Oy ve yorum neden bu kadar az arkadaşlar. Gerceketen beğenmiyor musunuz?
Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın lütfen
Keyifli okumalar
O gece doğru düzgün uyuyamadım. Yatağın içinde bir o yana bir bu yana dönüp durdum. Kalbim boğazımda atıyordu. Bana "çok güzel gülüyorsun " demişti. Koskoca binbaşı gönlümü almak için neler yapmıştı. Yaptığı şeyleri hatırlayınca başımı yastığa gömüp gülüyordum.
Acaba bana karşı bir şey mi hissediyordu? Yanı ben olsam yeni gelmiş biri için bun kadar uğraşmazdım. Kim olsa aynı sekidir davranırdı. Ama o çok farklıydı. Iki yıl önce onunla karşılaşmıştık. Ben onu hayal meyal hatırlarken o beni gayet net hatırlıyordu. Bana karşı bakışı, duruşu diğerlerine göre çok farkıydı.
Sabah uyanıp hazırlandım. İlk defa hazırlanırken aynanın karşısında uzun bir vakit kalmıştım. Hergun yaptığım saç bugün olmuyordu. Kac defa açıp tekrar tekrar yapmıştım. Nihayet saçım istediğim gibi olunca son kez kendime bakıp evden çıktım.
....
İki gün boyunca yemekhanede onu görüyordum. Birkaç gün sonra yapılacak tatbikat için uğraşıyordu. Beni her gördüğünde yüreğimi hoplatan bakışlar atıyordu. Kendime inanamıyordum ama galiba ondan etkileniyordum. Odama geçtiğimde Metin tek vardı.
"Günaydın Metin üsteğmenim "
"Günaydın Mahur üsteğmenim "
"Ozan üsteğmen nerde?"
"Sorguya girdi ?"
Başımı anladım anlamında sallayıp yerime geçtim. Dün akşam iki hain yakalanmıştı. Bütün gece sırasıyla sorguya alınmışlardı. Yerimde duramayıp ayağa kalktım.
"Ben aşağıya iniyorum."
"Sorguya mı?"
"Evet "
"Kolay gelsin o zaman "
"Sağolun "
Telefonumu da alıp odadan çıktım. Bakışlarım üst kata çıkan merdivenlere kaydı. Acaba ne yapıyordu. İki gündür doğru dürüst göremiyordum. Sıkıntıyla nefesimi verip aşağıya indim. Bu koridor sorguların yapıldığı yerdi.
İçeri girdiğimde ekranın başında olan teğmen ile astsubaylar ayağa kalktı.
"Oturun. Sorgu nasıl gidiyor?"
Herkes yerine oturunca ekrana doğru eğildim. Camın diğer tarafında ise Ozan üsteğmen ile bir hain vardı.
"Konuşmuyor. Dünden beri ağzından tek kelime alamadık?"
Duvarda ki telefonu alıp içeriyi aradım. Ozan üsteğmen önce cama döndü. Sonra çalan telefonu açtı.
"Siz çıkın üsteğmenim. Ben gireceğim sorguya "
"Tamam"
Telefonu kapatıp omzumdaki rütbemi söküp masaya bıraktım. Odadan çıkıp diğer kapiya vardım. Tam o sırada Ozan da odadan çıkmıştı.
"Konuştu mu?"
"Konuşmuyor "
"Peki be onu konuşturmasını bilirim. Ne olursa olsun kimse odaya girmesin üsteğmenim "
"Tamam üsteğmenim. Bu da dosyası "
Dosyayı alıp başımla selam verip içeriye geçtim. Güneşten teni yanmış, saçından , sakalından yüzü bile doğru dürüst gözükmüyordu. Bakışları acılan kapıya döndü . Beni görünce yüzünde küçümseyici bir gülümseme oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM (FİNAL)
Fiksi UmumGecenin bir yarısı nereye olduğunu bilmeden saatlerce yürüdüm. Kalbim acıyordu. Beni bu saatte yürüten derdin ne olduğunu kime anlatacaktım? Yüzümde ki yaşları sildim. Sonra bir çıkmaz sokağa girip duvar dibine çöktüm. Neden ben, neden? Bu sorunun...