Yeni bir gün daha doğmuştu. Bazılarına iyi gelen, bazılarına ise hiç istemeden güne dahil olup kötü hissedenler. Ben hayatım boyunca hep iyi gelen taraftaydım. Ama şimdi ise kötü hissedenler tarafındaydım. Gözlerimi bir anda açmıştım. Odada etrafa bakındım bir süre. Telefonumu aldım ve saatte baktım. Alarmımın çalmasına 10 dakika vardı. Geri uyumadım. Yatağımdan kalkıp lavaboya gittim. Dün olanları unutmaya çalışıyordum ama olmamıştı. Ellerimi ve yüzümü yıkayıp havluyla kuruladıktan sonra lavabodan çıktım. Odama girdim ve dolabımı açtım. Önce pijamalarımı çıkardım. Sonra siyah diz üstü taytımı alıp giydim. Üzerime de siyah tişörtümü giyip dolabımın kapağını kapattım. Odamdan sessiz bir şekilde annemi uyandırmadan çıktım. Yavaş yavaş merdivenlerden indim. Siyah pumalarımı giyip evden çıktım. Temiz havanın kokusu birazda olsa beni kendime getirmişti. Bahçeden çıktım ve sahil yoluna doğru tempolu bir şekilde yürümeye başladım.
Sahile geldikten sonra koşmaya başladım. Kalbimi umursamıyordum. Koşmak bana iyi gelecekti. Bir yandan koşuyorum, bir yandan da denize ve insanlara bakıyordum. Yaklaşık yarım saat koştuktan sonra koşmayı bıraktım. Nefes nefese kalmıştım. Bu yüzden dinlenmeliydim.
Boş bir bank bulup oturdum. Hala nefes alıp vermekte güçlük çekiyordum. Yanıma su almayı unutmuştum. Bunun için kendime kızdım. Ayağa kalkıp yavaş adımlarla karşıda olan büfeye girdim. Dolaptan soğuk su alıp dolabın kapağını kapattım. Ücretini ödeyecektim ki, cüzdanımı yanıma almadığımı fark ettim. Harika bir bu eksikti.
''Kusura bakmayın ben yanıma cüzdanımı almayı unutmuşum.'' Dedim ve büfeden çıktım. Sonra onu gördüm. İşte yine başlıyoruz.
''Abi biz o suyu hatta iki soğuk suyu alıyoruz.'' Dedi esmer çocuk.
Bu çocuğun sürekli beni kurtarmasından bıkmıştım. Sinirli bir şekilde ona bakıp çıktım büfeden. Sürekli bir anda yanımda belirmesi ve sinirlerime hakim olamam beni çok yormuştu. İleride ki banka yürümeye başladım. Arkamdan bana seslenmişti.
''Hey beklesene. Kime diyorum. Hey inatçı kız...''
Bana inatçı kız dediği gibi hemen önüme döndüm.
''İnatçı kız değilim ben. Sürekli karşıma çıkmaktan ne zaman vazgeçeceksin çok merak ediyorum. Karşıma çıkma artık. Beni kurtarma.'' Dedim ve koşmaya başladım. Hala arkamdan bir şeyler söylüyordu duymadım. Bu kadarı fazlaydı. Rahat rahat ne koşabildim ne de temiz hava alabilmiştim. Arkamdan koştuğunu anladım ve koşmamı hızlandırdım. Beni geçemezdi. Sonra o da hızlı koşmaya başladı ve beni geçecek gibiydi. Buna izin veremezdim. Daha hızlı koşmaya başladım ve değişik bir şey yapmak istemiştim. Böylelikle bana yetişemezdi. O hala arkamdan koşarken ben de bir anda geriye döndüm ve olanlar olmuştu. Harika şimdi kafamı hissedemiyordum. Büyük bir şiddetle çarpışmıştık.
''Bunun yaşandığına inanamıyorum.'' Dedim ve kendimi yere bıraktım. Nefes alamıyordum. Çok fazla yormuştum kendimi. Nefes alıp vermek ilk defa bu kadar yormuştu beni. O üzerime eğilmişti. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
''İyi misin?'' Diyebilmişti sadece ama, gözlerinde benim için korktuğunu görebiliyordum.
''Sayenizde çok iyiyim sinir kafa. İnanılmaz hissediyorum.'' Diyebilmiştim sadece. Konuşmak istemiyordum. Kalkmaya çalıştım ama izin vermedi. Bende bir şey diyemedim. Çünkü gücüm yoktu.
Beni yerden kaldırıp kucağına almıştı. Şimdi kokusunu daha iyi alabiliyordum. Bu kokuyu yazacak ya da sözcüklere dökecek harfleri bulamıyordum. Bu koku sadece içine çekilir ve damarlarına kadar hissedilir.
''Şuan beni kucağına aldığına inanamıyorum. Gücüm olsaydı eğer çoktan inmiştim ama maalesef gücüm yok.''
''Biliyorum inatçı kız. Bu yüzden bunun tadını çıkar. Ama seni o halde bırakamazdım. Bu yüzden eve seni ben bırakacağım.'' Demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURUCUNUN YILDIZLARI
Ficção CientíficaHer şey bir anda normal giderken bir anda onun gelmesiyle her şey değişti. Melis normal hayatına devam ederken bir anda her şeyin değiştiğini anlayacak. Doruk'un karşısına çıkması onun tüm hayatını değiştirecektir. Kendisinin bile bilmediği sırları...