Selamlar canlarım,
öncelikle bölüm gecikti kusura bakmayın. Bu ara başka meşguliyetlerim olduğu için böyle oldu. Sizi bekletmek istemezdim.Ki bayramda bölüm yayınlamayı çok istiyordum ama olmadı.
Bu bölümden sonraki bölüm de yine haftaya pazar gelecek. Ve çok güzel bir bölüm olacak. Bundan emin olup, heyecanla beklemeye devam edebilirsiniz.
Bölüm sonunda yine sorularım olacak o yüzden bölüm sonuna bakmadan geçmeyin.
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin.
Sizleri seviyor,
Keyifli okumalar diliyorum.
🤍🤍🤍
Bayramlar, ziyaretleriyle eğlenceli olurdu. Bizim kızlar bu ziyaretleri sevmediklerini söylerlerdi hep ama ben anlamazdım. Çünkü bu bayramlarda gelen gideni ağırlamak benim çok hoşuma gidiyordu. Kızlar pek haz etmese de.Dedemin de anneannemin de geleni gideni çok oluyordu. Bu yüzden tüm vaktimiz kızlarla mutfakta geçmeye devam ediyordu.
O akşamüstü dedemin uzaktan akrabaları gelmişti. Eve geldiğimde moral bozukluğuyla yalnız kalmak isterken yine misafirlerin geldiğini görmek beni biraz üzmüştü.
Dedemin akrabası olan Gülsüm Hanım, öyle meraklı bir kadındı ki aklına geldikçe bana sorular soruyordu. Kendisi, eşi ve bir oğluyla birlikte saatlerdir oturuyorlardı. Kalkmaya hiç niyetleri yok gibiydi hatta.
"Demek sen de halan gibi eczacısın yavrum." dedi bilmesine rağmen. Aslında AlmanyAma bu bayram köye gezmeye gelmişlerdi.
"Evet." dedim gülümsemeye çalışarak.
"Pek güzel maşallah. Ne iyi etmişsin buralara kadar gelmişsin be yavrum. Ne kadardır buradasın?"
"İki buçuk yıl oldu."
"Annenle baban? Onlar nasıllardı ne yapıyorlardı? Yani ne yaptınız bu kadar zaman bir başınıza? Nilüfer'i pek bir severdim çocukken. Çok iyi kalpli, güler yüzlü, melek gibi bir şeydi."
Nasıllar mıydı?
"Babam okulunu bitirip bilgisayar mühendisi oldu. Annem de daha sonradan babamın ısrarlarıyla önce liseyi sonra da üniversiteyi bitirmiş. Hemşirelik yapıyordu."
"Ah demek hemşire olmuştu. Okumayı çok severdi. Çok sevindim onun adına."
Başımı sallayarak söylediklerini onayladım. Ama bu konuda daha fazla konuşmak istemediğimi de belli ettim.
"Kaç yaşındaydın sen Asiye?"
"28." derken göz devirmemek için zor tutuyordum kendimi.
"Maşallah maşallah. Evlilik çağın çoktan gelmişte geçiyor bile." dedi abartarak. Daha sonra yanındaki oğluna döndü. "Benim oğlumda 29 yaşına girdi geçen ay. Yeter artık oğlum baş göz edelim seni diyorum ama hiç tık yok." dedi. Gözleri fıldır fıldır oynayan kadına 'bana ne teyze' demek geldi içimden ama zor tuttum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasiyet
Romance"Gidiyorsun demek." Başımı salladım. "Öyle, ha bir hafta daha kalmışım, ha iki gün kalmışım. Ne fark edecekti ki zaten? Sonunda bir gidiş mutlaka olacaktı." Sigaradan çektiği zehirli dumanı dışarı doğru üfledi. "Aklında gitmek olanı, kimse durdura...