Milan Miles
Gözümü açmak için kendimle büyük bir savaş vermeye başladım güneş doğmuştu ve odamın direk içine tüm ışınlarını atıp bana kıkırdıyordu . Gece sabaha kadar oyun oynadığımı sayarsak saatin kaç olduğunu tahmin etmek biraz zor oluyordu . Bir kaç adım topuklu sesi duyduktan sonra geri uyuyor numarası yapmak bana oldukça mantıklı gelmişti .
" Milan "
" Milan! "
Kafamı yastığa gömüp benden umudu kesmesi için dua etmeye başladım evet oldukça dindardım bundan üç yıl kadar önce kilisede mobil legends oynuyorum diye atılmıştım , o günden sonra deist* olmaya karar verdim .
Topuk sesleri yaklaştı ve kafamın dibinde son buldu . Açık bacaklara ve dizde biten eteğe baktım kafamı yukarı kaldırdıkça beyaz gömleği ve önünde iliklenmiş ceketi gördüm . Hepsi takımdı ve annemin üstünde her zaman olduğu şekilde harika duruyordu . Elini saçıma geçirip karıştırdı gözlüğümü uzattı ve gülümsedi .
" Bugün son gün belgeni al ve istediğin kadar uyu " homurdanıp gözlerimi kapadım .
Sonunda yumuşak kadın gidip tekrar avukat kılığına büründü " Milan " ciddi ses tonu gözlerimi tekrar açmama sebep oldu . Gözlüğümü taktıktan sonra gülümsemesine karşılık verdim .
" Günaydın anne saat daha " biraz durakladım ve tekrar kuruyan ağzımla konuştum . " Saat kaç ? "
" 13.15 ve ben çıkıyorum duruşmam var "
Yanağından sıkıca makas aldıktan sonra sulu bir öpücük bırakıp odadan çıktı iki dakika içinde kapı sesi duyuldu . Ve evde tamamen tektim kafamı vurup tekrar yatmayı düşünsemde yatağımda doğrulup sırtımı başlığa dayadım .
Odayı buraya taşındığımızda düzenlemiştim. Eski evimizde ablamla beraber kaldığım için zamanında yoğun bir parfüm kokusuyla boğulmuştum ve etraf o kadar çok eşya doluydu şimdi odayı sade tutma çabasındaydım . Diğer evden oldukça büyük olan evin en küçük odası benimdi aslında ablam üniversitedeydi ama o bu odayı seviyordum .
Yatağım iki kişilikti hemen sağında duvara bitişik küçük beyaz bir dolap duruyordu . Yatakla arasındaki mesafe kapakların açılması için yeterliydi solunda ise bilgisayar masası vardı . Yatağının ayakların ucunda ise kitap rafı vardı ama üst kısımları hariç boştu . Rafların hemen yanında yerden tavana uzanan bir ayna vardı duvara yapışıktı ve o aynayı iki yıldan beri sökmek için planlar kurup duruyordum .Odanın banyosu yoktu ama ablamın banyosu boş olduğundan bundan da şikayetçi değildim. Odaya gri ve beyaz renkleri hakimdi. Yerde ortada kalan boşluğu kapamak için minik desensiz kare şeklinde halı vardı .
Kalkmanın zamanının geldiğini düşünüp üstümdekini attım . Aynaya bakınca sıska bacaklarımı ve vücudumu gördüm . Göğsümde biraz da olsa kıl vardı ama yinede bu beni daha erkeksi yapmıyordu .
Siyak kot pantolonumu yerde sekerek giymeyi başardıktan sonra basit bir tişört alıp başımdan geçirdim . Amacım direk yıl sonu belgesini alıp eve geri dönmekti keşke annem beni götürseydi diye düşünmeden edemedim . Ayakkabalırımı da ayağıma geçirdikten sonra birkaç şeyi kontrol edip evden çıktım .
Karnım istemsizce guruldadı umursamadan bisikletime bindim , okul fazla uzak sayılmazdı . Hemen gidip geldikten sonra ziyafet çekebilirdim . Şarkı listemi açıp rastgele oynata basarken aynı anda pedala yüklendim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TANRIÇASI
FantasySonka ölen Tanrı ve Tanrıçaları yakarak bir tören düzenledi . Uyuyan Tanrı içinde cam bir tabut yaptı ve onu Olimpos'un en gizli odalarında sakladı . Kronos tüm yarı tanrılarıda öldürmüştü . Onlardan da çok az kalmıştı ve Sonka geri kalanları da öld...