"Loş ışığın altında kimsesiz bedenler,
Haykırıp durur dolunayda.
Çığlıklarını kimseler duyamadı.
Yok, olup gitti anıları.
Sevgi yerine ilacı tattılar.
Dal gibi sallanır, uyuşuk bedenleri koridorda.
Çınar ağacının gölgesinde özgürlüğü tadarlar.
Deli diyorlardı, onlara,
Kimdi deli,
Onlar mı?
Biz mi?
Yoksa! Sen miydin? Deli"
-Vedat Onat
Annem ile babamın bağırtıları kesildiğinde, gözyaşlarımı sildim. Ayağa kalkıp derin nefes alıp verdim. Bunu birkaç kez devam ettirdikten sonra yüzüme olaylardan haberi olmayan bir ifade koydum. Artık anahtarı kilide sokup çevirebilirdim. Anahtarı kilide sokmamla birlikte sanki kapının önünde nöbet tutuyormuşçasına halam, kapıyı açtı.
“Hoş geldin. Biz de senin hakkında konuşuyorduk, iyi insan lafının üstüne gelirmiş” dedi suratındaki anlamsız ifade ile birlikte.
“Hoş bulduk, Hala” dedikten sonra bizimkilere görünmeden parmak uçlarımda yürüyerek odama doğru gittim. Odamın kapısını kapattıktan sonra bir derin nefes daha alıp verdim. Bu sefer ki laf yemeden odama gelebildiğim içindi.
Üstümü değiştirmek için dolabı açtığım da elbise askılarında halamın kıyafetleri ile karşılaştım. Yine alışverişin dozunu kaçırıp eşyalarını benimkilerin arasında kamufle ediyordu. Zeka küpü halama bunu yaparak kıyafetlerini daha da belli ettiğini söylememe rağmen laf dinlememişti. Ne de olsa babamın kız kardeşiydi.Pantolonumun düğmelerini açıp, aşağıya doğru indiriyordum ki, kapısız köyden gelen halam odama damladı.
“Oha! Kapıyı çalsana.”
“Pardon!” deyip çıktı.
Üstümü değiştirdiğimi söylememle birlikte odama yeniden girdi.
“Evet, Hala, ne istiyorsun?”
“Kıyafetlerimi gördün mü?”
“Evet”
“Sakın ama sakın onların yanına ter kokulu kıyafetlerini asma.”
“Alla Allah… Dolabımda kokan tek şey senin doldurma parfümün.”
“Çenen çıksın emi.”
“Bunun için mi geldin?”
“Hayır, yarın ailecek amcanı ziyarete gideceğiz. Bu yüzden alarmını 08.00 kur.”
“Hayırdır, babam bizi amcamın yanına götürmezdi.”
“Hastaneden aramışlar. Bizi görmek istiyormuş.”
“Mmmm…. Yarın anlaşılan baba tarafı için güzel bir gün olacak” dedikten sonra gülmeye başladım.
Gülmem halamın zoruna gitmişti. Nede olsa onun tarafıydı.
“İstersen babana da bunu söyle, belki sana Osmanlı Devletini anlatır.”
“Ha ha ha … “ Halam espiri yapmıştı. Zekası ile ancak bu kadarını başara biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUKLA
Teen FictionAkbabalardan oluşan bir kanyon da çığlık atmak ne işe yarar? Avın ayağına avcıyı getirmekten başka,