Keyifli okumalar....
***********************************
BERENDEN....
İzmir'de onunla konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Ben onu korkutacak ne demiş olabilirim ki Onur Bey sırra kalem basmıştı.
Erdinç ise her gün başka bir şeye sinirleniyordu. İşleri yetiştiremiyor, çizimler yarım kaldığı için müşterilere mahcup oluyordu. İzmir projesi Anka grubun namına arttırdı. Ama Onur'un şirkete gelmemesi de kötü bir imaj veriyordu malesef.
Onur'un başkanlık yaptığı ekip taslaklar hazırlıyordu. Ama Onur Miran'dan onay alınmadan taslak göstermek istemiyorlardı. Neticede sonradan o planı iptal etmesi daha büyük bir kaosa sebep olabilirdi.
Bu kadar da sorumsuzluk olmaz ki ama.
Özge sıkılmış bir yüzle bana baktı.
"Off ruhum sıkıldı artık oturmaktan."
Gözlerimi kısıp ona baktım.
"İşler yoğunken de şikayet eden sen değil misin?"
"Ya en azından boş durmaktan iyiymiş. Eline çantasını aldı.
"Ben kafeteryadayım. Biraz hava almazsam delireceğim." Diyerek gitti.
Sonuna kadar haklı sıkıntıdan patlayacağız bir gün burada.
Tabiki benim durumum daha vahim. O çalışmamaya sıkılmışken benim sıkıntım daha farklıydı. Merakımdan ölüyordum. Onur neredeydi. Hoş nerede olduğunu az çok tahmin de ediyordum ama neden kendini geri çektiğini bilmiyordum.
Her ayak sesinde heyecanlanmaktan yoruldum. Telefonuma bakmaktan, bildirim sesi son ses olmasına rağmen duymam diyerek telefonu kontrol etmekten, onu arayıp aramamak arasında kalmaktan bıktım artık.
Onur Miran bunun böyle olmaması gerekiyordu.
Adrea Bey'in bankoma yaslanarak bana baktığını fark edince gözlerimi kıpıştırıp ok gibi hızla yerimden kalktım.
"Afedersiniz. Bir şey mi istemiştiniz."
Güldü.
"Bu dalgınlığıma sebebini öğrenmek isterim mesela"
Bu size anlatacağım bir konu değil malesef.
"Dün gece uyuyamadım. Galiba bu yüzden"diyerek biraz gerçek bir sebep sundum ona. Ama şu anki dalgınlığımın bununla hiç bir ilgisi yoktu.
"Güzel gözlerin parlaklığını yitirmiş. Bu kadar belli ki. Bunu neden yapıyorsun kendine."
Bu o kadar özel bir soruydu ki cevap veremezdim. Ama asıl beni merak ettiren şey Adrea Bey'in beni neden bu kadar merak etmesiydi.
Boğazımı temizleyip önümdeki dosyaları kucağıma doldurdum.
Gülmeye kendimi zorladım."Kusura bakmayın benim Erdinç Bey'e bu dosyaları iletmem gerekiyor. Size yardımcı olacağım bir konu yoksa..."
"Yine kaçıyorsun galiba."
Kaşlarım havalandı. Ağzım açılıp kapandı. Ne diyecektim ki.
Ne diyeceğimi düşünmekten beni kurtardı.
"Tamam öyle olsun bakalım"dedi ve gitti.
Bu şirketteki tüm yönetici kadrosu dengesiz...
Erdinç'in odasına geldiğimde kapısı yarım açıktı. Tam kapıyı tıklatacaktım ki.
"Olmuyor ikna edemiyorum Şeref Abi. Nasıl yapacağımı da bilmiyorum. Çaresiz seni aradım."
Erdinç Şeref abiyle konuşuyordu ve onu dinledi bir mühlet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALACALI AŞK (Wattys 2019)
ChickLitDurgun gözlerle bakıyordu gözlerine. Gözlerinde duygu aradı adam. Çekip almıştı kızın bütün duygularını oysa. Bu gerçekle gözlerini sıkıca kapatıp, dişlerini sıktı ve tıslarcasına; "Sana diyorum , bitiyorum görmüyor musun?" Ellerini saçlarından geçi...