🤍Güzel okumalar diliyorum öncelikle. Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm her şeyin değişeceği bir bölüm olacak.
Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum. Bu yüzden yorumlarınızı, fikirlerinizi, beğenilerinizi hatta beğenmediklerinizi benimle paylaşmaya devam ederseniz beni çok mutlu edersiniz.
Bir de bölüm sonunda size bir sorum var. Bu yüzden o kısmı okumadan geçmezseniz sevinirim.
Teşekkürler.
🤍
İki Ay Sonra
Her şey kısa bir zaman da ne kadar kötü olabilirse, o kadar kötü bir hal almıştı.
Yusuf günden güne daha da kötüleşmişti.
Tüm zamanını atölyede geçiyordu. Bütün gün oradan dışarıya çıkmıyordu.
Bu iki ay boyunca sadece birkaç kez görmüştüm yüzünü.
O günden sonra bir kez bile konuşmamıştı benimle. Yolumuz yanlışlıkla kesişse bile, yüzüme bakmadan, ardına dönüp gitmişti her defasında.
Yok mu sayıyordu beni? Yok muydum yani ben artık? Onun için.
Görmek istemiyordu beni. Bakmak istemiyordu yüzüme. Göz göze gelmeye bile tahammülü yoktu sanki.
Yusuf, her böyle yaptığında kalbime bir bıçak saplıyordu. Habersiz miydi bundan?
Gururdan bahsetmiştim Savaş'a. Karşındaki seni sevmiyorken peşinden koşmanın ne kadar anlamsız olduğunu ben anlatmıştım ona. Şimdi Yusuf bana beni istemediğini açıkça söylemişken daha fazla ne yapabilirdim ki? Kendi söylediklerimi çiğneyemezdim ya şimdi.
Çiğnemek geçiyordu içimden. Gurursuzluk yapasım geliyordu. Belki de ilk defa. İçimden geçen bunlardı ama asıl olan gururum buna izin vermiyordu.
Bu günlerinde geçeceğine dair çok fazla motive edici cümleler duyuyordum herkesten. Geçer miydi? Nasıl olurdu bilmiyorum. Sadece kendimi yorgun hissediyordum. Beden yorgunluğu değildi bu, ruhen yorgundum.
Zaman, herkese iyi gelir.
Zaman, ilaç gibidir.
Zaman, her şeyi yoluna koyar.Zaman geçiyordu geçmesine de hiçbir şey yoluna girmiyordu. Bir türlü olmuyordu işte.
Eğer hep böyle devam edecekse, içimdeki bu duyguların silinip gitmesini diledim.
〰️〰️〰️
Yaz bitiyordu. Bizimkiler bir plan yapmışlardı. Yazın bitimini yaylaya çıkarak geçirecektik.
İlk yayla maceramız güzel bitmemişti, bundan da pek bir beklentim yoktu ya. Yusuf da gelmeyecekti zaten. Kenan ona da söylemiş ama Yusuf gelmeyeceğini söylemiş. Benim de hiç gidesim yoktu. Ama etrafımda pervane gibi dolanan kuzenlerimi kıramıyordum işte. Zaten onlar da bir Yusuf'a bir bana üzülmekten ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Kendilerince böyle bir fikir bulmuşlardı işte.
Yaylaya çıktığımızda bu defa bir önceki kadar kalabalık değildik. Kenan'ın arkadaşları yoktu. Sadece biz bizeydik. Tek farklılık Emin'in sevgilisi Feride'de gelmişti. Feride'yle tanıştığımda epey sevmiştim. Çok nahif, çok tatlı bir kızdı Feride. Hemen ısınmıştı ona içim. İçindeki güzellik gibi yüzü de güzeldi.
Bu defa Savaş geldi aklıma. Ne yapıyordu acaba? Söylediklerimi düşünmüş müydü? Ne karar vermişti? Ya bugün de, geçen sefer ki gelip olay çıkarırsa. Yapmazdı herhalde bir daha. Bilemezdim tabii ama tüm düşüncem bu yöndeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasiyet
Romance"Gidiyorsun demek." Başımı salladım. "Öyle, ha bir hafta daha kalmışım, ha iki gün kalmışım. Ne fark edecekti ki zaten? Sonunda bir gidiş mutlaka olacaktı." Sigaradan çektiği zehirli dumanı dışarı doğru üfledi. "Aklında gitmek olanı, kimse durdura...