15. Ders

505 36 15
                                    

Yüzüme öylece bakıyordu. Bende aynı şekilde ona bakıyordum çünkü bir cevap bekliyordum. Mert hâlâ yüzüne boş boş bakmaya devam edince daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım.

"Yani her dersi değil tabii ki. Sadece kimya dersinde biraz..." Aniden büyük bir kahkaha atmasıyla sözüm yarım kaldı. Ben ona boş boş bakarken o gülmeyi asla kesmiyordu. Kollarımı kavuşturup gülüşünün bitmesini beklemeye başladım. Sonunda kahkahaları küçük kıkırdamalara dönüştüğünde konuştu.

"Ufaklık, gerçekten hiç güleceğim yoktu. Espri yeteneğin gittikçe gelişiyor. Böyle dev..." Elini omzuma koyduğu sırada tek kaşım havada ciddi bir şekilde ona baktığımı görünce sözü yarım kaldı. Elini omzundan çekip iri gözleriyle bana bakmaya başladı. "Sen ciddisin?!" Şaşkınlıkla söylediği şeye karşı ciddi ifademi koruyarak başımı yavaşça aşağı yukarı salladım.

Gözleri mümkünmüşcesine daha da büyüdü. "İnanamıyorum. Sen gerçekten ciddisin!" Derin bir nefes alıp kavuşturduğum kollarımı çözdüm. "Bana şöyle uzaylı görmüş gibi bakmayı kes. Yardım etmek istemiyorsan söylenen yeterliydi. Ben kendim bir şekilde hallederim, senden yardım isteyende kabahat." dedim ve arkamı döndüm.

Gerçekten, kaç gün boyunca sırf bana gülmesi için mi peşinde koşturmuştum? Aptalsın Pelin, aptal!

Ben daha ilerleyemeden kolumdan yakalayıp beni kendine çekti. "Yanlış anladın, ben sadece şaşırdım. Sana yardım ederim tabii ki." Yüzüme benden bağımsız bir gülümseme yayıldı. Gözlerimin içinin parladığına yemin edebilirim. "Gerçekten mi?"

O da benim gibi gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı. Kolumu yavaşça bıraktı ve ellerini cebine koydu. "Kimya için gerçekten birisinden yardım almaya ihtiyacın var mı? Bildiğim kadarıyla sınavlardan tam puan almıştın?"

Dudaklarımı birbirine bastırıp derin bir iç çekip. "Tam puan aldım almasına ama o tam puanı almak için neler çektiğimi bir ben bilirim." dediğim şeye ufakça güldü. Başını yavaşça aşağı yukarı sallayıp sallayıp konuştu. "Tamam, bugün dans provasından sonra kütüphaneye gel, orada çalışırız." Heyecanla başımı aşağı yukarı salladım ve el sallayıp sınıfa yöneldim. "Görüşürüz!"

Tatlı bir tebessüm ederek o da bana el salladı. Sınıfa girdiğimde hiç hızımı kesmeden ilerleyip sırama oturdum.

Gerçekten oldu, şaka gibi...

İlk defa bir ders için birisinden yardım alacağım. Bu oldukça tuhaf ama, zafere giden yolda her şey mübahtır sonuçta.

***

Ellerimi masaya koydum ve parmaklarımla ritim tutmaya başladım. Şuan kütüphane de kimse yoktu, benim dışımda. Okul bittiğinden beri burada ders çalışıyorum.

Şuan Mert'i bekliyorum çünkü, dans provasının çoktan bitmiş olması gerekiyor.

Kapıda ki hareketlenmeyle başımı hızla oraya çevirdim. Mert sonunda gelmişti. Etrafa kısaca göz gezdirirken beni görmesiyle hızla yanıma geldi. "Özür dilerim, geç kaldım." Başımı hızlıca iki yana salladım. "Önemli değil."

Gülümsedi ve çantasını sandalyeye asıp yanıma oturdu. Defterini ve kalemini çıkartıp bana baktı. "Başlayalım bakalım... Hangi konuyu anlamadın?" Dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım.

Anladığım bir konu var mıydı ki?

Kaşları havada meraklı yüzünü görünce omuzlarımı düşürdüm ve somurttum. "Doğruyu söylemek gerekirse, ben kimyadaki hiçbir konuyu anlamadım."

Lise Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin