Merhabalar arkadaşlar,Bir pazar gününde daha yeni bölümle karşı karşıyasınız.
Umarım beğenirsiniz.
Gidişat konusundaki yorumlarınızı merak ediyorum açıkçası. Yorum yaptığınızda çok mutlu oluyorum. Çünkü yaptığınız yorumları okumayı seviyorum. Bu yüzden sizden tek beklediğin şey düşüncelerinizi benimle bu satırlar arasında paylaşmanız.
Şimdiden teşekkür ederim. Keyifli okumalar dilerim.
🤍🤍🤍
Sevdiğin birinin ölümünün ne demek olduğunu iyi biliyorum. İlk ölümü annemle tattım ben. Ardından tek dayanağım olarak kalan babamın ölümünü de gördüm. İkisini de verdim toprağın altına. Bu gözler, ikisinin de benden kopuşunu gördü.
Annemin ölümü ilk gördüğümdü. En ağırıydı. Ölümün ne olduğunu ilk kez, yakınen annem göstermişti bana. Ardından babam da son vuruşu yapmıştı. Babam da gittikten sonra, artık kimsenin gidişi belki de ölümü koymaz bana dedim. Ama şimdi gitmelerinden korktuğum birçok kişi daha eklenmişti hayatıma.
Ben biliyorum ölümü. Hiç ölmedim fakat ölmekten daha beterdi sevdiklerimin ölümünü görmek.
İşte bu yüzden biliyorum nasıl bir his olduğunu. Bir his, kalpte bir sızı, ağızda acı bir tattı.
İçin yanar, yanar da söndüremezsin.
Küçük bir çocuk gibi, ayaklarını yere vura vura gelmelerini istersin, ama gelmezler. Sen gitmek istersin, vaktin henüz gelmediyse gidemezsin. Yani beklemekten başka çaren yoktur.
Yaşadığın sürece; o acıyı, o sızıyı, o yanmayı yaşamaya mahkumsundur.
Zaman kimine iyi gelir, kimini de daha da içine çeker. En acı, en üzgün olduğu günlerin içine hapseder. Her şey iyi gibidir. Ama düştüğünde sana yine o günü hatırlatır. Hapsolmak kötüdür. Zamanın birindeki o üzüntüye, acıya.
Yusuf, beş yıl önceki zamanın içine hapsolmuş daha doğrusu kendisini oraya hapsetmişti. Çıkamıyordu, çıkmak istese kalbi bunun haksızlık olacağını söylüyordu, çıkmasa acısı katlanarak artmaya devam ediyordu.
Karısına duyduğu aşkı hiç anlatmasa da yaptığı yakarışla onu hâlâ deli gibi sevdiğini anlamak mümkündü.
Peki ben? Benim için ne düşünüyor? Ne hissediyordu?
Bu durumda bile içten içe kendimi düşündüğüm için kızdım kendime. Ona beni sevmediği için, karısına hâlâ aşık olduğu için kızabilir miydim ki? Yapamazdım. Hakkım yoktu.
Sadece o istediği sürece yanında durabilirdim. O kadar.
Yusuf, benim içime düşen aşk, belki de hiç gerçekleşmeyecek hayallerim. Bunu şimdilik bilmiyorum.
Hayat önüne neler çıkaracak bilmeden yaşamak çok zor. Belirsizlik çok zor. Ama bazen bile bile yürür insan o belirsizliğe.
Benim hatam da bu oldu. Ben o belirsizliğe bile isteye yürüdüm.
〰️〰️〰️
"Asiye, sen gelmeseydin keşke güzelim bugün." dedi halam beni düşüncelerimden çekerken.
"İyiyim hala, merak etme beni. Evde olsam, daha kötü olurdum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasiyet
Romance"Gidiyorsun demek." Başımı salladım. "Öyle, ha bir hafta daha kalmışım, ha iki gün kalmışım. Ne fark edecekti ki zaten? Sonunda bir gidiş mutlaka olacaktı." Sigaradan çektiği zehirli dumanı dışarı doğru üfledi. "Aklında gitmek olanı, kimse durdura...