Gözlerimi açtığımda Doruk uyuyordu. Sessiz bir şekilde yanından kalktım ve lavaboya gittim. İşimi hallettikten sonra ellerimi ve yüzümü yıkadım. Sonra havluya yüzümü sildim ve ellerimi kuruladım. Lavabodan çıktım ve sessiz bir şekilde kapıyı kapattım. Odanın kapısını açtım ve merdivenlerden indim. Sonra mutfağa doğru gittim ve Yağmur'un uyanık olduğunu fark ettim.
''Günaydın Yağmur.''
''Günaydın Melis.''
''Demek bize kahvaltı hazırlıyorsun.''
''Evet, pek uyku tutmadı. Kalktım ve kahvaltı için hazırlık yapayım dedim.''
''İyi misin Yağmur? Bir sorun mu var? Yoksa Kaan'a mı bir şey oldu?''
''Pek, iyi değilim. Kaan'ı kanlar içinde gördüm ya bu beni çok fazla üzdü. Ve ona bir şey olacak diye çok korktum.''
''Canım benim.'' Dedim ve ona sarıldım.
''Kendini kötü hissetme tamam mı? Bak şuan Kaan iyi ve en önemlisi hepimiz yaşıyoruz. Böyle düşün ve kendini bir daha üzme.'' Dedim ve yüzüne baktım.
''Haklısın Melis. Yaşamamız bile bir mucize. Oradan sah çıkamayabilirdik. Ve şuan hepimiz iyiyiz. Bir arada olduğumuz için mutluyum.'' Dedi ve sarılmaya devam ettik. Sonra Kaan ve Doruk'un sesini duyduk ve ayrıldık.
''Günaydın Güzeller.'' Dedi Kaan.
''Günaydın sevdiğim kadın, günaydın sevdiğim arkadaşım.'' Dedi Doruk.
''O zaman size kocaman Günaydın.'' Dedik ve gülümsedik.
''Bizde sarılmak istiyoruz.'' Dediler. Yağmurla yüz yüze geldik ve kollarımızı açtık. Sonra onlarda geldiler ve dördümüz kocaman sarıldık. İşte bu an çok güzeldi. Sevdiğim ve sevdiklerime sarılmak güzel bir duyguydu.
''Ama ayrılalım artık. Çok açım.'' Dedi Kaan.
''Sen zaten hep açtın.'' Dedi Yağmur.
''Yağmur, sen benim aç oluğum zamanları mı takip ediyorsun?'' Dedi Kaan.
''Yo... Senin her zaman aç olduğunu bildiğim için direk bunu söyleyebiliyorum.'' Dedi Yağmur.
''Bence ikinizde bir susun. Ben daha çok açım.'' Dedim ve sandalyemi çektim ve oturdum. İşte bu güzel masada belki doyabilirdim. O kadar ye ama doyma. Bugün doyacaktım. Bunu hissediyorum dedim ve menemeni tabağa koydum. Sonra peynir ve zeytini koydum. Ah işte bu krep vardı. İki tane de krep aldım. ve yemeye başladım. Önce menemeni yedim ve bir anda menemene karşı sevgi besledim. Hunharca yiyordum. Ve sonra onlara baktım ve bana bakıyorlardı.
''Ne bakıyorsunuz öyle? Ben çok aç olamaz mıyım?''
''Olabilirsin tabi ki güzelim.'' Dedi Doruk.
''Melis abartma kızım ya bende yiyeceğim.'' Dedi Kaan.
''Bence hepiniz şu masaya oturun ve güzelce kahvaltınızı yapın. Herkese yetecek kadar var.'' Dedi Yağmur ve ona öpücük attım.
''Aynen öyle ya, herkese yetecek kadar var.'' Dedim ve yemeye devam ettim. Sonra Doruk yanıma geldi ve oturdu. O da biraz menemen ve krep aldı. Sonra biraz peynir aldı ve yemeye başladı. Hepimiz güzel bir şekilde kahvaltı yapıyorduk. Sonra aklıma bir şey geldi ve konuşmaya başladım.
''Şu bazı insanların menemene eziyet etmesinden bıktım. Menemen soğanlı ve soğansız olabilir. Sonuçta herkesin kendine göre damak zevki var ve o şekilde yapıyorlar. Yok, soğanlı olmaz, yok soğanlı olur. Bu tartışmaya hiç gerek bile yok. Menemeni yapan herkes kendi isteğine göre soğanlı ya da soğansız yapar. Gereksiz yere bunu tartışmalarını bile anlam veremiyorum.'' Dedim ve yemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURUCUNUN YILDIZLARI
Science FictionHer şey bir anda normal giderken bir anda onun gelmesiyle her şey değişti. Melis normal hayatına devam ederken bir anda her şeyin değiştiğini anlayacak. Doruk'un karşısına çıkması onun tüm hayatını değiştirecektir. Kendisinin bile bilmediği sırları...