Dakikalardır odaya hakim olan sessizlik hâlâ devam ediyor. Dakikalardır yurt müdürü bize bakıyor biz yurt müdürüne. Buraya gelme hikayemizse oldukça basit. Havva hanım yemekhanenin kapısından "Kim başlattı bunu?!" diye sorduğunda herkesin aynı anda bizi göstermesi sonucu kendimizi Havva hanımın odasında bulmuştuk. Havva hanımın derin iç çekişini duyduğumda daldığım düşüncelerden çıktım. Havva hoca eliyle anlını ovuşturup tekrardan bize baktı.
"Siz son sınıfta olan insanlarsınız. Bu yaptığınız hiç size yakışıyor mu? Sizin bu yaptığınızı dokuzuncu sınıflar bile yapmıyor. Ne zaman büyüyeceksiniz siz?!"
"Ama yemek savaşını başlatan biz değildik." dedi Mert, Havva hanımın ardından. "Öyleyse kimdi?"
"İsmini bilmiyorum ama başlatan biz değildik."
"Bravo. Bunu mu buldun yani? Daha sahici bir yalan beklerdim doğrusu." Havva hanımın dediğinden sonra seslice iç çektim. Mert bu olayı çözemediğine göre benim olaya el atma zamanım gelmişti. "Biz başlatmadık."
"Evet bir tane daha. Bir de senin yalanlarını dinleyelim bakalım." dedi Havva hanım itici bir şekilde. Dilimle kurumuş dudaklarımı ıslattım ve sinirlice baktım. "Yalan değil. Başlatan biz değildik. 10/A dan Burak Özdilekti başlatan. Yanımızdan geçerken yemeğini Mert'in üzerine döktü, üstelik özür dilemek yerine ondan büyük birisini azarlayıp güldü. Mert'te sinirlendi ve ona atacakken yemeği bana attı. Sonra birden bire herkes birbirine girdi. Ayrıca Burak bunu ilk defa yapmıyor. Geçen yılda yemeğini benim üzerime döküp aynısını yapmıştı. Anlayacağınız biz suçsuzuz." dedikten sonra odaya sessizlik hakim olmuştu. Mert'te, Havva hanımda bana şaşkınca bakıyordu.
Kısa süre sonra Havva hanım sesli bir şekilde boğazını temizledi ardından sert sesini duyduk. "Peki. Çıkabilirsiniz."
Mert'le beraber Havva hanımın odasından çıktık. Odama doğru ilerlerken Mert beni kolumdan tuttu. "Baya iyi yalan söylüyorsun ufaklık." dedi gülerek. Sinirle gözlerimi devirdim. Beni kendiyle karıştırıyor. "Yalan söylemedim. Beni kendinle karıştırma. Geçen yılda yemeğini benim üstüme döktüğü için Havva hanımın odasında kendimi bulmuştum." dedim ve kolumu kurtarıp odama doğru ilerlemeye başladım.
"Ufaklık!" Boş koridorda yankılanan sesle durdum. Seslice ofladım ve arkamı döndüm. "Ne var?!"
"Teşekkür ederim." dedikten sonra Mert hızlıca merdivenlere yöneldi ve merdivenlerden inmeye başladı. Bense baka kalmıştım. Mert Çevik ve teşekkür etmek? Asla normal değil.
Bir insan bu kadar küstah olunca teşekkür etmesi herhalukarda garip geliyor. İç çekip yeniden odama doğru yol aldım. Havva hanımla aynı katta plan odama vardığımda kapıyı tıkladım. Kapı saniyesinde açılmıştı. Damla beni kopumdan tutup içeri çekti ve sımsıkı sarıldı. Bense öylece kalakalmıştım.
Her zamanki Damla işte. Bana sarılırken çıkan boğuk sesiyle konuştu. "Seni yurttan atacaklar diye çok korktum."
"Saçmalama Damla ben bir şey yapmadım ki. Ama beni bırakmazsan sen bana bir şey yapmış olacaksın." dedim boğuk sesimle. Damla hızlıca beni bıraktı ve yüzümü avuçladı. "Asla olmaz! Sana bir şey olursa bana sorularımda kim yardım edecek?" dedi irileşmiş gözleriyle.
Damla'nın söylediği şeyin ardından anında gülümsedim. Gülümseyince yanaklarım daha çok sıkışmıştı. Damla'nın ellerini tutup yanaklarımdan uzaklaştırdım. "Manyak." dedim gülümseyerek. Benim ardımdan Sinem "Hadi geçmiş olsun." dedi. Yatağıma geçerkende homurdanmaya başladım. "Burak yüzünden aç kaldık zaten."
Ben yatağıma ilerlerken Damla'da kapıyı kapatmıştı. Yatağıma oturduğum sırada, Damla'da yatağına ilerlerken üzgünce konuştu. "Biz yine bir kaç kaşık yemiştik ya Kaan? Bir lokma yemek yemedi. O şimdi açtır. Ne yapsam acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Mi?
Teen Fiction"Mert?" Mert'de dahil tüm gözler bana döndü. Tüm dikkatler benim üzerimdeyken böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirim ki? "Efendim?" dedi sorgularcasına. Söylemekle, söylememek arasındaki, ip incecik bir çizgi var derler ya hani... İşte tam da orada d...