Ertesi gün yağmurlu, sisli ve soğuk bir güne açmıştım gözlerimi. Camımı açıp dışarı baktım. Üşüsem de bir süre bir de böyle izlemek istemiştim bu güzelliği. Her mevsim de her türlü güzeldi burası.
Bugün için de Halide, Feyza ve Elif'le sözleşmiştik. Yani kızlar olarak vakit geçirecektik bu defa. Sevda'nın okulda bir işi olduğu için bize daha sonra katılacaktı.
Kolumdaki saate baktım. Neredeyse öğlen olmak üzereydi. Kendimi bu güzel manzaradan mahrum bırakarak hazırlanmaya koyuldum.
Altıma bol bir kot pantolon giyerken üstüme de beyaz bir gömlek giyip onun üstüne de krem rengi bir kazak giydim. Bugün içimden süslenmek geliyordu. Bu yüzden çok abartılı olmayan koyu bir makyaj yaptım gözlerime. Normal zamanlarda çillerimi kapatmak için epey uğraşırdım ama burada bunu yapmak istemedim. Sadece güneş kremini yüzüme sürdüm. Halka küpemi kulağıma takarken aynadan kendimi izliyordum. Yüzüklerimi de ellerime geçirdim. Gömleğimin içinde duran kolyemi de kazağın üstüne çıkardım. Saçlarımı ellerimle dalgalandırdığımda hazırdım zaten. Elime hem yağmurluğumu hem de çantamı alıp çıktım odadan.
Aşağı indiğimde kızların daha gelmemiş olduğunu gördüm. Bugün benim arabayla yolculuk yapacağımız için arabama ilerleyip çantamı ve yağmurluğumu attım arkaya. Telefonum aklıma geldiğinde çantamı tekrar elime alıp, içinden telefonumu çıkardım. Halide bir mesaj atmıştı.
"Canım, 10 dakikaya geliyoruz." Mesajına tamam dedikten sonra beklemeye başladım.
Hava soğuktu ama yine dayanılmayacak bir soğukluk yoktu. Sadece geldiğim günden farklı bir hava vardı. Kasvet doluydu. Normalde bu havayı sevmem ama buradayken bu hava bile başka hissettiriyordu adama.
"Napaysun burada bizum kiz?" diyen sese döndüm. Dönmemle önce Yusuf'la göz göze geldim sonra da yanındaki Kenan'a baktım. Normalde Kenan'ın harika bir türkçesi vardı ama arada böyle karadeniz ağzı da kullandığı oluyordu. Dün piknikte de bir öyle bir böyle konuşup güldürmüştü beni.
"Kızları bekliyorum." dedim gülümseyerek.
"Bir yere mi gidiyorsunuz?" diye sordu bu defa Kenan. Haberi yoktu demek ki.
"Hıı, kız kıza gezecekmişiz bugün." dediğimde güldü.
"Oo şimdiden başlamış ayrımcılıklar."
"Ayrımcılık yok."
"Nasi yok. Sen demadun mi kiz kiza dolaşacağuz diye."
"Benim fikrim değildi."
"Ben anlamam valla. Planlar yapılmış, biz kimsenin umrunda değiliz."
"E gel sen de."
Gülerek baktı suratıma. "Yok gelemem, işim var." dedi. "Ama aklıma çok daha iyi bir plan geldi. Haftasonuna giriyoruz ya zaten yarın ya da Pazar günü, yaylaya kaçalım." Göz kırpıp hevesle bana baktı Kenan.
"Bilmem ki. Ben her şeye uyum sağlarım."
"Ah ulan bak diğerlerine söyleme ama en sevdiğim kuzenim sensin artık. Diğerlerine desem bir sürü bahane uyduracaklar, yok şöyle olsun yok böyle olsun diye darlayacaklar beni. Bak işte kıza ne kadar uyumlu." deyip elini omzuma attı ve yanağımı sıktı.
"Sen de gelirsin Yusuf. Sakın gelmem falan deme. Dinlemem biliyorsun." dedi Kenan,Yusuf'a doğru.
"Bakarız."
"Nazlanma oğlum." Kenan tekrar bana döndü.
Eliyle saçlarımı geriye attı. "Biz şimdi gidelim, sen bu fikri kızlara söyle. Sonra akşam falan bir ara konuşur kesinleştiririz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasiyet
Romance"Gidiyorsun demek." Başımı salladım. "Öyle, ha bir hafta daha kalmışım, ha iki gün kalmışım. Ne fark edecekti ki zaten? Sonunda bir gidiş mutlaka olacaktı." Sigaradan çektiği zehirli dumanı dışarı doğru üfledi. "Aklında gitmek olanı, kimse durdura...