken. Şimdi işler ne zaman tersine dönmüştü bilmiyorum.

Tedirginim, adımın böyle anılmasını istemiyorum. Tedirginim, onunla olan bağıma bir düğüm daha atılmasını istemiyorum.

Bunu düşünen mantığım kalbimi susturuyordu. Ufacıkta olsa kalbimden geçenleri dinlememek içindi belki de bu tavrım....

"Beren Hanım benim ka-"

Ucu açık bir sürü kelime. Ama benim devamını bildiğim kelime.

Endişeyle araya girdim.

"Ben mimarım Özge Hanım. Daha doğrusu mimar adayıyım.O gün orada bulunmam yardım amaçlıydı. Evet,kesinlikle öyleydi. Bu konuda Onur Bey size espri yaptı bence. Kesinlikle hemşire değilim."

Telaşla kendimi açıklamaya çalıştım. Bu kadar uzun ve ayrıntılı anlatmak zorunda mıydım? Kesinlikle baskı altındayken ben ben olmaktan çıkıyorum.

Ve sertçe Onur'a baktım.
"Öyle değil mi Onur Bey."

Başını aşağı doğru indirip işaret parmağını sus çizgisine bastırıp boğazını temizledi.

Gülüyor mu o? Çok eğleniyorsun değil mi Onur Miran?

Ellerim meşhur hareketimi yapıp ayaklarımla yerde sinirlice ritim tuttum.

Kendine gelen ve kaşlarını çatan adam az önce gülmesini saklayan adam değildi kesinlikle. Bu duygu geçişlerini nasıl yapıyorlardı Allah aşkına.

"Elbette."

Sadece bu kadar mı? Neden biraz daha bir şey söylemiyorsun ki. En azından ailecek tanıştığımız filan söyleseydi. Tek kelimeyle olayı kapattığına inanamıyorum.

Anladığını belli eden Özge bile benim kadar konunun üzerinde durmadı.

Ve hemen dosyasını açtı.

"Az önce öğleden önceki randevularınızı öğleden sonraya aldım Onur Bey. Herhangi bir problem yok."

Bu cümleden ve Onur'un elindeki evrak dosyasından şunu mu çıkarmalıyım.

Onur geç kalmış.

"Tamam sağol Özge." Diyerek odasına adımlayıp kapısını açarken durdu. Bana baktı.

Bende az önceki yaptığım tespitle gözlerimi kısıp ona bakıyordum.

"Kahve...."dedi. Yine tek kelime.

"Teşekkür ederim. Ben çoktan kahvemi içip işlerimi hallettim. Ama sizin kahveye ihtiyacınız var gibi."

Özge dumura uğramış bana bakıyordu.

Başını imayla sallayan adam kapıdan içeri girdi. Aynı anda bende Özgeye bakıp merdivenlere yöneldim.

Ve unutmayacaktım. Akşam yaptığı bu gafın hesabı sorulacaktı.

ALACALI AŞK (Wattys 2019) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin