1- Yeni Bir Hayat

3.7K 114 8
                                    


Merhabalar,

Bu bir yolculuk hikayesi,
Bu bir aile hikayesi,
Bu bir dostluk hikayesi,
Bu bir düşmanlık hikayesi,
Bu bir memleket hikayesi,
Bu bir yalnız kalmışlık hikayesi,
Bu bir özlemek hikayesi,
Bu bir sevginin hikayesi,
Hatta sevenlerin hikayesi.

Hoş Geldiniz...

İyi Okumalar.

Okumaya başladığınız tarihi buraya yazabilirsiniz.

➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖

Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
gölgem gibi demiyorum
çünkü hasret yanımdaydı zifiri karanlıkta da
Ellerim ayaklarım gibi de değil
uykudayken yitirirsin elini ayağını
ben hasreti uykuda da yitirmiyordum

Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
açlıktı, susuzluktu demiyorum
sıcakta soğuğu, soğukta sıcağı aramak gibi de değil
giderilmesi imkânsız bir şey
ne sevinç ne keder
şehirlerle bulutlarla türkülerle de ilgisiz
içimdeydi dışımdaydı
Bütün yolculuk boyunca hasret ayrılmadı benden
zaten elimde ne kaldı bu yolculuktan
hasretten gayrı

Nazım Hikmet'in bu şiirini babamın sesinden dinlerdim hep. Hasretliği çok çektiğinden midir nedir hep dilindeydi bu şiir. Şimdi de benim dilimde.

Borçka'nın merkezinden çıkmış köy yolunda yavaş yavaş ilerliyordum. Geçtiğim yollar beni korkutsa da devam ediyordum. Tam babamın ve annemin anlattığı gibiydi. Bir tarafı kayalık, diğer tarafı ise yeşillerle dolu uçsuz bucaksız bir uçurum. Ortasında da ben, arabamla sakince ilerlemeye çalışıyordum. İnternetten baktığım kadarıyla, annem ve babamdan dinlediğim  kadarıyla biliyordum Maçahel'i. Küçükken çok merak ederdim. Öyle güzel anlatırlardı ki bu memleketi, onlar anlatırlarken ben masal diyarındaymışım gibi hissederdim.

Yıllarca üç kişilik, küçük bir aile olarak sürüp gitmişti yıllarımız. Şimdi karışacağım kalabalık gözümü korkutuyordu. Biz hiç bu kadar kalabalık olmamıştık. Ben hiç kalabalık aile nasıldır bilmem. Güzel midir? Yoksa kötü müdür? Bilmem. Annem ve babam çok güzel olduğu söylerler ama bu kalabalık ailenin onlara bir faydası olmadığını düşündükçe benim fikirlerim tam tersini savunuyor.

Herkesi tanıyordum aslında. Çok anlatılırdı bizim evde. Zaten başka şeyler çok nadir konuşulurdu. Varsa yoksa köyleri, aileleri. Bu geçtiğim yollara da yabancıydım ama aynı zamanda değildim de.

Köyün girişine vardığımda Konuk Evi yazısını gördüm önümdeki ahşap yapıda. Burada buluşmak üzere anlaşıp, konuşmuştuk Halide ile.
Halide amcamın kızıydı. O kalabalık aileden tanıdığım tek kişiydi. Onunla bugünü birçok kez konuşmuştuk. Beni cesaretlendiren de oydu. Arabadan indiğimde, uzaktan bana doğru yürüyen iki kız gördüm. Biri Halide'ydi. Onu hemen tanımıştım. Ama yanındaki kızı tanımıyordum. Kalbim hızla çarpıyordu. Beni gördüklerinde adımları hızlanmış, hızlı bir şekilde yanıma gelmişlerdi. Halide beni gördüğü gibi boynuma atılmıştı. Neşeyle ben de sarıldım ona. Garip bir hüzün kapladı yüreğimi. Uzun bir sarılma olmuştu bizimkisi. Yılların acısını çıkartıcasınaydı sanki. Kendisini geri çekerken, elleri ellerimin arasında inceledi beni. Yaptığı hareketle gülümsedim.

"Hoş geldin canım benim." dedi gözünden akan yaşı silerken.

"Hoş buldum."

"Bak bu da Feyza, senin kuzenin. Mahmut dayının kızı." dediğinde kıza baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu. Sarılıp sarılmamak arasında gidip gelirken ilk adımı Feyza atıp, sarıldı. Kendimi çok yabancı hissediyordum bu insanlara. Halbuki ikisi de candı benim için. Ama araya yıllar girmişti. Sadece yıllar olsa iyi. Sonu bitmek bilmeyen bir küslük yüzündendi bunun asıl nedeni.

VasiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin