1. Notlar

3.7K 132 112
                                    

Adımlarım bahçedeki bankta dururken, yavaşça banka oturdum. Tek kolumla göğüs hizamda tuttuğum defterlerin birini dizlerimin üzerine diğerinide dizlerimin yanına banka koydum. Ders de gelişi güzel aldığım notları temiz bir şekilde defterime geçirecektim. Aslında yurtta odamda da bunu yapabilirdim ama içimden bir ses burada yapmamı söylemişti.

Tabii odaya gidince bir de bunu not tuttuğum defterime geçirmesi vardı. Gözlüklerimi gözüme taktım ve hafifçe başımı sallayarak önüme gelen kâküllerimin, önüme gelmesini engellemeye çalıştım. Ama pekte başarılı olduğum söylenemezdi.  Elime kalemimi aldım ve notları geçirmeye başladım.

Ben kim miyim?

Ben ki; okul birincisi olmak için hayatı ders çalışmaktan başka bir şey olmayan, lise son sınıf öğrencisiyim. Her ne kadar üç yıldır okul ikincisi olsam da, hâlâ birinci olmayı kafama koymuş durumdayım. Belkide verdiğim söz yüzündendir...

Her okulda birinci olma çabalarım lisede de kendini gösterdi ama bunu lisede pek becerdiğim söylenemez. Her yıl okul ikincisi olmak, birinci olmak isteyen birisi için sanki bir hüsran gibi. Özellikle de bu hayatının sözü için yapılıyorsa.

Sorsalar; tam bir inek öğrenciyim. Gerçi bizim sınıfta okul ikincisi olmam bile bir mucize. Çünkü, öğretmenlerin nitelendirmesiyle, okulun en yaramaz sınıfı; 12/B.

Notları geçirmem bittiğinde, gözlüklerimi çıkartıp kutusuna koydum. Notlarımı ve defterimi, gözlük kutumla beraber elime aldım ve su şişemin kapağını açarak ilerlemeye başladım.

Su şişesi tam dudaklarımda ki yerini bulurken, bir şeye çarptım. Pardon, birine. Elimde tek kalan şey boşluk olmuştu. Suyun yere saçılırken çıkardığı ses kulaklarıma tırmandığın da her şeyin yeni farkına varmıştım. Sanki tüm emeklerimin, bir binanın yıkılış anı gibi yıkıldığını hissettim. Ancak, burada öylece dikilip olanları seyretmem mantıksızdı. Şoktan dolayı donup kaldığımın farkında bile değildim. Ancak kendime gelmem, bana asırlar kadar gelen bir kaç saniyemi almıştı.

Hızlıca diz çöküp su şişesini elimle kavradım ve şişeyi kaldırdım. Gözlerim notlarıma kaydı ama şuan notlarımdan daha önemli bir şey var, gözlüğüm. Gözlük kutusunu elime aldım ve açıp gözlüğüme baktım. Neyse ki sapa sağlam. Rahatlıkla nefes verip tekrardan notlarıma yöneldim.

Bir hayalin yıkılış anı nedir bilir misiniz? Her fani bunu tadamasa da, ben şuan da onu yaşıyorum. Tükenmez kalemle yazdığım notlar, havada uçuşan toz taneleri gibi dağlıyordu. Kesinlikle içimden gelen sesi dinlememeliydim. Ne zaman bunu yapsam, başıma bir şey geliyor. Buna rağmen, hâlâ o sese kulak vermeye devam ediyorum.

"Notlarım!" dedim hayal kırıklıklarıyla dolu sesimle.  

Düşüncelerimi bir kenara bırakarak, notlarımı hızlıca toparlamaya başladım. Çarptığım çocukta bir yandan bana yardım ediyordu. Notları hızlıca toparladıktan sonra, tek kolumla notları kavradım. Gözlük kutumu ve notlarımı tuttuğum kolumu göğüs hizama getirdim.

Çarptığım çocuğa bakmak için başımı kaldırdım ama gördüğüm tek şey beyaz bir gömlek olmuştu. Yavaşça başımı biraz daha kaldırdım. Boyu sandığımdan daha uzundu. Başımı kaldırmamla çocukla göz göze gelmiştik. Bana mahçupça bakıyordu. Sanki yüzünden masumluk akıyor gibiydi.

"Özür dilerim. İsteyerek olmadı." dedi masumca. Oldukça tok bir sesi  vardı.

"Önemli değil... Bende kopyaları var  zaten." dedim geçiştirerek ve hızlıca yürümeye başladım.

Aslında yoktu. Önceden aldığım bütün notların bir kopyası vardı, ama bunların yoktu işte. Gözümden bir damla yaşın süzüldüğünü hissetmiştim.

Lise Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin