Annemin kapıyı yumruklamasıyla uyandım. Neden böyle bir şey yaptığını anlayamadım. Yatağımdan kalktım. Ve kapıya doğru yavaş yavaş yürümeye başladım.
''Geldim anne.''
''Aç şu kapıyı Melis. Çabuk!''
Kapıyı açtığımda annemin yüz ifadesini görmeliydiniz. Çok korkmuştu. Ama neden? Bunu öğrenecektim.
''Melis kaç defa dedim sana şu kapıyı kitleme diye. Neden beni dinlemiyorsun? Bir şey oldu sandım.''
Anneme büyük bir şaşkınlıkla bakıyordum. Bu hallerimi biliyordu zaten. Bu kadar tepki ilk defa gösteriyordu. Cidden ne düşüneceğimi bilmiyordum.
''Anne biliyorsun sinirlendiğimde ve kızdığımda kapımı kitlerim. Neden bilmiyormuş gibi yaptığını anlamadım. Ayrıca bu yüz ifaden ne?''
''Biliyorum kızım ama saat kaç oldu haberin var mı bundan?''
Duvardaki saatime bakmıştım. Saat 14.38 geçiyordu. Cidden çok uyumuştum. Son zamanlarda bu kadar uykucu bir insan olduğumu bilmiyordum. Ama sürekli uyumak istiyordum. Ama dikkat edecektim.
''Tamam anne haklısın. Fazla abartmışım. Geliyorum biraz sonra.'' Dedim ve kapımı kapattım.
Hemen banyoya gidip ellerimi ve yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıyordum. Hiç iyi hissetmiyordum. Ellerimi kurulayıp banyodan çıktım. Merdivenlerden yavaş yavaş iniyordum. Mutfağa doğru yürümeye başladım. Sabah kahvaltılarını pek sevmezdim. Pek aç olmuyordum ve zorla bir şeyler yemekte bana göre değildi.
Dolaptan karamelli gevreği ve sütü aldım. Sonra yukarıda sıralı olan en sevdiğim mavi kasemi de yukardan aldıktan sonra kaseme biraz gevrek ve biraz da sütü döktüm. Sonra masaya koydum. Çekmeceden kaşık aldım ve sandalyeyi çekip oturdum. Ve yemeye başladım. Büyük bir dalgınlıkla gevreğimi yiyordum. Bütün olanları kavramaya çalışıyordum. Ama er ya da geç bütün gerçekleri öğrenecektim. Kapı sesi duyuldu. Bir dakika bu Kaan ve Yağmurdu. Hemen mutfaktan çıkıp salona geçtim. Yağmur ve Kaan gelmişti. İkisine bakıyordum. Onlarda bana bakıyordu. Kollarımı açtım koşarak onların yanına gittim ve kocaman sarıldım.
''Yaa sizin burada ne işiniz var? Şaka gibi yurtdışındaydınız gelmeyecektiniz hani?'' Büyük bir şaşkınlıkla onlara bakıyordum.
''Evet haklısın canım ama bir süreden sonra insan özlüyor buraları.'' Dedi Yağmur.
''Aynen Melis, gıcık ikizime katılıyorum.'' Dedi Kaan.
Kaan ve Yağmur 3 senedir karşı komşumuzdur. Aynı zamanda birbirimizi çok severiz ama maalesef ikizler birbirini pek sevemezler. Daha doğrusu hiç sevmezler. Ama ben inanıyorum ki birbirlerini çok seviyorlar. İkisini de ayrı severim ve bir an karşımda görünce çok şaşırmıştım. Ama burada olmalarına çok sevinmiştim.
''Geldiğinize çok sevindim. Dün de Can gelmişti. Beni şaşırtıyorsunuz. Geçsenize içeriye kahve ya da çay ya da ne isterseniz yapabilirim.''
''Zahmet etme canım. Yeni geldik yorgunuz. Eve geçmeden seni bir görelim dedik.'' Dedi Yağmur.
''Peki o zaman siz dinlenin ama akşam dışarı çıkalım. Can'a da haber veririm. Dördümüz takılırız.''
''Tamam Melis olur. Akşam görüşürüz'' Dedi Kaan.
''Tamam görüşürüz.'' Dedim ve onları yolcu ettim.
Bütün bu olanlardan sonra arkadaşlarımı görmek beni mutlu etmişti. Hem de iyi bile hissetmiştim. Merdivenlerden koşar adımlarla çıktım. Odama girdim ve telefonumu alıp Can'ı aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURUCUNUN YILDIZLARI
Ciencia FicciónHer şey bir anda normal giderken bir anda onun gelmesiyle her şey değişti. Melis normal hayatına devam ederken bir anda her şeyin değiştiğini anlayacak. Doruk'un karşısına çıkması onun tüm hayatını değiştirecektir. Kendisinin bile bilmediği sırları...