Uyandığımda Doruk yanımda değildi. İçimi korku duygusu salmıştı. Yatağımdan hızlıca kalktım ve odasına doğru koşarken Doruk bana seslendi.
''Günaydın. Beni mi arıyordun?'' dedi o güzel gülüşüyle bana gülümserken.
''Evet ya burada mıydın? Bir şey oldu sandım.'' dedim ve onun yanına gidip sarıldım. Sonra o da kollarını kaldırıp bana sarıldı ve yanağımdan öptü.
''Korkma, iyiyim ben. Hadi gel herkes uyandı. Kahvaltı hazırladık. Seni çağıracaktım ben de.''
''Tamam, lavaboya gidim geliyorum hemen.'' dedim ve hızlıca merdivenlerden çıktım ve banyoya girdim. Ellerimi ve yüzümü yıkadım. Sonra banyodan çıktım. Odama girdim ve dolabımın önüne geldim. Ne giysem diye düşünürken mavi şortumu ve üzerime siyah tişörtümü aldım. Hızlı bir şekilde giydim. Sonra saçlarımı tarayıp kremle dikten sonra salık bıraktım. Odamdan çıktım ve kitaplarıma günaydın dedim ve merdivenlerden hızlıca indim. Salona geçtim ve herkes beni bekliyordu.
''Günaydın herkese.'' dedim ve herkes hep bir ağızdan günaydın dediler ve Doruk'un yanına geçip oturdum. Kahvaltımızı yapmaya başladık. Bir yandan yiyor bir yandan da onlara bakıyordum. Bize böyle bir şeyi nasıl yapabilirlerdi aklım almıyordu. Ama buna bir son verecektim. Konuşmaya başladım.
''Bugün şirkete gidiyoruz hep beraber. Ne kadar insan olursa tedaviyi bulmakta kolay olur arkadaşlar. Hem kendimiz için hem de diğer dünyadaki insanlar için.'' dedim ve kafalarını sallayıp gülümsediler. Bende kafamı salladım ve kahvaltımızı yapmaya devam ettik.
Kahvaltı bittikten sonra kızlarla sofrayı topladık ve evi ayarlayıp çıktık. Kapıyı kitleyecektim ki Doruk seslendi ve arkamı döndüm.
''Bugün çok hoşsunuz yıldızım.'' dedi gülümserken.
''Teşekkür ederim.'' dedim ve birbirimize bakıp gülümsedik. Sonra bir anda Doruk uçtu ve yere düştü. Karşımda o hiç sevmediğim adamı gördüm. Ve öfkem içimde dolup taştı.
''Selam Melis.'' dedi Mert ve sırıttı. Sonra ellerimi kaldırdım ve onu ittim. Yere düştü. Sonra doruk'un yanına gittiğimde bizim ekip geldi ve ilgileniyorlardı.
''Doruk iyi misin?'' dedim endişeli bir halde.
''İyiyim. Dikkat et.'' dedi ayağa kalkarken. Sonra arkamı döndüm ve yıldız takımı tam karşımda duruyordu. Öfkeli ve nefret dolu gözlerimle onlara bakıyordum. Onlar ay takımıysa bizde yıldız takımıydık. Bu iş bugün bitecekti.
''Nasıl kurtuldunuz?'' dedim.
''Ah, Melis hala sade düşünüyorsun tatlım. Tabi ki de güçlerimizle. Cidden o polislerin bizi o hücrelerde tutabileceğini mi sandın?'' dedi ve güldü. İşte şimdi sinirden deli oluyordum.
''Melis halledelim şunları.'' dedi Kaan.
''Aynen ya yeter artık.'' dedi Yağmur ve düşünmeye başladım. Bir şeyler yapacaktım. Onları koruyacaktım.
''Ne istiyorsunuz?'' dedim.
''Tabi ki de her zaman istediğim şeyi Melis. Doruk'u ver bana.'' dedi ve şaşırmış bir halde hem ona Hem de Doruk'a baktım.
''Doruk mu? Neden o?''
''Çünkü sen biraz yaramazlık yaptın. Doruk'u almamız daha doğru olacak. Mia, Teo alın şunu.'' dedi ve doruk'un önüne geçtim ve ellerimi kaldırdım. Sonra doruk kulağıma fısıldadı.
''Korkma, beni alıp götüremezler.'' dedi ama buna inanmıyordum. Onu kaybetmeyecektim.
''Peki, gelin alın o zaman.'' Dedim ve onları ittim ama Teo kalkan gücüyle korudu kendilerini. Sonra Mia ellerini kaldırdı ve arabaları üzerimize attı. Sonra Yağmur gücüyle onları tuttu ve geri yolladı. Ama kalkan gücüyle kurtulmuşlardı. Sonra arkama baktığımda Doruk yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURUCUNUN YILDIZLARI
Science FictionHer şey bir anda normal giderken bir anda onun gelmesiyle her şey değişti. Melis normal hayatına devam ederken bir anda her şeyin değiştiğini anlayacak. Doruk'un karşısına çıkması onun tüm hayatını değiştirecektir. Kendisinin bile bilmediği sırları...