Bölüm 4 (Geçmişten Gelen)

791 147 115
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım arkadaşlar. Biliyorum bölümler biraz sakin gidiyor. Ama bunların olması lazım. Anlayışınız için teşekkürler

İyi okumalar....

************************************

Yaşamak bir neden bir amaç bir sebep isterdi öyle değil mi?İşte benim amacımın ,nedenimin, sebebimin üzerine topraklar atılmıştı.

Kaybettiğimi arıyordum ama aklımın ve kalbimin önüme koyduğu karanlık labirentleri aşamıyordum ne zamandır.Sanki ufak bir ışık, kaybolduğum bu labirentten çıkmamı sağlayacaktı.
İlk defa gördüğüm bu yabancı kadın bana o ışığı yakmıştı. Gözlerimi kapatıp kokusunu defalarca içime çektim. İşte buydu günlerce aradığım,bu taze çiçek kokusuydu. Öyle bir koku ki, düşünün ilkbahar sabahı koskocaman bir çiçek tarlasında koşmak gibi.

Anneler her zaman böyle kokardı değil mi?
Günlerdir yastıkta ki silik kokunun yerine tazesini bulmanın sevincini yaşadım o an.

Yüzümde anlamsız bir gülümseme, kalbimde sanki bir boşluk dolmuştu. Peki bana iki ay önce kaybettiğim bu kokuyu tekrar yaşatan bu kadın kimdi.

Kucağından kendimi çekip
"Siz annemi nereden tanıyorsunuz?" dedim.

Kadın yaşlı gözlerle bana bakıp koyu sarı saçlarımın bir tutamını alıp kokladı.
"Kokun aynı onun gibi. Sevgime o kadar benziyordu ki sanki dün beni bırakıp gitmiş gibi. Sevgimin 22 yıl önceki halisin."

Evet anneme çok benzediğimi hep söylerlerdi. Bu kadın kimdi ki annemi hem de gençliğini biliyordu. Kadını anlamamış gibi şaşkınca inceledim. Gözlerinin yeşilleri kirpiklerinin uzunluğu, kıvrımı o da aynı annemdi.

Kadın birden sendeleyince arkasındaki varlıklarını unuttuğum adam "Anne"deyip koluna girdi.

Diğer koluna da ben girip "iyi misiniz?" diye sordum.

"İyiyim, iyi merak etmeyin."

Kapının eşiğindeydik hala "kusura bakmayın buyrun içeri girin, hem teyze de içerde biraz dinlenmiş olur."

Masada yemek yiyen diğerlerinin şaşkın bakışları eşliğinde içeri girdik. Kapıya arkası dönük oturan Fidan abla bize başını çevirince ayağa kalktı

" Kadriye ana"diyerek koşar adım yanımıza gelip koluna girdiğim kadının ellerine sarıldı. Ağlayarak sarıldılar.

Ne oluyordu böyle Fidan abla nereden tanıyordu bu kadını.

Merakıma yenik düştüm ve sordum "Abla sen nereden tanıyorsun teyzeyi. Teyze annemi de tanıyormuş. Beni anneme benzetti."

"Benzemek orada kalsın kopyası gibisin kızım elbette benzetirim." dedi heyecanla Fidan abla

Teyzeyi ve diğerleri salondaki üçlü koltuğa oturdular.

Bir bardak su getirip teyzeye uzattım. "Şey yemek yiyorduk sizde buyrun " diyen Şule teyzeyi döndü bakışlar.

"Yok teşekkür ederiz siz devam edin rahatsız olmayın"dedi yaşlı kadın.

Gözlerini o ve diğerleri bir an olsun benden ayırmıyorlardı. Rahatsızca yerimde kıprandım. Boğazımı temizleyip kafamdaki soruyu yönelttim;

"Merakını maruz görün ama ben sizi tanımıyorum. Ama siz annemi hatta annemin gençliğini tanıyorsunuz.Bir tanıdığı mısınız?"

Yanındaki adam ilk defa konuştu.

"Bak Beren biz buraya gelmekte geç kaldık." Diye başladı söze.

Bir dakika Beren mi demişti o.
Adımı nereden biliyordu. O zaman beni de tanıyorlardı. Ama ben onları hiç görmemiştim.

ALACALI AŞK (Wattys 2019) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin