Düzenlendi.
Kadebostany - Castle in the Snow
Bugün hastaneden çıkıyordum ve çok mutluydum. Günlerdir aynı yatakta yatmaktan ve hastanenin o tatsız tuzsuz yemeklerini yemekten gerçekten bıkmıştım. Selenle Rüzgar her zaman yanımdaydılar ve Aras'ta her gün ziyarete geliyordu. Öğrendiğime göre; Aras'ın ailesi varlıklı bir aileymiş. Annesini 5 yaşındayken kanserden kaybetmiş.
Bu duruma gerçekten üzülmüştüm. Çünkü ben de babamı kaybetmiştim ve bu acı hiç bir acıyla kıyaslanmazdı. Hem fiziksel, hem ruhsal olarak.
----------------
'Etrafım bembeyazdı. Sadece beyaz. İleriden gözüken siyah gölge bana yaklaşıyordu. O geldikçe ben geri gidiyordum. Sırtım bir yere çarpınca kaçışımın olmadığını anladım. Siyah varlığı artık seçebiliyordum. Tüm pisliklerini, yüzündeki iğrenç izlerde taşıyan kişiyi çok iyi tanıyordum. Yaklaştıkça gözümden yaşlar akıyordu. Beni kolumdan tuttu ve yere yatırdı. Elindeki cam parçasıyla şort giydiğim için açıkta kalan bacağımı kesti. Ben acıdan tiz bir çığlık atarken bacağımdan sıcak bir sıvı aktığını hissettim. Bağırarak ağlamaya devam ederken adımın söylendiğini duydum.'
"Arya!"
"Arya uyan artık hepsi geçti."
Hayır hiçbir şey geçmemişti.Beni saran kolların sahibine baktım. Aras' tı. Günlerdir yanımdaydı. Ağlamaya devam ederken kafamı boyun girintisine yerleştirdim. Hıçkırıklarım azalırken burnumu çektim ve Arastan ayrıldım.
"Ne olduğunu anlatmak istermisin?"
"Kabus. Sadece kabus."
Kabustu, sadece kabustu.
Hıçkırarak söylediğim kelimelerden sonra göz yaşlarımı sildi.
"Hadi giyin gidiyoruz."
" Gidiyoruz derken? Kendim gidebilirim."
"Yok öyle. Ben götüreceğim."
-----------
2 Hafta Sonra
Hastaneden çıkıp eve geleli 2 hafta olmuştu. Arasla sadece 2 kez telefonda konuşmuştuk.
"Oy konko öllörönö soğlok ozon zomondor omlöt yömömöştööm."
"Oynon konkocom."
Kim bu iki ayı? Hadi ama tahmin etmesi o kadar da zor değil.
"Ağzınızda yemek varken konuşmayın. Sinir olduğumu biliyorsunuz."
"Omo konko..."
Rüzgar'ın kafasına bir zeytin fırlattığımda sustu. Güya benim iyi olduğumu görmek için buraya geliyorlardı. Onlara hizmet eden kimdi peki? Tabiki ben. Tamam onlarda yardım ediyordu.
Kapı çaldığında Rüzgar kapıyı açmaya gitti. Mutfaktan içeri Aslı Abla girdiğinde kadro tamamlanmıştı.
"Bensiz kahvaltıcılık mı?"
Elindeki tabağı masaya koydu ve üstündeki peçeteyi kaldırdı. Hepimiz bir ağızdan:
"Oooo börekte yaparmış?"
"Vay gel ablam öpeceğim."
"Becerikliye bak be! Aslı abla evde kalırsan ben seni alırım merak etme."
Herkes Rüzgarın dediğine gülerken Aslı Abla dik dik baktı.
"Ne evde kalması be, daha 26 yaşındayım ben. Ay yoksa evde mi kaldım! Hiii! Ayrıca evde kaldığımı nerden biliyorsun?" deyip imalı imalı baktığında Selen atladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar (Düzenlendi)
RomanceOnun için tek çözüm intihardı. Elbette başka çözüm yolları da vardı. Önüne atladığı arabayla hayata gözlerini yumacaktı belki de. Yine yaşamın pürüzlerine takılmıştı işte, yine bu hayattan kayıp toprağın altına gidememişti. Arya. Mavi Kuş'un Küçük...