8- Hoş geldin Yiğit

1.1K 65 7
                                    

Gitmeler hep zor mudur böyle? Sevdiklerini arkanda bırakmak? Demek ki böyle hissetmişlerdi annemle babam burayı bırakıp, giderlerken. Hatta şimdi benim hissettiklerimden daha fazlasını hissetmişlerdir.

Neye alıştım burada? Neyi sevdim? Niye bir an da vazgeçilmez bir yer oldu gözümde? Neden gitmek beni bu kadar üzmeye başladı?

Kalabalık diye miydi? Benim yalnızlığıma zıt olduğu için miydi?

〰️

Ertesi sabah Halime Ana'nın evinin bahçesi yine dolup taşmıştı. Herkes gideceğimi duyup, çıkıp buraya gelmişti. Hepsi inanamazken ben yılmadan tek tek her birine açıklama yaptım.

"Başka bir tanıdığınız falan idare edemez mi eczaneyi?" diye soran Elif'e karşılık hayır anlamında başımı salladım.

"Of ya daha burdan Gürcistan'a gidecektik gezmeye. Neler neler planlamıştık. Şimdi hepsi birer hayal oldu." diye yaptıkları planları paylaştı Elif.

"Rize'ye de gidecektik gezmek için." diye de ekledi Sevda'da.

"Planlarınızı bozduğum için özür dilerim."

Onlar böyle hevesle benim için yaptıkları planları anlatırlarken onları bırakıp gitmek beni inanılmaz üzüyordu.

"Özür dilenecek bir şey yok bebeğim." dedi Halide. "Senden ayrılmak zor geliyor sadece o kadar."

"Uu yeter da. Kiz da istemezdu gitmeyu. İşum var deyi kız. Siz da daha fazla konişup üzmeyun yavrumi." diye sinirle söylendi Halime Ana sırtımı sıvazlarken.

"Babaannem haklı ama ben de çok üzülüyorum gideceğin için. Kızma onlara babaanne, bırakmak istemiyorlar Asiye'yi." Konuşmasını tam bitirememişti ki ağzından kaçan küçük bir inlemeyle elini karnına götürdü.

Hepimiz aynı an da, aynı telaşla Sıla ablaya bakarken Halime Ana torununa doğru hareketlendi. "Ne oldi?"

"Tamam tamam bir şey yok. Karnım kasıldı sadece. Doğum yaklaştı ya. Normal yani." dedi sakince nefes alıp vererek.

"Ödüm koptu abla ya." dedi Elif elini damağına değdirip yukarı çekerken.

Sıla abla, Elif'in hareketlerine karşılık sesli bir kahkaha patlattı. "Korkmayın, bir şey yok."

Sıla ablaya sorarcasına baktım bir kere daha iyi olduğunu belirtircesine gülümserken göz kırptı.

Kızlara doğru döndüm. "Zorunda olmasam inanın sizin için biraz daha kalmak isterdim ama gitmem gerek. Elimden bir şey gelmiyor ne yazık ki."

"Bu kadar alışmışken şimdi nasıl ayrılacağım senden?" Kollarını boynuma dolayan Halide'ye gülerek baktım. Ben de kollarımla onu sardım.

"Biliyorsunuz ki bu gidiş bizim için bir son değil, bir başlangıç. O yüzden ne olur üzülmeyin artık. Araya çok zaman koymadan görüşürüz zaten bir daha."

"Öyle tabii de insan yine de üzülüyor." dedi Sevda yüzünü eline yaslarken.

"Keşke hep burada kalsan, gitmesen." dedi Elif de. Bugün bu cümleyi Elif'in ağzından 20 kere duymuşumdur belki de. Benim de içimden böylesi geçiyordu ama olmayacak bir şeydi işte.

Ben anlatıyordum, onlar anlamıyorlardı. Kalbim de anlamıyordu. Ne onlara ne de kalbime söz geçiremiyordum.

Bahçe kapısından içeriye giren Feyza'ya döndük hepimiz aynı anda.

"Nerede kaldın Feyza?"

"Geldim işte." diyerek sakince oturdu Sevda'nın yanına.

"Hele bak şu paçiye. Bu da surati asuk geldu."

VasiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin