Milan Miles
Hellod gideli üç saate yakın oluyordu önce mutfaktaki cam parçalarını temizledim . Sonra ablamın banyosuna gidip havluyu alıcaktım ama gördüklerim karşısında ufak bir şok yaşadığımı itiraf etmeliyim .
Ablamın banyosunda küçük beyaz bir küvet vardı - güzellik banyosu yapmak için ılık suda bir saat beklemesi gerekiyormuş - küvete baktığımda daha doğrusu havadaki kokuyu kokladığımda Nate'le karşı karşıya geldiğimiz kokuyu aldım . Tay'ın patlayan burnunda ki kanın kokusunu .
Bütün küvet kanla kaplıydı musluğu tekrar açtım ve kanın akışını izledim . Sonra havluda kan varmı diye kontrol ettim ama temizdi yinede makineye attım ve banyoda ki kan kokusunu gidermek için spreye boğdum .
Aksiyonlu bir şekilde bölünen uykuma dönmek için odama gittim . Etraf her zaman olduğu şekilde dağınıktı . Umursamadan yatağıma girdim biraz müzik dinlemeyi umuyordum ama aniden uykuya daldım .
Etrafta ağaç haricinde hiçbir şeyin olmadığı bir ormandaydım hayatımda gördüğüm en güzel ağaçlar olabilirlerdi . Hepsi eşit uzamış ve aynı koyu kahverengiye renkteydiler. Ellerimi ağaçların gövdelerinde gezdirerek yürüyordum sırf ağaç olamazdı içgüdüm kaçma zamanı olduğunu söylüyordu.
Ağaçları yaran bir kükreme duyuldu sonrasında ise güneş ormanın içinde kaynıyormuşçasına patlama oldu . Patlama beni geriye savurmuştu elim kulaklarıma götürünce kan içindeydi .
Kafamı zorla kaldırıp buna neden olan şeyi görmeye çalıştım . Ama hiç kimse görünürde yoktu . Adım seslerini duymam biraz zamanını aldı .
Altın rengindeki saçları ve sakallarıyla neredeyse iki metre olan yarı çıplak kaslı bir adam karşımdaydı . Ellerini birbirine kenetleyip tekrar ayırdığın mor kıvılcım demetleri fışkırıyordu .
" Sonka " dedi aklımda ki kim bu adam cevabıma karşılık .
Tam kıvılcım beni parçalara ayıracakken birisi omzundan tutup beni sürükledi . Kafamı kaldırdığımı yeni matematik öğretmenimi gördüm daha 25 yaşlarındaydı üniversiteyi bitirip hemen bizim okula atanmıştı .
" Bayan Perez " dedim kaşlarımı çatarak . Hayır anlamında kafasını salladı konuşmuyordu . Sadece yürümem için bana yardım ediyordu . Aklım arkamızda olan Sonka'ya gitti şimdiye bizi çoktan yakalamış olmalıydı .
Desteğim olan Bayan Perez bir anda duman olunca yere düştüm ve sıçrayarak uyandım . Etrafıma bakınıp kendimi kontrol ettim kulaklarımda kan yoktu . Annem odaya girip ışığı yaktı .
" Sadece bir rüya tatlım " kollarının arasına alıp sarıldı . Sonka'nın gücünü hissetmiştim rüya bile olsa farkına varmıştım . Hellod ona karşı gelebilecek kadar güçlü müydü? Eğer değilse hepimizin sonu olabilirdi ve ben güçlerimi yeni almışken ölmeye niyetim yoktu.
" Ne görüyordun ? Böyle bağırdığını ilk defa duydum ."
" Hatırlamıyorum " diyip omuz silktim . Ama gözlerimi kapattığımda Sonka'nın beni yakalayacağı sahne göz kapaklarıma kazınmış gibiydi .
" Uyku düzenin bozuk olduğundan bunlar "
" Kabuslardan dönüyorum ve sen bana Nutuk mu çekiyorsun ? " Kafama vurunca saygızıca konuştuğumu fark ettim . Evet biraz katı bir aileyiz bu yüzden odamdan ayrılmamayı tercih ediyorum . Etrafa baktığımda hava hâlâ aydınlıktı ama ben yatarken kararmamış mıydı ? .
" Tüm gece uyudum mu ? " diyince gülümsedi bana asla kıyamıyordu kafamı karıştırıp anlımdan öptü .
" Bugün toplanma günü ve bu yıl bizim evde toplanıyoruz " diyince yorganın altına girip ölümü beklemek daha iç açıcı geldi .Toplanma günü denen şey her yıl yapılan ve bütün akrabaların bir araya toplanıp mal mal aktiveteler yaptığı bir gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TANRIÇASI
FantasySonka ölen Tanrı ve Tanrıçaları yakarak bir tören düzenledi . Uyuyan Tanrı içinde cam bir tabut yaptı ve onu Olimpos'un en gizli odalarında sakladı . Kronos tüm yarı tanrılarıda öldürmüştü . Onlardan da çok az kalmıştı ve Sonka geri kalanları da öld...