Alice geçitten geçerken nefesini tutmuştu ama bu karanlığın içinde değil nefes almak kendini bile hissedemiyordu bir süre bekledikten sonra kulağına kadın inlemeleri geldi buna rağmen hala hiçbir şey hissedemiyordu . Elini yere koyunca taşın soğukluğu tüm vücudunu titretti . Alice kıyafetlerini kontrol ettiğinde üstünde yırtıklar içinde çuvalımsı bir elbise olduğunu fark etti . Görmek için gözlerini değiştirmeyi denediyse de güçlerini kullanamadığını anladı . İnlemeler biraz daha yükselmişti ama Alice'in başı da zonkluyordu ve kendini daha fazla ayık tutmak için çabalamadı . Kafasını geriye yaslayınca taş duvar yer gibi soğuktu yere uzanıp bacaklarını ve kollarını göğsüne çekti derin bir nefes alınca pis kokuyla suratını buruşturdu.
" Tanrıça için " göz kapaklarını kapayınca Hellod'u gördü bir süre sonra da uykuya daldı .
Nyden'ın durumu da çok farklı sayılmazdı ama Alice'in aksine ortama daha çabuk ayak uydurmuş duyularını daha hızlı kazanmıştı ağır bir sidik ve ter kokusu burnuna hücum ediyordu . Nyden soğuktan pek etkilenmemişti ama üstünde mahrem yerlerini örtmesi dışında başka kıyafetleri sahip olmadığını fark etti . Elinden küçük bir ateş parçası çıkarmaya uğraştıysa da pek bir şey olmadı ayağa kalkmak için duvardaki demirden destek aldı hafif bir ışık görünce hızlı adımlarla ışığa doğru yürüdü . Her adım canını daha çok yakıyordu oysa bir saat önce savaşırken bile canı bu kadar yanmamıştı göğsünde hissettiği keskin acıyla eliyle göğsünü tutup adımlarını yavaşlattı sağ ayağı yerde yatan birine çarpınca Nyden ufak bir şoka uğradı yanlız olduğuna yemin edebilirdi etrafında ölüm sessizliği var gibiydi.
Sessizliği bozarak " Affedersiniz " dedi güçlükle .
Yerde yatan kişi ufak bir inlemeyle karşılık vermekle yetindi Nyden ışığın kaynağına biraz daha yaklaşınca yere çöktü demir parmaklıklara dokundu ve hafif hafif sallanan cılız mum ışığına baktı . Nyden vücudunun yandığını ve kemiklerinin acısını daha çok hissediyordu daha fazla dayanamadı ve parmaklıklara yaslanarak kendinden geçti .
Kolunda hissettiği acıyla kolunu hemen kendine çekti . Nyden'a pis pis bakan adam önce kötü bir kahkaha atıp ciddileşti .
" Parmaklıklardan dışarı bir uvzun daha çıkarsa anında kelleni alırım " Nyden adamın gözlerinin içine sinirle baksa da uzatmayı doğru bulmadığından kafasını eğerek parmaklıklardan geriye doğru süründü . Karnı açlıktan sırtına yapışmış gibiydi etrafında yiyecek birşey aradı artık sabah olmuştu belliydi ama yine de karanlıktı . Demir kapı büyük bir gıcırtıyla açıldıktan sonra şaklama sesi duyuldu ve Nyden'ın zihninde tüm taşlar yerine oturdu .
Nyden zamana ayak uydurarak bir köle mahzenine düşmüştü . Bunun arkasında Seth olabilir mi diye düşünecekken bir şaklama daha duyuldu ve diğer kölelerin arasına karışıp mahzenden dışarıya çıktı . Bacaklarında derman kalmayana kadar merdiven çıkmıştı Nyden tek umudu dışarı çıktıktan sonra kaçmanın bir yolunu bulmaktı.
Mahzenin çıkış kapısı açılıp Nyden dışarı çıktığında içeri de ki küflü ve soğuk havanın yerini 50 derece sıcaklık aldı bir anda derisini yakan sıcaklıkla Nyden dişlerini sıkarak ilerlemeye devam etti . Bütün köleler bir sıra boyunca dizildiler ve korkunç bir kırbaç şaklaması daha duyuldu . Nyden kafasını kaldırınca karşılarında kadın kölelerin olduğunu gördü çok yakın sayılmazlardı o yüzden yüzlerini seçemiyordu .
Elinde kırbaç olan adam sararmış bıyığının altından pis pis gülerek kadın kölelerden birini yanına çekerek taciz etmeye başladı . Kadın ilk başta hiç tepki vermediyse de kırbaçlı adam bir tokat vurunca geri çekilmek zorunda kaldı . Nyden adamın gözünde ki şeytanı görünce kadının başına birşeyler geleceğini anladı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TANRIÇASI
FantasySonka ölen Tanrı ve Tanrıçaları yakarak bir tören düzenledi . Uyuyan Tanrı içinde cam bir tabut yaptı ve onu Olimpos'un en gizli odalarında sakladı . Kronos tüm yarı tanrılarıda öldürmüştü . Onlardan da çok az kalmıştı ve Sonka geri kalanları da öld...