Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen
Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın
Keyifli okumalar 🌸🌸🌸
Havaalanında uçağın inmesini bekliyorduk. Bütün gece ağlamaktan ağrıyan gözlerimi ovuşturup tekrar gökyüzüne baktım. Büyük ihtimalle yağmur yağacaktı. Sanki içim de ki acıyı hissetmiş gibi benimle beraber gözyaşı dökecekti.
Uzaktan ses geldi. Gözüm uçağın geldiği yöne doğru çevrildi. Uçak yaklaştıkça burnumun direği tekrar sızlamaya başladı. Piste indikten sonra hepimiz oraya doğru yürümeye başladık. Tören için hazırlanan askerler hemen kargo kısmında ki iki ay yıldızlı bayrağa sarılı iki tabut çıkardılar. Bacaklarımda derman kalmamış gibi titremeye başladım.
Omzuma dokunan güçlü elle sağıma doğru döndüm.
"Şimdi güçlü olmanın vakti kızım. Kardeşine son vazifeni layığıyla yap. Dosta düşmana karşı dik dur. Sen şehit kardeşisin. Bugün bizim gurur günümüz "
Bunları söylerken bile çok zor konuşuyordu babam. Omuzlarımı dikleşirip Kardeşimin vasiyet ettiği gibi üstümde askeri üniformamla yürüdüm.
En önde fotoğrafımı sen taşı demişti. Onun vasiyetini yerine getirecektim. Kravat,gömlek ceket ve pantolondan oluşan tören üniformamı giymiştim. Elimde ki şapkayıda başıma takip hızlı adımlarla cenazeyi taşıyan askerlere yaklaştım. En önde ki askerin elindenki fotoğrafta gözleri mutlulukla parlayan kişiye baktım.
Canım o kadar açıyordu ki onun vasiyeti olmazsa bu kalabalığın içinde otururur hüngür hüngür ağlardım. Askerin elinden fotoğrafı alıp öptüm.
Mahi'nin ve yengemin ağlama seslerine kulaklarımı tıkayıp en önde kardeşimin fotoğrafını taşıdım.
Arkamızdan gelen devlet yetkilileri , üst düzey askeri personelleri gözüm görmüyordu. Cenaze aracına bindirildi. Elimde fotoğrafıyla ben de cenaze aracına bindim. Bugün kardeşimin düğün günüydü. Ne çok isterdi şehit olmayı. Rabbim de içten dileğini kabul etmişti.
Önce kardeşimin vasiyetinde dediği gibi onu bizim eve götürdük. Oturduğumuz semtte hep zenginler otururdu. Belki de ilk defa böyle bir semt şehit cenazesini çıkarıyordu.
Bütün aile tabuta sarılıp helâlık verdi. Annem ilk defa bu kadar çok ağladığını görüyordum. Elinde beyaz bir duvak tabutun üstüne serdi. Bu annemin gelinken taktığı duvaktı.
Deniz fotoğraflarda gördüğünde çok beğenmişti. Annem de " eğer bir gün evlenirsen kendi ellerimle saçlarına örteceğim bu duvağı" demisti. Ve kendi elleriyle tabutun üstüne örttü.
Babamın ay-yıldızlı bayrağı öperken gözlerinde yaşlar akmaya başladı. Bu yaşıma kadar bir gün olsun babamın ağladığını görmemiştim. Ve şimdi onu ağlarken görüyordum. Artık öğlen namazına yetişmemiz gerektiği söylendi. Bu sefer camide kardeşimin namazı kılınacaktı.
"Hocam ben son defa kardeşimin yüzünü görmek istiyorum."
Yanına yaklaştığım hocaya sorduğum sorudan dolayı etrafta sesszilik hakim oldu.
"Doğru olmaz kızım "
"Doğru olup olamayacağını sormadım hoca. Son defa kardeşimi görmek istiyorum "
Evin bahçesinde kocaman bir kalabalık vardı. Babamın koluma dokunmasıyla kolumu hemen çektim.
"Kızım kardeşine böyle acı veriyorsun "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (FİNAL)
General FictionGecenin bir yarısı nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüdüm. Kalbim acıyordu. Beni bu saatte yürüten derdin ne olduğunu kime anlatacaktım? Yüzümde ki yaşları sildim. Sonra bir çıkmaz sokağa girip duvar dibine çöktüm. Neden ben, neden? Bu sorunun...