8. Kopya

760 57 53
                                    

Yorgunluktan yere attığım bedenimi birisi belimden tutup kaldırmıştı. Ama hamur gibi olan bedenim kaldırdığı yerden doğru ikiye katlanmıştı. "Her kimsen bırak beni." dedim yorgun olduğunu belli eden sesimle.

"Kalksana kızım!" Emir'in sitemkâr sesine karşı hızlıca vücudumu salladım. "Bıraksana ya! Yorgunum!"

"Çift dans yarışması için çalışmayacak mıyız?" dediği şeyle hızlıca belimdeki ellerinden kurtulup ayağa kalktım. Hızlıca Emir'e döndüm. "Sen ona kayıt yaptırdın mı?!" dedim heyecanlı ve şaşkın çıkan sesimle. Gülümseyip hızlıca başını salladı. Sevinçle boynuna atladım. "Emir ya!"

"Tamam bırak artık beni. Çalışmaya başlamazsak bu yıl sonuncu olucaz." Hızlıca geri çekilip başımı salladım. "Haklısın."

Duvardaki aynaya dönüp vücudumu esnettim. Aynadan bize bakan Mert'in yansımasını görmüştüm. Oldukça dikkatli bir şekilde bizi izliyordu. Umursamadan Emir'e döndüm. "Hangi şarkıyı kullanıcaz?"

Omuz silkti ve konuştu. "Hiç düşünmedim." Omuzlarımı düşürüp kaşlarımı çattım. "Salak mısın?! Şarkıları hep sen seçersin. Bir şarkı olmadığına göre nasıl çalışıcaz?" Anlık yükselmemle tırsıp geri çekildi.

"Takma ya başka zaman çalışırız, hafta sonu falan. Başbaşa." Sonda şakayla karışık söylediği şeye güldüm. Gülerken herkes çıkmasına rağmen hala sınıfta bekleyen Mert hızla sınıftan çıktı. Kapıyı da oldukça gürültülü bir şekilde kapattı.

Yerimde sıçrayıp şaşkınlıkla Emir'e baktım. "Ne oldu ya şimdi?" Omuz silkip arkasını döndü yerdeki çantasını alıp tek omzuna astı ve benim çantamı da havadan attı. Çantayı yakalayıp onun gibi tek omzuma astım. İnsan gibi verse olmuyordu değil mi? Kulüpten çıktıktan sonra Emir'e baktım. "Sen o yarışmaya ne zaman başvuru yaptın?"

"Üç gün önce yapmıştım. Sude'yle niye tartıştık sanıyorsun? Her yıl aynı konu yüzünden tartışıyoruz. Alt tarafı dans yarışması işte." Gözlerimi devirip bir 'Hah!' çektim. "Sence, o kıskanç sevgilini bunun basit bir yarışma olduğuna inandırabilir misin?"

"Biraz ikna oldu gibi. Her yıl katılmamızdan dolayı alıştı. Bu yıl  çok ısrar etmedi." dedi ve beraber gülmeye başladık.

Okuldan çıktıktan sonra Emir saçlarımı karıştırıp güldü. “Yarın görüşürüz.” Elini hızlıca başımdan çektim. Saçlarımın karıştırılmasından nefret ederim! Yanımdaki şahsiyet de bunu gayet iyi biliyor. “Defol Emir!” diye bağırdım sinirle. Hızla bahçenin çıkışına koştu. Aptal!

Yavaş adımlarla okulun yanındaki yurt binasına yöneldim. Evet provamız bitmişti ama benim için gün daha bitmedi. Hâlâ ders çalışmam gerekiyor.

***

"Pelin!" Tek elimi yanağıma yaslamış bir şekilde test kitabımdaki soruları çözerken yanımda oturan Kaan’ın beni dürtmesiyle kafam boşluğa düşmüştü. Sıraya çarpmaktan son anda kurtardığım başımı Kaan’a çevirdim. O ise gülüyordu. "Salak mısın, salak taklidi mi yapıyorsun?" Dudaklarını birbirine bastırıp gülüşünü kesti.

"Tamam tamam, pardon. Eren hoca sözlü yapacakmış, benim canım sıra arkadaşım bana kopya verir herhalde."  Ona uzaylı görmüşüm gibi baktım. Derince iç çekip önüme döndüm. "Sana neden kopya vereyim ki?"

"Ne demek niye vereyim ki? Biz boşuna mı sıra arkadaşı olduk?!" Birden sesini yükseltmesiyle geriye çekildim. Kaşlarımı çatıp Kaan’a baktım. "Banan ne! Ben mi istedim seninle sıra arkadaşı olmayı?!" Tam cümlemi bitirdiğimde arkamda oturan Damla’nın kolumu sıkmasıyla yüzümü buruşturdum. Kaan’a çok belli etmemeye çalışarak arkamı dönüp ne yapıyorsun? dedim dudaklarımı oynatarak. Damla ise kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. Yeniden Kaan’a döndüm. "Ayrıca sen Eren hocanın sözlü yapacağını nerden biliyorsun?"

Lise Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin