Günler aylar benim bu bakışlarımla dolup geçmişti. Aslında geçen bir şey yoktu zaman alıştırıyordu. Ağır gelen bütün şeyler zamanla sana ait oluyor.
Tam iki ay geçmişti ve ben yeni yeni ordakilerle konuşmaya pencereden gözlerimi çekmeye başlamıştım. İçinde ne uğraş varsa onu yapmaya alışmaya başlamıştım. Bu büyük imtihanda Allahı unutmuş, huzuruna hiç çıkmamıştım. Bu imtihana yenilmiştim ve kendimi bir dünya pişman hissediyordum. Zaten Öyle olması gerekiyordu çünkü bu imtihan beni yenmeliydi bu kadar basit değildi zeynep'i yenmek.
Kendi kendine sorguya çektiğim o an. Kendimi Sövmek istiyordum.
Kendimden beklemediğim şeyleri yapmak mı ben pes etmek bana yakışmıyordu. Acının haksızlığın üstümden gelmesine izin vermemeliydim. yorgunluk denen şey bende ağır basmaya başlamış, etrafım suskun duvarlara örünmüş, yalancı gülümsemeler gelip gidiyor. Tat alamadığım halde yemek yiyorum. Uyumak istemediğim halde zaman geçsin diye uyuyorum. hapiste duvarlar arkdaşın, yatağın evin Ve Zaman geçsin diye tek yaptığın uykumak. Koça beş yıl nasıl geçecekti böyle mi? Düşünmesi beni bitiriyor, canımdan can alıyor. Sol gözümde bir damla yaş kendini bırakmıştı. Başımı kaldırdım tekrar o genç kadın yanı başımda bitmişti.
" Ne zaman bırakacaksın umut etmeyi yada böyle davranmayı?"
Ayağa kalktım ismini bilmediğim o genç kadının gözlerinin içine baktım;
" böyle davranmayı bırakacam ama umut etmeyi asla."
Kadın sarıldı. "İşte bu beklediğim cevap." Dedi.
Namaz kılmam gerek nasıl ve nerde kılacam? Kadın elimden tutu ve beni kendisiyle sürükleyip götürdü.
Toplam beş insanın sığabilecek küçük bir yer yapılmış. seccadeler, kuran, tespihler. Girer girmez istem dışı gülümsedim. " dört duvarın cenneti buradayken kaç aydır cehennemi yaşıyordum. Ağırca Dizlerimin üstüne çöktüm başımı eğdim kurani kerim aldım öptüm de öptüm. Yavaşça bırakıp bu sefer seccadeler eğilip onu öpmeye başladım. İçime huzur doldu dünyalar benim oldu sanki. Huzur dibindeyken nasılda aldandim dünyanın faniliğine. İsmini bilmediğim kadın bana ellini uzatı, " "hadi abdestimizi alalım da bu hasret bitsin." Elinden tutum ve bir gayretle yerimden kalktım. Kahve renkli siyah gözlü uzun ince beli kadın güzeliğiyle gözlerimi kamaştıran o kadına sarılıverdim sarılı vaziyette " İsmin ne abla?" Genç kadın gülümsedi. "Hiç sormayacaksın zannedim." Dudaklarım gülümsemeyle buluşmuştu. " çok güzel gülüyorsun hep gül." Tekrar gözlerimin içine baktı t " Benim ismim Leyla. Peki senin ne ?" Benim de zeynep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADIN (YAZIYOR )
Short StoryBizimkisi,masum hayallerdi. Hayallerimizin olmaması, büyüklüğü ve imkansız olmasından değil: Oluru olan her şeyi imkansızlaştırdılar çünkü biz KADINDIK. Bir düş kırıklığı benimkisi ya olmayacakları istiyorum ben yada olması mümkün iken olmamsına bi...