Düzenlendi.
Multimedia Arya.
Meghan Trainor- All About That BassSabah tepenizde zıplayan bir Selen'le uyansanız ne yaparsınız? Sizin ne yapacağınızı bilemem de ben şu anda kafasını kopartıp klozete atıp sifonu çekmek istiyorum.
Zıplayan Selen'in ayağını tuttum ve çektim. Çekmemle birlikte yere yapıştı. Ben kahkahalarla gülerken Selen yerde kalçasını tutarak sinirle bana bakıyordu.
Ben gülmeye devam ederken içeri Aslı Abla girdi.
"Ooo. Doktor Hanım sen bizim eve gelir miydin ya?"
"Gelirim tabi. Bugün izin aldım, bütün gün sizinleyim. Benim için bir kıyak yapıp okula gitmeyiverin."
"Valla ablacım hayatımın en cazip sorusunu sordun bana kabul etmez olur muyum?"
Bir şey eksik. Hay allah.
"Kızlar kendimi çok eksik hissediyorum. Sanki evden çıkmışsınız ama telefonunuzu unutmuşsunuz gibi. Bişeyi unuttuk ama. Heh Rüzgar. Nerde o gelmedi mi fırlama?"
İkiside başlarını olumsuz yönde salladılar.
"Aman gelmesin zaten kız kıza takılalım." Dedi Aslı Abla. Selen' de onu onaylayınca bana söz düşmedi. Ben kimim ki?
"Hadi sen de hazırlan kahvaltıya."
Başımı sallayıp banyoya girdim. İşlerimi halledip çıktım. Karışan saçlarımı bileğimdeki tokayla topladım. Odamdan çıkıp aşağı indim. Mutfağa geldiğimde oturmuşlardı bile.
"Ooo krep mi o?" Gözlerimi hızlıca açıp krepi aldım. Kokusu bile misti Allahım. Kahvaltıyı bitirdiğimde Selen beni sürekleyerek odaya çıkardı.
"Kızım niye kolumu tutuyorsun?"
"Sus bi. Kıyafetlerini ben seçeceğim pantolon giyemeyeceksin."
Ya sen neden benim pantolonla olan aşkımın arasına giriyosun? Pantolon tabikide muhteşem.
"Ya a-"
"Sus demekten ne anlıyosun." Selen'in kızdığını görünce sustum. Kızınca onu görmek istemezdiniz. Güzel kızın içinden çıkan canavara da bakın. Dolabımdan siyah yüksek bel etekle kırmızı bir kazak çıkardı.
"Bunları giyersem oturma organım donar."
"Bişey olmaz hadi git giyin. Al şu çorabıda."
Elime kıyafetleri tutuşturup ittirdi. Banyoya girip giyindim. Çıktığımda Selen elinde maşayla, Aslı ablada makyaj malzemeleriyle bekliyordu.
"Yok artık daha neler. Yetmez mi bu kadar?"
İkiside kaşlarını kaldırıp indirdi. Zorla sandalyeye oturtturdular. Selen saçlarıma kalın maşa yaparken Aslı Abla eyeliner çekmeye çalışıyordu.
"Niye bu kadar süslüyorsunuz anlamadım ki. Alt tarafı dışarı çıkacağız."
"Yüzünde kocaman bir maşa izi olmasını istemiyorsan sus. Ayda yılda bir süslen bakım yap kendine. Yoluk gibi gezme ortalıkta."
Hii!! Bana yoluk mu demişti o? Terbiyesiz şey. Yüzümde maşa izi olmasını istemediğim için tabikide bunları ona söylemedim. Aslı abla eyelineri çekmeyi bitirmiş rimel sürmeye çalışıyordu.
"Yemyeşil gözlerin var, kul olucam diye göz kalemi bile sürmüyosun. Kul olucam diye coolluğundan olma."
"O tam tersi değil miydi ya?"
"Bizim sözlüğümüzde böyledir Arya Hanım."
İşlerini bitirdiklerinde çekmecemden siyah bir bere aldım ve kafama geçirdim.
------------
Süslenmenin ardından sinemaya geldik. Ben korku filmi isterken Selen aşk filmi istedi. Bende benim istediğim olacak diyip korku filmine girmeye ikna ettim. Ortalarda bir yerde oturuyorduk. Selenle Aslı Abla neredeyse bir bütün olmuş birbirlerinin gözlerini kapatıyorlardı. Bende elimde mısırla keyifle filmi izliyordum. Mutfak dolapları aniden açılınca her tarafımdan çığlıklar yükseldi. Bende kahkahalarla gülmeye başladım. Yanımda oturan çocuk bile koltuktan hoplamıştı.
"Ne gülüyorsun kızım." Dedi yanımdaki çocuk. Ben gülmeye devam ettim.
"E komikte ondan. Ulan sen bile hopladın."
Çocuk bana sinirle baktı. Bende filme döndüm. Aha bir korkunç sahne daha. Kadın aniden kapıya yapıştı.
"Hahahhahahhah"
Ben gülerken etrafımdakiler bana garip garip bakıyordu. Gülmemi bastırmak için ağzıma mısırı doldurdum. O anda tekrar bir gülme krizi geldi. Gülerken ağzımdan fırlayan mısır önümde oturan kel adamın kafasına geldi. Bu daha çok gülmeme sebep olurken boğazıma mısır kaçtı.
"Öhöğğ öho-ölüyom öhööğüm öho-lan ölüyoöhüoöüm"
Gülme krizinden çıkıp öksürük krizine girerken yanımdaki çocuk sırtıma öküz gibi vurdu. Herkes bana bakarken utançla öksürmeye devam ettim. Yanımdaki çocuk elinde duran su şişesini bana uzattı. Hemen suyu aldım ve içtim. Ay ölüyordum. Allam sen büyüksün bana hayatımı geri bağışladın. Suyu bana uzatan çocuğa döndüm.
"Valla kardeş eyvall- şey yani teşekkürler sen olmasan ölüyordum."
"Bu gidişle sana bişey olcağını düşünmüyorum ama. Bu arada ben Doruk."
One lan öyle şey ismi tövbe tövbe.
"Doruk mu? Şey pardon aklıma başka şeyler geldide. Bende Arya."
Kaşlarını çatmış bana bakan Doruk'un havadaki elini tuttum hızla salladım. Öndeki cırtlak kadının sesiyle yüzümü buruşturdum.
"Gidin başka yerde konuşun. Film izliyoruz burda."
"Tamam teyze sen yeterki o sesle bağırma."
"Aa terbiyesiz! Ne teyzesi, çok gencim ben, 25 yaşında gösteriyorum bikere."
"Valla teyze o zaman ben daha anamın karnına düşmedim."
Selen, Doruk, Aslı Abla ve sinemadakı diğer genç tipler kahkaha atmaya başladığında teyzeye el sallayıp çıkışa doğru gittim. Arkamdan Selen' in, Aslı Abla'nın ve Doruk'unda geldiğini görünce yavaşladım ve karşıdaki kafeye girdim. Masanın birine oturdum. Dorukta oturunca ona tek kaşımı kaldırarak baktım. Aslında tatlı çocuktu. Aras kadar olmasada öyleydi. Ne Aras' ı? O ne alaka? Aslında şu Doruk'ta da tam kankalık tip vardı.
"E banada bir kahve ısmarlarsınız artık."
Şebek gibi sırıtan Doruk'a baktığımda gülümsemeden edemedim. Gözlerim kenardaki Selen'e kayınca Doruk'a büyülenmiş gibi baktığını gördüm. Bakışlarını bana çevirdiğimde göz kırpıp 'hayırdır?' bakışlarımı attım. Oda bana 'çok tatlı lan bu' bakışını attı. Evet bakışlarımızla konuşabiliyoruz. Çünkü biz yakın arkadaşlarız. Başımızda dikilen garsonu gördüğümde şekersiz latte söyledim.
----
Yaklaşık 2 saat kafede oturduk ve Doruk bize kendini tanıttı. Bizde ona kendimizi. Sevindiğim şey ise bizle yaşıt olması ve Selen'le aynı okulda olması. Bu işi oldu bilin.
Kafeden ayrılırken resmen Doruk'la kanka olmuştuk. Selen'e attığı kaçamak bakışlardan birini yakaladım ve ona sırıttım. O da utanarak başını eğdi ve ensesini kaşıdı. Artık tamam. Bu iş kesinlikle olmuştu.
-------
Selam canlar. Bir bölümle daha karşınızdayım. Umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar (Düzenlendi)
RomanceOnun için tek çözüm intihardı. Elbette başka çözüm yolları da vardı. Önüne atladığı arabayla hayata gözlerini yumacaktı belki de. Yine yaşamın pürüzlerine takılmıştı işte, yine bu hayattan kayıp toprağın altına gidememişti. Arya. Mavi Kuş'un Küçük...