2. Kısım 7. Bölüm: Geride Kalanlar

847 47 62
                                    

Merhaba Geride Kalanlar!

Şimdiye kadar ne okuduysanız geride bırakın. Çünkü bu yaşanmışlıklar kitaplarda yazılanlara hiç benzemiyor. Bu sefer pişmanlıklar yok, tecrübe var. Ve biliyorum ki bu benim son tecrübem olacak.

Kalbimin mühürlendiğini hissediyorum. Artık içimdeki "iyi" benimle konuşmuyor. Sanırım yalnızım... Şeytana bir beden kaptırdım. Giderken ruhumu benden almayı unuttu. Ruhumdan bir parça almasına izin vermeyeceğim. Onda yarım kalmış duygularım var. Senle ben varım. Yaşamamı istediğiniz ama yaşayamadığım hayatlar var.

Şeytan yeryüzündeki mumları birer birer söndürmeye başladığında son mum ruhum olacak. Bana doğru attığı her adımda söndürdüğü mumlardan biri yeniden yanmaya başlayacak. Bu sefer alevin rengi mavi olacak. Ateşin en saf haline dönüşecek günahlar. Korkacak benden, beden bulmuş askerlerini küle çevirdiğim için.

İntikam ateşi bir kez daha yanmaya başladı. Bu sefer sönecek gibi değil. Yaklaşanı küle çeviriyor, izleyeni de büyülüyor. Yeni bir güne "merhaba" demek için benden af diliyorlar, yapılanları unutmamı istiyorlar.

Hiçbir dua ve söz geçmişi silmeye yetecek kadar güçlü olmayacak. İntikam için yanan mavi ateşin dışında.

Bulutlar yağmur için bir araya geldiğinde yeryüzüne doğru yıldırım düştü. Rengi maviydi, yerle buluştuğunda kırmıza dönüştü. Tüm kötülüğün anası olan toprak, yıldırımı kirletmişti. O da intikamını alabilmek için önüne çıkan ne varsa yakıp küle çevirmişti. Ateş bundan dolayı acımasız, dokunduğunun canını yakıyor. Çünkü ilk onun canı yandı. Yandıkça unutmuştu geçmişini mavi olduğu günleri.

Ateşi sıcak olduğu için kim suçlayabilir? Doğası gereği ona düşen görevi yerine getiriyordu. Peki toprak? O da mı doğası gereği üzerinde can bulan herkesi kirletiyordu. Onu bu kadar acımasız yapan neydi? Belki de hiç dokunmamak gerekiyordu toprağa, üzerinde yeşermemesi gereken bitkilerin tohumları saçılmıştı. Kan döken insanoğulları yayılıyordu her köşesinde. Sevimli ve bir o kadar da vahşi olan hayvanlar kazarak kendilerine ev ve mezar yaptılar. Kazdıkça, bastıkça, koştukça ve hatta oynadıkça can çekişti toprak. Öfkesini, nefretini üzerinde biten bitkilere saldı. Yedikçe bitkileri güldü, o da unuttu geçmişini. İntikam arzusu onunda geçmişini unutturdu. Böylelikle o da herkesten intikamını alabildi.

Şimdi soruyorum;

Kutsal kadeh!

Kutsal içecek!

Kutsal kalem

Ve son olarak,

Kutsal kitap!

Beni günahlarımdan arındırabilir mi? Yalnız rahibe kadar aziz olabilir miyim? Hazlarım kuş olup uçabilir mi? Kalbim yeniden özgürce atabilir mi? Ben yeniden, ben olabilir miyim?

-KUKLA-

KUKLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin