Merhaba canlarım
Bu bölümü oylarıyla beni yalnız bırakmayan tüm okuyucularıma itaf ediyorumKeyifli okumalar...
**********************************
Hayat kendini farklı yollardan öğretmeye çalışan bir mekanizma gibidir. Her gün farklı bir duyguyu öğretir sana, sorgulatır. Unutma der bunlar da var. Ve bunları yaşadığında şaşırma sakın. Bunlarla bütün olacaksın bunlarla yolunda ilerleyeceksin. İyılikler her zaman olmaz eğer olursa hayatını sorgula bir şeyler ters gidiyor der. Şu son kullandığım cümle hepinizi şaşırtmış olabilirsiniz. Düşünün... zıtlıklarla varız hepimiz, zıtlıklar var ki değerli güzel şeyler de var. Acı olmasa mutluluğun kıymeti olur mu? Karanlık olmasa aydınlığın yada kötülük olmasa iyiliğin. ..
Bir Giz içinde öğrenerek yaşamaktır hayat... Her gün yeniliğe açmaktır kendini.... Sonunu bilmek ama nedenlerini sorgulamaktır....
Sorguladığım milyonlarca sorudan bir tanesi ihanet. Şu an benim yaptığım bu muydu? Yoksa haksızlığa karşı savaşmak mıydı? Onur'un gözlerindeki ihanet duygusu bedenimi titretti. Evet resmen bir suçlu gibi bana bakıyordu. Suçlu muydum? Hayır. Yaptığım ihanet miydi? İşte tam cevabı olmayan bir soru. İkiliğin arasında sıkıştırılmıştım. Zıt iki kelime arasında... İşte ben şuan hiç bir cevap bulamıyordum. Beynim resmen çabalıyordu kendini haklı çıkarmak için,ama olmuyordu...
"Demek dayınla iş birliği yaptın ha."deyip kolumdan yakaladı. Gözleri sinirden kısılmış derin derin nefes alıyordu. Benle harfleri tek tek ezerek dişlerini sıkarak konuşuyordu.
Etrafta ise Sahi Ağa ve Şadiye Hanım vardı. Sait Ağa ise ortaya bombayı bırakıp gözden kaybolmuştu.Sahi ağa bir kaç adım atıp
"Bırak kızı Onur onun bir suçu yoktur. Samet senin şirket kurduğunu bir şeylerin peşinde olduğunu söylemişti zaten."
Başını duyduklarıyla hemen Sahi ağaya çevirdi. "Bunu nasıl yaparsınız. Siz benim ailemsiniz Hakan lavuğunun değil."
"Senin bu yaptığın arkasında durulacak bir şey değildi oğul."
"Ha öyle değil mi? Onlar Dilan'ı alırken sessizce izlediğiniz gibi bunu da sessizce izleseydin baba. Siz benim yanımda olmayı bırakın onların yanında olursunuz."
Şadiye Hanım Onur'un yanına geldi.
"Yeter artık oğul. Ne zaman gözün açılacak. Sustum gör diye lakin gözlerindeki perde bir türlü aralanmaz. Senin karın Berendir. Dilan Hakan'ın karısıdır. Yuvana sahip çıkasın. Kendine de bu kızcağıza da hayatı zehir etmeyesin artık."
"Yeter artık. Şuna karın karın diyip durma. Ona soyadımı bile vermedim. O Hakan'dan alacağım intikam aracım. Kimse karışmasın bana... " deyip kolumdan çekıştirmeye başladı.
"Bırak kolumu." Diye bağırsamda duymuyorum beni. Sanki bir çuvalmışım gibi çekiştiriyordu. Hızlı adımlarla merdivenleri çıktık. Bir kaç defa tökezleyip düşmüş kolumu ve ayaklarımı trabzanlara çarpmıştım.
Arkamızdan anne ve babasının bütün "Bırak kızı"demesi bile yetersizdi.Adeta hedefine odaklanmış gibi sadece beni çekiştirerek odaya çıkarıyordu.
Şaşırtıcı ama gerçek artık söylediği sözler yaptığı şeyler canımı bile acıtmıyordu.
Yatak odasına girdigimizde
"Bırak artık kolumu. " diye bağırdım. Bana dönüp baktı gözlerimin ta içine.Kolumu kurtarmak için çekiştirerek konuştum
"Madem senin intikam aracınım o zaman benden başka kimseden intikam alamazsın Ağaoğlu. Bir hatanın tek özrü olur. Karasuların yaptığı hatanın ki bu bir hata bile değil. Özrü benim, daha fazlasını istersen karşında beni bulursun. Buna asla müsade etmem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACALI AŞK (Wattys 2019)
ChickLitDurgun gözlerle bakıyordu gözlerine. Gözlerinde duygu aradı adam. Çekip almıştı kızın bütün duygularını oysa. Bu gerçekle gözlerini sıkıca kapatıp, dişlerini sıktı ve tıslarcasına; "Sana diyorum , bitiyorum görmüyor musun?" Ellerini saçlarından geçi...