Düzenlendi.
Multimedia şimdilik karakterler.
Aydilge-Haberin YokArya'dan
'Çok yükseklerden bir okyanusa düşmüştüm ve gittikçe daha fazla dibe batıyordum. Dibe battıkça küçükte olsa bir umut gibi duran suyun üstündeki hüzme yok oluyordu. Tıpki benim gibi. Gittikçe ışığım tükeniyordu ve ben sonu olmayan bir yolculuğa çıkıyordum. Sanki denizin dibinde girdap vardı ve beni dibe doğru çekiyordu. Gözlerim karanlıktan hiçbirşeyi görmüyordu. Birden beni aşağıya çeken kuvvet yok oldu. Bir an önce yüzeye ulaşmak ve ciğerlerimi sevindirmek istiyordum. Sanki daha kilometreler varmış gibi geliyordu. Hüzmeye daha çok yaklaştığımda ciğerlerimi hazırladım. Nefesimin ciğerlerime dolmasıyla içimde bir acı hissettim.'
Sesli bir şekilde haykırarak uyandım. Cidden ciğerlerim acımıştı. Yeni doğan bir bebeğin ilk nefesi gibi.
Aras'tan
Uyandığını gördüğümde koşarak doktoru çağırdım. Beraber odasına girdiğimizde şaşkınlıkla bize bakan bir çift göz vardı. Doktor gerekli muayeneyi yaptı ve 2 gün sonra taburcu olabileceğini söyledi. Odadan çıktığında sadece ikimiz kalmıştık. Kafamda dolanan soruların yanıtlarını duyma vakti gelmişti. Yavaşça yanına gittim ve kenardaki sandalyeye oturdum. Kısık sesiyle konuştu;
"Sen kimsin?"
"Önüne atladığın arabanın sürücüsü."
Utanmış gibi bir hali vardı. Başını eğdi ve boğazını temizledi.
"Neden atladın arabanın önüne?"
"Hayat yeterince kötü. Bir insanın sahip olduklarına diğeri sahip değil. İnsanların dış görünüşleride, içleri de farklı ve bu dünyayı kötü yapmak için yeterli bir sebep."
Derin bir nefes alıp devam etti.
" Sen niye durdun ki! Ne güzel ölecektim. Hem ben bu dünyadan kurtulacaktım hemde bu dünya benden. Niye yaptın? Neden ezip geçmedin beni! Neden?!"
Sinir krizi geçiriyor gibiydi. Sakinleşmesi lazımdı.
"Tamam sakin ol. Ölünce hiç birşey bitmeyecekti. Ordaki hayat burdan çok daha iyi. Ama cennetteysen."
"Sanane benim cennetimden cehennemimden. Git.. Lütfen beni yalnız bırak."
"Pekala sonra yine geleceğim."
Yavaşça oturduğum sandalyeden kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Tam kapıyı açtığımda sesini duymamla olduğum yerde durdum.
"Ya da dur, gitme. Canım sıkılır, hem refakatçim değil misin sen benim?"
Zaferle gülümseyerek arkamı döndüm ve yanındaki sandalyeye oturdum.
Arya'dan
"Ya da dur gitme. Canım sıkılır, hem refakatçim değil misin sen benim?"
Hangi akla hizmet böyle birşey söylemiştim ki? Herneyse biraz uyumam lazımdı. Şu anda öyle bitkin ve yorgun hissediyorum ki. Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.
---------------
Gözlerimi yavaşça açtım ve etrafıma baktım. Yanımda oturan kişiyi hatırlama çalıştım. Ha evet bu bana çarpandı. Daha doğrusu önüne atladığım arabanın sürücüsüydü.
Uyuyordu. Bu fırsat kaçmaz diyerekten onu kesmeye başladım. Biçimli kaşları vardı. Kaşlarını çattığı için alnı kırışmıştı. Kıvrımlı, dolgun dudakları 'gel beni öp' diye bağırıyordu. 'Töbe töbe. Daha tanımadığın bi adam ve dudaktan öpmek ha? Olmadı git bide kucağına atla!' İç sesim haklıydı. Kazadan sonra sana çok güzel şeyler olmuş, bi iyileşmişsin falan. Noldu sana şeytandın melek olmuşsun?
O da gözlerini açtığında yakalanmamak için hemem gözlerimi kapattım. Çok ta güzel (!) uyuma numarası yaparım. Hiç anlayamazlar yani.
"Aç gözünü uyumadığını gördüm ve gözlerini kırpıyorsun."
Gözlerimin birini açtım ve şaşkınca ona baktım. Ben hala tek gözümle ona bakarken ne kadar malca göründüğümü düşünüp diğer gözümü de açtım.
Arabasının önüne atladığım aklıma geldiğinde başımı eğdim. Gözlerim doluyordu ve bunu görmesini istemezdim. Gözümden bir damla yaş düştüğünde etrafımı saran kollarla irkildim. Birkaç saniye ellerim havada kaldı ve bende ürkekçe ellerimi boynuna doladım. Beni kendine çekti ve kafasını omzumla boynum arasındaki girintiye koydu.
"Şşştt. Tamam, herşey geçti. Ağlama artık."
Derin bir nefes aldı. Sanırım kokumu çekiyordu. Tanımadığım bir erkekle ilk sarılmamdı. 'Namus elden gidiyor!'
Saçma salak konuşan iç sesime göz devirdim. Bende derin bir nefes aldım ve kafamı boynuna koydum. Çok güzel kokuyordu. Beni babamın kokusuna götürüyordu sanki. Babamın kollarında huzura kavuşan ben yeniden huzuru bulmuştum sanırım. Okyanus gibi kokuyordu. Bir okadarda orman gibi. Evet bundan sonra onun kokusuna ormansı okyanus kokusu diyecektim. Saçma düşüncelerimi kafamdan attım ve kollarından ayrıldım.
"Özür dilerim. Ben sen ağlayınca sarıldım."
'Ne özrü şapşik, gel buraya ' demek istesem de susmayı becerdim.
"Önemli değil"
Sessiz kaldık ve sessizliği bozan tabiki ben oldum.
" Ben çok sıkıldım. Kitap, telefon bişey yok mu?"
Komidindeki telefonu aldı ve bana uzattı. Uzatır uzatmaz aldım ve açma kapama tuşuna basılı tuttum. Sonunda açıldığında benim de gözlerim açıldı. 49 cevapsız arama ve 127 kısa mesaj mı? Oha. Bugünü en fazla bildirim aldığım gün olarak tarihe geçirin lütfen.
"Ben kaç gündür uyuyorum, bu ne?"
"Üç gündür."
Bunu da en fazla uyuduğum gün sayısı olarakta tarihe geçirebilirsiniz. Cevapsız aramalara baktım. 25 tanesi Selen' den, 12 tanesi Rüzgar' dan, diğer 12 taneside Aslı Abla' dandı. Selen ve Rüzgar en yakın arkadaşlarım, Aslı Abla ise üst komşumdu. Cevapsız aramalar bölümünden çıkıp mesajlara girdim. Yine aynı kişilerdendi
"Nerdesin?"
"Merak etmeye başladım artık Arya"
"Cevap ver."
"Niye açmıyorsun?"
Ve aynı türde mesajlar. Selen'i aradım. İlk çalışta açtı.
"Nerdesin sen ya? Öldük meraktan!"
"Bir şey yok hastanedeyim.Merak edilecek bir şey yok. Araba çarptı."
"Ulan bir de merak edilecek birşey yok araba çarptı diyor! Ne demek merak etme? Öldük burda meraktan. Yanımda Rüzgar'la Aslı Abla da var. Biz geliyoruz hemen. Bir dakika dur. Araba mı sana çarptı?"
Derin bir nefes aldım ve konuştum.
"Cevabını bildiğin soruları sorma."
"Tamam bekle geliyoruz."
Telefonu kapattım.
"Birazdan gelecekler. İstersen sen git dinlen biraz."
"Olmaz refakatçin benim."
"Selen'in seni kovacağına eminim. Kendisi kalır burda ve senin gitmen için elinden geleni yapar. Hem git dinlen uyu biraz."
"Gitmeyeceğim." dedi ve omuz silkti. Kendisi bilirdi. Selenin gazabına uğramak en kötü şeydir.
-------------
Selam arkadaşlar. Okuyanlar beğendiyse vote tuşuna basıp beni mutlu edebilirler. Yada yazma azmimi kamçılayabilirler. Yeni bölüm daha hızlıda gelebilir. Hayır kesinlikle tehtid değildi ama yinede siz bilirsiniz 😄😘Aras Kılıç: Sergio Carvajal
Arya Güneş: Madison Beer
Rüzgar Delen: Dylan O' Brien
Aslı Gündoğan: Shay Mitchell
Selen Yavuz: Holland RodenŞimdilik 5 karakterimiz var, yeni bölümler geldikçe karakter kadrosu genişleyecektir. Okuma sayısı az olsada vote ve yorum yaparsanız hem çok mutlu olurum hemde hikayem hakkında ne düşündüğünüzü anlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar (Düzenlendi)
RomansOnun için tek çözüm intihardı. Elbette başka çözüm yolları da vardı. Önüne atladığı arabayla hayata gözlerini yumacaktı belki de. Yine yaşamın pürüzlerine takılmıştı işte, yine bu hayattan kayıp toprağın altına gidememişti. Arya. Mavi Kuş'un Küçük...