2. Kısım. 8. Bölüm: Karanlık Oda

1.1K 49 92
                                    

2. Kısım. 8. Bölüm: Karanlık Oda

Göz kapaklarımı birbirlerine dikilmiş gibi her yer karanlıktı. Başta elektriklerin gittiğini düşündüm. Görmüş olduğum rüyanın etkisinden dolayı boğazımdan göğsüme doğru akan ıslaklık vardı. Elimi kavradığım boğazımdan çarşafın altında kalan göğüs arama indirdiğimde çıplak olduğumu fark ettim. Çarşafı hızla üzerimden atıp yatağın kenarına oturduğumda aşağılardan yukarılara doğru sızlayan acıyla rüyayı değil de gerçekleri yaşadığımı anımsadım. Aklıma ilk gelen şey kolumdu. Tutup kontrol ettiğimde hafif şişkinlik biraz sancı vardı. Sırt üstü uzanıp olanları hatırlamaya çalışıyordum. Hatırladığım şeyler sınırlıydı. Görüntülerin çoğu bulanık olduğu için tam olarak neler yaşadığımı bilemiyordum. Kaçmıştım, kaçırılmıştım tekrar kaçmıştım ve yakalanmıştım. Sonra ne olmuştu?

Çıplaklığımın vermiş olduğu ürperti etrafın karanlık olmasına rağmen utandırıyordu. Çarşafı tıpkı ucuz bir kıyafetmiş gibi etrafıma sardım. Burada çırılçıplak neden yattığımı merak ediyordum. Uyanık kaldığım her dakika vücudumun belli bölgeleri sızlıyordu. Elimi kaçlarımı ikiye bölen yarıklığın arasında gezdirdiğimde hafif yanmayla karışık hissettiğim acı parmaklarımı kaçırmama neden oldu. Bu sefer tereddüt ederek yeniden denedim. Anlık şimşek çakması yaşamışım gibi hızlı görüntüler geçti gözlerimin önünden, ne olduklarını algılayamadım. Sadece bu dokunuşlar bana bir şeyleri hatırlatmak istiyordu.

Nemliydi, biraz da sümüklümsün. Yapış yapış olan parmaklarım şampuan kıvamındaydı. Kokusu, ölü bir hayvanın çürümek üzere olan bağırsakları gibiydi. Midemi bulandıran bu kokuyu parmaklarımdan atmak için üzerime sardığım çarşafları kullandım.

Karanlıkta duyulan tek ses ara sıra almış olduğum derin nefesin sesiydi. Yatağın üzerinde yatıyor olmamın vermiş olduğu algıyla oda da olduğumu düşünüyordum.

"Aaaa..." diye haykırdım. Sesim boş oda da eko yapması hoşuma gitmişti.

"Aaaa..." diye yeniden haykırdım. "A." "Aa." "Aaaaaaaaaaa..."

"Kimse yok mu?" dedim. "Uyandım!"

Cevap yoktu.

Çarşafı üzerime çekip uyudum.

Yeniden uyandığımda karanlık olduğu yerde duruyordu. Beklemek yerine etrafı keşfetmek istedim. Yataktan kalkıp attığım ilk adımda kalçalarım zonkladı. İkincisini daha yavaş atmaya özen gösterdim. Canımı bu kadar yakan şeyin ne olduğunu merak ediyordum. Beynimin karanlık noktasında saklanan anılarımın bir an önce aydınlığa kavuşmasını arzuluyordum ileriye doğru attığım her adımda. Geçmişimi unutturabilecek kadar ne yaşamıştım, yaşatmıştılar.

Ellerimi önümde siper yaparak ilerledim. Böylelikle çarpıp düşmeyecek, önüme çıkacak olan cisimleri kavramış olacaktım. Sanki bir şeylere takılıp düşecekmişim izlenimi veriyordu karanlık. Görünmeyenlerin gizemi yürümeme engel oluyordu. Duvarın soğukluğunu avuçlarımın arasında hissedince durdum. Bomboştu oda. En azından yürüdüğüm kadarıyla. Duvara tutunarak yürümeye devam ettim. Adımlarımı tereddüt ederek atıyordum. Her an bir şeye takılıp düşecekmişim gibi iki de bir duruyordum. Yüzümde masanın kenarına çarpmışım gibi acıyla karışık ekşinin vermiş olduğu ifade vardı. Diz kapağımla birlikte vücudum geriliyordu. Kulaklarımın içine dolan başın, kalp atışlarımda meydana gelen ritim bozuklukları cinler tarafından izlenildiğimi düşündürüyordu. Her an önüme çıkıp tokadı basacaklarmış gibi geriye doğru çekiliyordu bedenim. Artık karanlık beni rahatsız ediyordu. Işıkların yanmasını istiyordum.

Soğuk yuvarlak cisme dokunduğumda duraksadım. Tırnaklarımla vurduğumda demir olduğunu anladım. Kenarları kıvrımlı olan ince bir demire bağlıydı. Ortasındaki yarım çember onu tıpkı kendisi gibi olan diğer yuvarlağa bağlıyordu. Keşfetmeye devam ettiğimde bunun uyandığım yatağın başı olduğunu anladım. Başa dönmüştüm, benle yatak dışında oda da hiçbir şey yoktu. Ellerimi yüzümden saçlarımın arasında doğru götürdüğümde diplerinin ağrısını hissettim. Çekilmiş gibiydi. Tekrar saçlarımı kurcaladım. Ağrı çoğaldıkça aydınlanıyordu anılarım. Devam ettim. Mehmet amcanın yemek masasında saçlarımı çekip kaldırdığını hatırlattı. Bu çok eskiydi, acının sahibi başka anılar olmalıydı. Diplerdeki acı artık uyuşmuştu. Daha fazlasını canlandıramıyordu.

KUKLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin