Kapının orada hala ona bakıyordum. Gördüklerime inanmak istemesem de karşımdaki maalesef oydu. Karşımdaki kişi ısrarcı çocuktu. Gerçekten ne işi vardı onun? Ve Yağmur'un bana bunu söylememesi beni gerçekten sinirlendirmişti. Birbirimize bakıyorduk. Hala inanamıyordum. Bir adım atıp kapıyı kapattım. Sonra tekrar zile bastım ve kapı açıldı.
''Tekrar hoş geldin.'' dedi sırıtarak.
Maalesef gördüklerim gerçekti.
''Bu kadar eğlence yeter. Ben gidiyorum.'' dedim ve geri adım attım. Sonra arkamdan seslendi ve duymamazlıktan geldim. Sonra önüme geçti ve bana baktı ve konuştu.
''Nereye gidiyorsun? Daha yeni geldin. Ayrıca Kaan ve Yağmur seni bekliyorlar.''
''Haklısın beni bekliyorlar. Maalesef gelemiyorum. Söylersin sen. Eve gitmem lazım.'' dedim ve bir adım attım ama beni durdurdu.
''Tamam, eve git ama yanlış tarafa doğru yürüyorsun.'' dedi ve şaşkınlıkla ona baktım.
''Pardon da gayet doğru yoldayım.''
''Hayır değilsin.'' dedi ve eliyle kapı tarafı gösterdi.
''Bu tarafa doğru yürüyeceksin. Ev bu tarafta yanlış olmasın.''
''Çok şakacısın ısrarcı çocuk. Bu kadarı yeter.'' dedim ve bir adım daha attım ama bu sefer beni durduran Yağmur oldu.
''Melis gelmişsin. Ama görüyorum ki gidiyorsun. Neden gidiyorsun ki?''
''Sence?''
''Saçmalama Melis. Söylesem gelecek miydin?''
''Gelmeyecektim.'' dedim tüm dürüstlüğümle. Aynı zamanda onun bana baktığını gördüm.
''Neden böyle yapıyorsun Melis?'' dedi Kaan. Harika herkes ayrı açıklama mı yapacaktım ben? Ve sorulardan sıkıldım.
''Bana yaptığı davranışı unutamıyorum Kaan ve Yağmur.''
''A o mesele.'' dedi sırıtarak.
''Sen hep böyle sırıtır mısın?'' dedim sinirli bir şekilde ona bakarak.''
''Yo. Her zaman böyle sırıtmam.''
''Peki.'' dedim ve onlara baktım.
''Bak o gece seni kurtardım. Seni düşünüp yardım etmek istedim...'' dedi ve sözünü kestim.
''Kimsenin beni düşünmesine ihtiyacım yok. Senin bile.'' dedim ve kapıyı açıp bahçeden çıktım. Çok sinirliydim. Sağ olsun yardım etti ama etmese ben hallediyordum.
''Ah... Yeter.'' dedim ve düşüncelerimi kenara atıp yürümeye devam ettim. Eve gitmek ya da sahile gitmek vardı tercihlerimin arasında. Ama eve gitmeliydim. Sakinleşip kendime gelmem gerekiyordu. Arkamdan birisinin koşturma sesini duydum ve sonra o önüme geldi. Göz göze geldik.
''Amacım seni sinirlendirmek değildi. Seni kurtarmaktı.'' dedi ve tekrar koşarak evine gitti. Ben sadece bir kelime bile edemeden arkasından bakabilmiştim. Sonra yürümeye devam ettim ve bahçenin kapısından girip havuza doğru ilerledim. Bir süre bahçede kalmak istedim. Çantamı çimenlerin üstüne attım ve kendimi de çimenlerin üzerine bıraktım. Akşam olmuştu ve yıldızlar ortaya çıkmıştı. Bir süre yıldızları izledim. Yıldızlar bana iyi geliyordu. Hiç kimsenin iyi gelmediği kadar iyi geliyordu. O beni korumak istemiş bense neler yaptım ona. Bir dakika Melis sen bir şey yapmadın.
''Of... Yeter susun artık. Lütfen dayanamıyorum artık. Susun. Düşünmek istemiyorum.'' diyerek bir anda bağırmaya başladım. Sonra Rüzgârın yanıma geldiğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURUCUNUN YILDIZLARI
Science FictionHer şey bir anda normal giderken bir anda onun gelmesiyle her şey değişti. Melis normal hayatına devam ederken bir anda her şeyin değiştiğini anlayacak. Doruk'un karşısına çıkması onun tüm hayatını değiştirecektir. Kendisinin bile bilmediği sırları...