Oy vermeyi yorum yapmayı unutmayın
Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın lütfen.
Keyifli okumalar
Görev yerime gelmemin üstünden tam bir ay geçmişti. Dün gece yapılan toplantıyla uzun bir göreve gitmemiz gerekiyordu. Deniz'i ve diğer askerlerimizi şehit eden serefsizlerin yerini sahada ki istihbaratcılardan almıştık. İki gün sonra büyük bir operasyon düzenlenecekti . Bu operasyona gönüllü olarak katılma kararı aldım. Her ne kadar üstlerim bunu istemeselerde ben kararımı vermiştim. Kardeşimin intikamını almak boynumun borcuydu.
Ve operasyona bir yüzbaşı ile birlikte yürütecektik. Emir komuta ikimizde olacaktı.
Önümde ki hailerin fotoğraflarına tek tek baktım. Tam o sırada içeri girip selam veren askerle birlikte başımı önümdeki fotoğraflardan kaldırdım.
"Ne oldu asker?"
"Komutanım bir ziyaretçiniz var."
"Ziyaretçi mi?"
Bizimkiler olsa önceden haber verirlerdi. Kimdi bu ziyaretçi?
"Eyüp Kandemir, komutanım "
Duyduğum isimle yerimden fırladım. Tam bir ay olmuştu. Mesaj gönderdiği günden sonra bir daha mesaj atmamıştı.
"Emin misin asker ?"
"Evet komutanım. "
"Nerde peki?"
"Ziyaretçi alanına aldım komutanım.?"
"Tamam sen çık ben geliyorum."
Asker selam verip çıkınca hemen masada ki fotografları çekmecece koyup kilitledim. Sonra odadan dışarı çıktım.
Yanımdan geçip selam veren askerlere başımla selam verip hızlı adımlarla ziyaretçi alnına doğru yürüdüm. İşte ordaydı. Üstünde lacivert bir takım vardı. Simsiyah saçları düzenli bir şekilde taranmıştı. Sanki benim ona baktığımı farketmiş gibi bakışları benim olduğum tarafa döndü. Ve gülümseyerek ayağa kalktı.
Ve o an masada ki bebek puseti dikkatimi çekti. Yerimde kalakaldım. Bunu yapmış olabilir miydi?
Kendime gelmek için derin bir nefes alıp ona doğru yürüdüm. Bakışlarım onunla puset arasında gidip geliyordu.
"Eyüp bey!?
"Hoşgeldin demek yok mu?"
"Afedersiniz. Hosgeldiniz"
"Çok hoş buldum. "
Bunları söylerken beğeni dolu bakışlarıyla baştan ayağa beni inceledi. Üstümde askeri kamuflajim vardı.
"Bak sana kimi getirdim."
Pusetin üstünde ki örtüyü kenara çekince uyuyan Melek'i farkettim.
"Yok artık. Melek!"
"Otur lütfen?"
Karsısında ki sandalyeye oturup Melek'e bakmaya devam ettim. Küçücük çocuğu nasıl buraya getirebilmişti. Buna nasıl izin vermişlerdi.?
Ellerimi tutan sıcacık ellerle hemen kendimi toparladım. Tam elimi çekeceğim sırada avcılarımın arasına bir kimlik bırakıldı.
Adı Melek, Soy Adı KANDEMİR, baba adı Eyüp
Gözlerim şaşkınlıkla kocaman açıldı. Bunu gerçekten yapmıştı.
"Melek artık benim kızım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (FİNAL)
General FictionGecenin bir yarısı nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüdüm. Kalbim acıyordu. Beni bu saatte yürüten derdin ne olduğunu kime anlatacaktım? Yüzümde ki yaşları sildim. Sonra bir çıkmaz sokağa girip duvar dibine çöktüm. Neden ben, neden? Bu sorunun...