Keyifli okumalar...Şimdiden üniversite sınavına girecek arkadaşlarıma başarılar diliyorum.
Rabbim yardımcınız olsun...
********************************
Şaşkınca onlara bakıp Onur'un ardından çıkmıştım. Bu ikisi benim kapımın önünde akşamın bu saatinde hem de el ele ne işi vardı.
Dur biraz el ele mi?
Yeni yakaladığım bu ayrıntıyla Onur'a dönüp baktım. O da onlara aynı şaşkınlıkla bakıyordu.
Zülal doğru atıldım
"Zülal senin burada ne işin var canım. Haberim yoktu geleceğinden"derken bir yandan da önlerine siper olmuş ve ellerini birbirinden ayırmaya çalışıyordum. Samet Zülal'in elini megene gibi sıkıca tutmuştu ve bırakmaya niyeti yoktu. Dönüp ona baktım. Kısık ve sinirli bir sesle
"Bıraksana kızın elini." Dedim.Tabiki o da bana baktı. Ve yavaştan elini bıraktı.
"Aç kapıyı Beren."dedi bezgin bir sesle.
Bunlara ne olmuştu ki. Zülal dokunsam ağlayacak gibiyken Samet çok yorgun görünüyordu.
Ve Onur....Dönüp ona baktığımda şaşkınlığı yüzünden dağılmış düşünceli bir hal almıştı.
Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtığımda ardımdan ilk Zülal sonra Samet en son ise Onur girdi içeri. Herkes sanki evinde gibi paltolarını çıkarıp astılar ve yerlerine yerleştiler.
Ben ayakta kaldım. Bir gariplik vardı ama umarım düşündüğüm şey değildir diyerek yanlarına yaklaştım.
Onur her zamanki gibi babamın oturduğu pencere kenarındaki tek kişilik koltukta oturdu. Samet ve Zülal ise aynı koltuğa oturdular. Bende ilerleyip önceden kalma alışkanlığım olan diğer tek kişilik koltuğa oturdum.
"Hoş geldiniz."
İkisi de konuşmak yerine başını salladılar.
Ne konuşacağımı bilemez bir halde devam ettim konuşmaya.
"Şimdi yemek hazırlayacağım açtınız değil mi?"
"Ne işin var senin burada hemde Zülalle."
Sorum havada kaldı Onur'un bu sorusuyla. Ve ayrıntıya dikkat Onur meğerse Zülal'in adını biliyormuş. Karasuların kızı deyip durması meğerse bilinçli bir şeymiş.
"Abi." Dedi Mahsun bir sesle Samet. Ve ben Samet'in bu ses tonuna hiç şahit olmadım.
"Sakın."dedi Onur. Gözleriyle konuştular.
Ben hiç bir şey anlamadım.
Ve Zülal'in hıçkırık sesi ikisini de susturdu. Hızla yerimden kalkıp Zülal'in yanına oturdum ve kucağıma çektim onu.
"Zülal, ne oldu güzelim. Anlat, anlat ki çare bulalım."
Zülal'in gözleri Samet'i buldu.
Samet derin bir nefes çekip başladı anlatmaya.
"Geçen hafta Kirsanların küçük oğluna Zülal'i görmeye geleceklermiş."dedi dişlerinin arasından. Elleri yumruk olmuştu çoktan. "Tabi Boran dayın yeni bir para kapısı buldu diye Zülali vermeye dünden razı. Ve ben bunu duyarda durur muyum? Durmadım. Her neyse Karasu konağını bastım."
Kaşlarım havalandı gözlerim büyüdü.
Onur yerinde toparlanıp öne doğru eğildi. Sanki dediğini duymamış ve duyacaklarını kaçırmak istemez gibi başını daha da yaklaştırdı Samet'e.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACALI AŞK (Wattys 2019)
ChickLitDurgun gözlerle bakıyordu gözlerine. Gözlerinde duygu aradı adam. Çekip almıştı kızın bütün duygularını oysa. Bu gerçekle gözlerini sıkıca kapatıp, dişlerini sıktı ve tıslarcasına; "Sana diyorum , bitiyorum görmüyor musun?" Ellerini saçlarından geçi...